İnsaf diyorum, zira 2018 yılından itibaren iç piyasada satılan ürünlere yüzde 100 zam yapıldı.

Fabrikadan marketler gelene kadar zeytinyağının fiyatını yüzde 100 artırıldı. Pirinç ve benzeri ürünlerin fiyatlarında da patlama var.

2 kilogramlık sızma zeytinyağı tam 94 TL oldu.

2 kilogram baldo pirinç 34 TL.

Marketçi diyor ki, ‘36’lık rulo kağıtları 40 TL’den satıyordum. Almaya gittim. 42.5’tan toptancıdan aldım. Üzerine kar koyup satacağım.’

Et, kıyma, köfte fiyatlarına kiloda yaklaşık olarak 10-20 TL zam yapıldı.

Markete gidenler 200 TL’ye doldurukları çantalarını ancak 280-300 TL ‘ye doldurabiliyorlar. Ramazan geldi, zam oldu değil bu artışlar, pandemi sürecinden itibaren böyle.

Türkiye’de işler arz talep dengesine göre döner. Fakat gıda sektöründeki zamlar enflasyonun çok üzerinde.

Kuşkusuz pandemi sürecinde talepler fazla.

Türkiye’de bakıldığında iktidarların sonunu ekonomik sıkıntılar getirmiştir.

Ancak burada hükümete yönelik de tavır da var. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve hükümetine karşı ekonomik yönden saldırı var.

1989 yerel seçimleri ekonomik sıkışma sebebiyle SHP’ye yaradı.

1991 seçimleri  iki anahtar ile DYP’ye.

5 Nisan krizi sebebiyle 1995 seçimlerinden Erbakan hoca 1.çıktı.

AK Parti ise 2001 krizinin ortaya çıkardığı iktidarlardandır.

Başarılı işler yaptı. Gayri safi milli hasılanın önemli kısmı ile yatırımlar gerçekleştirdi.

Türk halkının yaşam kalitesini yükseltti.

Ancak israfın önüne geçemedi.

Belediyelerden tutunda genel yönetimlere kadar bu israf devam ediyor.

AK Parti 2023 seçimlerinden önce kulağını sokağa vermeli.

Sokağı dinlemeli.

Bir tarafta devletten ve belediyelerden nasiplenerek aşıp giden kesim var.

Bir tarafta da halen akşama ne pişireceğim diyen ve bakkaldan aldığını hesaba yazdırmak zorunda kalanlar. Hem kurumlarda hem de belediyelerde savungarlık bitmeli, tasarrufa geçilmeli.

 Zengin fakir arasındaki  makas açıldı, açılıyor.

Tepedeki zenginlere aşağıdan bir grup daha zengin olarak yaklaştı.

Ama kredi kartı dolu, cep telefonunun faturasını bile ödeyemeyenler var.

Asgari ücretle çalışan ve ev kirası veren çocuk okutanları düşünmek ve AK parti onların üzerine çalışmalı ve kafa yormalıdır.

Fabrikadan Tüccardan aldığı gıdayı üzerine insafsızca fiyat koyarak satanlar da insaf edecek, etmezlerse ifşa edilecekler ki düzlüğe çıkalım. Aksine ekonomik kırılma AK Partiyi de götürür.

KİM DİKTATÖR?

Yaklaşık olarak 10 gündür kulağımız İngiltere’de!

Kraliçe Elizabet’in eşi Prens Philip’in vefatına sonrası haberlere bakıyoruz.

Cenazeye kimler katılacak, kim katılmayacak, kim hangi elbiseyi giyebilecek veya giyemeyecek hepsinin kararını veren kraliçe Elizabet.

Kanun yok, kural yok.

Bütün kanun ve kurallar İngiltere’nin kaderi Elizabet’in iki dudağının arasında.

Ama onula ilgili haber yapanlar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a dikkatöt diyenler Kraliçe’nin tek adamlığını övüyorlar!

Medyamızı da, insanımızı da anlamak zor!