Şehirleri anlamlı kılan özellikler içerisinde tarihi binalarda vardır. Söz konusu binalar geçmişin günümüze kadar korunabilmiş somut kültür varlıklarıdır. Bu nedenle antik bir hüviyete sahip söz konusu binalar şehir ile özdeşleşir. Bu nedenle söz konusu bu tür binaların elden geçirilerek orijinal şekilleriyle restorasyon yapılarak bir yandan gelecek kuşaklara sağlam şekilde teslim edilirken; diğer yandan turizme kazandırılırlar.

İşte tarihi kalıntı bakımından zengin olan Trabzon ne yazık ki bu tarihi mirasa yeterince sahip çıkmamayı gelenek haline getirdi. Yabancı mirası diye umursanmayan onca yapı kendiliğinden yoklara karışmıştır. Teselli geçmişe ait resimlerin olmasıdır. Trabzon’da yapılan restorasyonlar acayiplikleri ile dikkat çekmektedir. Sıradan kara taş ustalarına restorasyon yaptırılmasının mantığını anlamak zor.  Bildiğim kadarıyla orijinaline uygun şekilde restorasyon yapılır. Ama Trabzon’da restorasyon yapıldıktan sonra hiçbir bina geçmiş görünümünden bir şey yansıtmıyor. 

Bu makus talihten payını almış son kurban 1349-1390 yıllarında III. Alexius Komnenos tarafından yaptırıldığı ifade edilen Boztepe’deki “Kızlar Manastırı” olmuştur. Otuz yıl öncesini hatırlayarak söz konusu manastırı restorasyon sonrasında yeniden ziyaret ettim. Üzüldüm, utandım. Böylesi tarihi bir bina orijinaline uygun şekilde restore edilirken mevcut resimlere uygun restore edilir. Manastırın onca resmi varken şapel ve kilise kısımlarında mostralık bir iki fresk üzerinden vernik geçirilmiş. Halbuki, söz konusu freskler orijinaline uygun restore edilmeli idi. Söz konusu bina Orta çağ dini yapılarının tüm özelliklerini yansıtırken şimdi sıradan kara taş ustasının yapmış olduğu bir inşaat görünümünde. Göstermelik bir teras yapılmış, söz konusu teraslardan çatılı olandan şehrin panoramasını seyretmek olası değil. Hücrelerin üzerleri eskisi gibi açık ve Allaha emanet. Hepsi bir yana hangi aklın ürünü bilinmez bir de giriş kısmının ön tarafında camdan bir alan yapılmış. Son derece modern bir yapılaşmanın 14 yüzyıla ait bir tarihi mekanın girişinde ne işi var?

Üst tarafta bulunmakta olan bir anıt mezar var. Yahu resimleri olan bir anıt mezar madem restore edildiği söyleniyor en azından etrafa yayılmış kalıntıları yeniden toparlanmalıydı. Bir tabela yerleştirmeyi yetkililer unutmamışlar sağ olsunlar. Sütun üzerinde eliptik kubbeli “baldaken” şeklinde yapılmış olan mezarın dış örtüsü beşik çatılıdır. Bu hangi aklın ürünüdür anlaşılır değil. Oldu bitti deyip meseleyi göz boyamaya dönüştürüp, adını restorasyon koymak gülünç bir durum.

Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından restorasyonu yapıldığı söylenen kompleksin 15 Ekimde 2021 tarihinde Trabzon Belediyesi tarafından resmen müze olarak hizmete sokulacaktır. Teselli eldeki var olanlar sağlamlaştırıldı.