Rahmetli Cem Karaca'nın bir şarkısı vardı ya..

‘İşçisin sen işçi kal’ sözleriyle akıllarda yer etmiş..

Trabzonspor az iyi gidince nedense hep bu şarkıyı hatırlıyorum..

Öyle saldırılara, yorumlara maruz kalıyor ki, haksız da değilim hani..

Minzi beyinli bazılarının kafasındaki şablona göre Trabzonspor şöyle olmalı;

Alt yapıdan aldığı gençlerin ağırlıkta olduğu bir kadroyla  güzel futbol oynayan..

Anadolu takımlarıyla oynadığı maçların çoğunu kazanan..

En fazla Türkiye Kupası'nı alıp UEFA'ya gidebilen..

Orada da bir, bilemediniz iki tur geçen..

Ancak ve ancak, İstanbul'un üç büyüğüne asla kafa tutamayan..

Değil şampiyonluğa oynamak, bunu aklının ucundan bile geçirmeyen..

Böyle olduğu için de yere göğe sığdırılamayan.

Spor programlarında övülen..

Çizgiyi aşarsa! dövülen ve hatta sövülen...

İşin tuhafı bu anlayış Trabzonspor sayesinde figüranlıktan kurtulan bazı Anadolu takımlarınca da destek görüyor.

3-0 önde oldukları maçı 4-3 kaybederek neredeyse şampiyonluktan olan şehrin takımı bile tertemiz yenildiği maçtan sonra sosyal medyada şu ifadelerle boy gösteriyor:

'Alnımız açık başımız dik'

Niye?

Kendisine yere atan oyuncusuna hakem çalmamış düdük..

Ne düdüğüymüş bu?

Penaltı!..

***

Milletin derdine bak ya..

Efendim Nwakaeme'nin hareketi direkt kırmızılıkmış da, hakem niye kırmızıyı direkt değil de ikinci sarıdan vermiş..

Öyle vermiş de bu Nwakaeme oyundan çıkmayıp  devam mı etmiş?

Yoo..

O zaman sıkıntıları ne?

Direkt kırmızı verse Fener maçında oynayamayacakmış, halbuki şimdi oynayacakmış!

Hadi ya.'

Peki;  geçen sezon Denizli'de hakem penaltı pozisyonunda  beyaz noktayı göstermek yerine bu  Nwakaeme'ye kart gösterip oyundan atarak Fener maçında oynatmadığında..

Ya da üç gaddar tekmeye iteklemeyle cevap verdiği için oyundan atılan lakin yediği tekmeler VAR'da  saklanan Sörloth için ne demiş bu beyler?

'Hakem de insandır hata yapar'

***

Bunları uzatmak mümkün de özet olarak şunu söylemek mümkün.

'Türkiye'de futbol Trabzonspor'a karşı oynanan bir oyundur'

Lakin unuttukları bir şey var..

Şampiyonluklarını alabilirler..

Kupalarını çalabilirler..

Bin bir türlü dalavere ile önünü kesebilirler..

Ancak, asla pes ettiremezler..

Çünkü, Trabzonspor'un hamuru  ne kabul eder çamuru..

Ne de bıkar, yılar, geri çevirir taburu..

Federasyonuyla, hakemiyle VAR'ıyla, yorumcusuyla, forumcusuyla varsınlar taşısınlar sırtlarında onca kamburu..

Trabzonspor ve sevenleri çalmaya devam edecek tamburu...

Bu gün olmazsa yarın, yarın olmazsa  öbür gün, olmazsa çocuklarımız, o da olmadı torunlarınız ve hatta onların çocukları da hep aynı anlayışta olacak..

Yanlışın peşinden gitmeyecek...

Ve asla pes etmeyecek...

Yani işiniz zor..

Uğraşınız haybeye..

Atın haram puanları heybeye..

Biz devam edeceğiz  bu gaydeye..

"Belimdeki tabanca ediy tırak, tırak..

Ey gidi yandan çarklı sen bu işleri bırak..

SALDIM ÇAYIRA MEVLAM KAYIRA!

Hemen her gün bir ve ya birçok takımın futbolcularının testleri pozitif çıkıyor.

Üstelik o kişi testten önce pozitif olduğunu bilmeden antrenmana çıkıyor, takım arkadaşlarıyla şakalaşıyor, kucaklaşıyor, güreşiyor, maçlardan sonra  birlikte takılıyorlar filan..

Böylesine bir salgında vakalarda şaşılacak bir şey yok da,şaşılacak, hem de çok şaşılacak şey şu;

İnatla, üstelik çarçabuk maçları oynatıp bitirmekte ısrar eden TFF'nin aklına her türlü cinlik gelir de..

Üç günde bir seyahate çıkan, otellerde kalan, haliyle ne olduğunu bilmeden pek çok kişiyle temasta bulunan futbolcular için AŞI'nın niye hiç mevzusunu yapmaz..

Maske, mesafe tamam da, kaldığı odanın kapısını kendisinden önce kimin tutup açtığını kim nereden bilecek?

Lokantada servis yapan garsonun temaslı olmadığından emin misiniz?

Paranız yok değil..

Ya siz önayak olun maliyetini üstlenin..

Olmazsa kulüplere havale edin.

Herhalde milyon Dolar, Euro verdikleri oyuncuların aşı parasını da bir yerden bulurlar..

Milleti de fal açmaktan kurtarırsınız.

'Acaba bizim takımda kimin testi pozitif çıkacak?

Bilemeyiz abi..

Kim çıkarsa bahtına!

Nasılsa sistem belli:

Saldım çayıra, Mevla’m kayıra!

O GERÇEKLERİ HERKES BİLİYOR!

Geçen sezon Trabzonspor'un önü kesilerek şampiyon yaptırılan Başakşehir hemen hemen aynı kadrosuyla bu kez kümede kalmak için uğraşırken, yeni teknik direktörleri Aykut Kocaman, Göztepe yenilgisinden sonra şöyle bir ifade kullandı: “Başakşehir artık gerçeklerle yüzleşmeli.” Aykut Hoca elbette başka bir şey demek istemiştir ama benim bu sözlerden anladığım şu: “Siz kendinizi gerçekten şampiyon olduk mu sanıyorsunuz?”

UYUM MU DEDİNİZ

Bizde adettendir, yeni gelen oyuncular için bir süre beklemek gerekir.

Niye?

'Efendim uyum sorunu'

Doğrudur!

Eğer hem yeteneği sınırlı hem de uzun süre yatmış oyuncu alırsan maçlar biter sen hala uyum sorunu yaşarsın!

Ama Bakasetas gibi, Berat gibi isabetli seçimler yaparsan  40 yıllık Trabzonsporlu gibi ilk maçın ilk düdüğüyle hünerlerini göstermeye başlarlar..

Kaldı ki, iyi futbolcu için bu uyum işi hikayedir..

Gittiğin yerin havasına, suyuna, yemeğine alışmakta  zorlanabilirsin ancak, sahaya çıktığında yanındaki adama pas vermek için künyesini ezberlemek, nelerden hoşlandığını bilmek zorunda mısın?

Ya da ilk kez gördüğün rakibe çalım atamaz mısın?

Ceza sahasında topa yakalamışsın kale kabak gibi karşında, ‘Acaba Türkiye'de bu durumda ne yapılır?’ diye mi düşünürsün.

At topu içeri koş tribünlere..

Maçtan sonra sorarsın tercümana; Bunlar bana ne diye bağırdılar?

Şimdi tribünde seyirci yok, istikamet kulübe..

Bakasetas'da öyle yapıyor zaten.

Sağ olsun, var olsun..

ALT LİGLERDE AF YOK

Hani bir limit modası var ya..

TFF Başkanı Sayın Özdemir sürekli 'Aşanı affetmeyiz' diyor ya..

Üşenmedim araştırdım..

Gerçekten affetmiyorlar!

Ama alt liglerde..

İşte limiti aştığı gerekçesiyle 3'er puanı silinen takımlar:

1. Ligde: Eskişehirspor

2.Ligde; Gümüşhanespor, Şanlıurfaspor, Elazığspor, Kardemir Karabükspor

3.Ligde : Osmaniyespor..

Yani;

'Altta kalanın canı çıksın'

İSKOFYA YARDIM BEKLİYOR

Şehrimizi Türkiye Kadınlar Voleybol 2. Ligi'nde temsil eden çok başarılı bir takım var. Çarşıbaşı İskofyaspor. İlk yarıyı 7’de 7 yaparak lider bitirdiler, 2.yarıda da iyi gidiyorlar.. Play-Off'a kalıp 1.Lig’e çıkmak için uğraşıyorlar. Ancak bu iş bir kaç kişinin katkısı ile olacak gibi değil. Bu yüzden yardım bekliyorlar. 'Marifet iltifata tabidir' derler ve biz maçlardan sonra övüyoruz filan ama kana karışan bir şey yok. Sosyal medyada yaptıkları duyuruda banka hesap numarası vermişler. İmkanı olanlar az, çok bir el atarsa İskofya'yı önümüzdeki sezon 1.Lig'de izleriz..