Kadının toplumdaki yeri ile mevcut durumu ile medeniyetin toplumsal varlığı ortaya çıkar.  Dinen de emanetimizde olan, bizi var eden, hiçbir maddiyat karşılığında çekilmeyecek sıkıntıları bizler için severek çektikleri yetmezmiş gibi bir de kendi yaşamını severek feda eden analarımız, kadınlarımız!..

Teorik söylemlerde yücelterek değerli kabul ettiğimiz kadınlarımızı işimize geldiğinde nasılda hoyratça hırpalıyoruz. Kötülük söz konusu olunca  baş tacımız olarak bu değerli varlıkları  yer yeksan ettiğimiz yetmezmiş gibi bir de vicdansızca  katlediyoruz, katledilişlerini seyrediyoruz, toplumsal bir suskunlukla bu canileri desteklediğimizi gösteriyormiyor muyuz?

Konuşmaya geldiğinde kızlarla erkek evlat bizim diyoruz, ama en basitinden mirasta eşit bir paylaşımı reva görmüyoruz. Ağır işlerde hep öndeler, ancak insani değerlerle yaşamak istemelerine burun kıvırıyoruz. Dövüyor, itip -kalkıyor, sokağa atıyoruz. Toplum sadece seyrediyor, seyretmeyip müdahale edenlerin başlarına türlü belalar geliyor.

Kadınlara karşı bu öfkemiz, bu kin, nefret neden? Hani analarımız başımızın tacı idi? “Ana gibi yar, vatan gibi diyar olmaz”dı? Bunca pisliğimiz yetmezmiş gibi birde kadınlarımıza karşı hoyratça, kaba bir davranış sergiliyoruz. Hayvana bile reva görülmeyen bu değerli ve fedakar insanlara reva görüyor, öldürüyor, en basitinden hakaret ediyoruz. Çaresizce kendisine yardım bekleyen yüzlerce kadının duvar arkalarındaki ahı beşeri yer-yeksan eder.

Evimizin direği olan kadın için layık olan güler yüz, tatlı tebessüm, sevgi ve nezakettir. Mutlu bir aile, huzurlu bir yaşamdan söz edebilmemiz için kadınlara karşı saygı gösterilmeli, sevgi beslenmeli, sadece işimize geldiğinde değil, her zaman onların dertlerini çözüme kavuşturmalıyız. Onlara sosyal cemiyet içerisinde haklarını iade etmeli, etmek istemeyenleri uyarmalıyız. Başka türlü geleceğe sağlam bir nesil bırakmak olası olmayacaktır.

 Şahsen kadın cinayetlerini duyunca kendimden geçiyor, her fırsatta kanun boşluklarından yararlanan bu canileri nefretle kınıyorum. Öfkeden deliriyorum. Hele bu alçakların olduğu ortamda aynı havayı solumayı zul görüyorum. Bunca eziyeti reva gördüğümüz kadınlarımıza acıyor, üzülüyor kahrediyoruz. Kadınların da saygıdeğer birer insan oldukları, onların da bizler kadar toplumsal hak ve saygıyı hak ettiklerini düşünüyorum.

“Kadın gülerse şu ıssız muhitimiz gülecek,

 Beşeriyet kadınla yükselecek”.  (H. Cavid).