Daha çok transit ticaretin yoğun olarak yapıldığı bir şehir olarak bilinen Trabzon, ticari açıdan en parlak dönemini 1850-1914 yılları arasında yaşamıştır. Bu tarihler arasında Trabzon ekonomisi adeta patlama yapmıştır. Bunun en büyük nedeni ise Karadeniz’in uluslararası ticarete açılmasıyla birlikte İran transit ticaretinde yaşanan gelişmelerdir. Fakat 1914 sonrası bu büyüme yerini gerilemeye bırakmış, Birinci Dünya Savaşı’nın yıkıcı etkisi Trabzon ekonomisini derinden sarsmıştır. Transit ticaretteki aslan payının Ruslara kaptırılmasının ardından Trabzon Limanının da işlevi azalmıştır.

Cumhuriyetin ilk yıllarına gelindiğinde Trabzon ekonomisi neredeyse tükenme noktasına gelmişti. Bu duruma çare bulunması için Ankara’dan destek isteyen Trabzonlular, bu konuda yeterli derecede himaye görememişlerdir. Merkezi hükümetten istenilen yardımın gelmemesi üzerine harekete geçen Trabzonlular, mevcut durumu kendi imkânlarıyla düzeltmek için bazı adımlar atmışlardır.

Cumhuriyetin ilk yıllarında Trabzon’da Osmanlı Bankası ve Ziraat Bankası bulunuyordu. Şehirde bulunan tüccarlar bilhassa Osmanlı Bankası ile çalışıyordu. Fakat Osmanlı Bankası, özellikle tütün ve fındık gibi ürünlerin ihraç dönemlerinde izlediği politikalar sebebiyle yerli firmaların tepkisini topluyordu. Yabancı sermayeye dayanan ve başında Gayrı-Müslim bir müdür bulunan Osmanlı Bankası’nın bu tavrı Trabzonluları bıktırmış, sonuç olarak bu konuda bir girişim yapılması fikri ortaya atılmıştır. Böylece yerli sermayeye dayalı Trabzon ve Karadeniz Bankaları kurma fikri bu şekilde ortaya çıkmıştır.

Trabzon Bankası, haftalık ve aylık taksitlerle başlayarak ilk olarak 11.250 lira sermaye ve “Trabzon Tasarruf ve İkraz Sandığı Limitet Şirketi” unvanıyla teşekkül etmiş, 1928 yılında sermayesini 50.040 liraya çıkarmış ve bir sene sonra adını “Trabzon Bankası Limitet Şirketi’ne dönüştürmüş, tahvil ve sermayesi ise 100 bin liraya yaklaşmıştır.

Aynı tarihlerde Trabzon Bankası’na benzer bir oluşum daha yaşanmış ve yine bir grup müteşebbis tarafından yerli ve milli sermaye ile Karadeniz Bankası kurulmuştur. Trabzonluların adeta yüz akı olan bu iki proje şehre gelen ziyaretçilerin dahi takdirini toplamıştır. Mesela 1929 yılında Trabzon’a gelen bir muhabir, Trabzonluların tamamen yerli sermaye ile Karadeniz Bankası’nı kurduğunu görünce hayretler içinde kalmıştır. Muhabir bankanın durumunu izah ederken, “ilk senede 40 bin bu sene de 100.000 lira bir sermaye cem’ine muvaffak olmuş ve musaddak bilançosunu gördüğüm (Karadeniz Bankası) vücuda gelmiştir. İşte; bir himmet ki hem şayan-ı takdir, hem de şayan-ı imtisal ve ibrettir” ifadelerini kullanmıştır.

Trabzon ve Karadeniz Bankaları, maalesef 1929 ekonomik buhranı sonrası yaşanan krize dayanamamışlardır. 1934 sonrasında kendilerini tasfiye ederek bir süre şirket adı altında faaliyetlerine devam eden bu kurumlar, İkinci Dünya Savaşı öncesinde yaşanan ekonomik süreçte kendilerini feshetmişlerdir.

Ömürleri beklenenden kısa da sürse, böylesi iki bankanın kısıtlı imkânlarla kurulup günden güne ortak ve sermaye miktarlarını artırıp ilk birkaç yılında kazanç dağıtan bir kurum haline gelmeleri Trabzon şehri için kayda değer bir başarıdır.

Yerli ve milli sermayenin bir ürünü olarak teşekkül eden bu iki banka Trabzonluların girişimciliği ve ticari zekâlarının bir ürünü olarak tarihte yerini almıştır