Günümüz Türkiye'sinde kızlarımızın okuyup okumaması ile ilgili bir tartışma yıllardır devam etmektedir.  Büyük bir ekseriyet okumaması yönündedir. Ne manası varsa?!

Bakınız Peygamberimizin eşi annemiz Hz. Aişe eşi ve Peygamberinden büyük bir ilim almıştır. Kendisi tüm İslami ilimlerde zirve bir kadındır. Hem tefsir hem hadis hem fıkıh vb. gibi diğer tüm ilimlerde döneminin imamlarındandır.

Hadiste Peygamberimizden yaklaşık iki bin iki yüz elli civarında hadis rivayet etmiştir. Tefsir ve fıkıhta Medine dönemi önderlerinden olmuştur. Medine ekolu denildiğinde ilk akla gelen Hz. Aişe annemizdir. Hz. Aişe annemize  döneminde hem kadınlar soru sordukları gibi Peygamberimizin erkek arkadaşlarıda anlamadıkları konuları sorarak cevap bulmaya çalışmışlardır.

Konuyla ilgili olarak kadınlar aile ilişkilerini sorduklarında Hz. Aişe annemiz kendilerine cevap vermişlerdir. Erkek sahabelerden kendisine gelerek anlamadıkları konuları sormuşlardır. Bir örnek vereyim ne demek istediğim daha iyi anlaşılacaktır. Erkek sahabelere kendisine gelerek Peygamberimizin ahlakını sorduklarında Hz. Aişe annemiz siz hiç Kuran okumuyor musunuz Onun ahlakı Kurandır diye cevap vermişlerdir.

Buradan anlamaktayız ki ilim tahsil etmek sadece biz erkeklere mahsus olan bir amel değildir. Kızlarımızda yetenekleri doğrultusunda çok rahat ilim tahsil edebilirler. Burada şöyle bir sıkıntı da var. Erkeklerimiz kızlarını okutmak istemezlerde fakat bir doktora hanımını getirdiğinde kadın doktor ister. Nasıl bir mantıksa?! Ya da çocuğunu ilkokula yazdıracakları zaman kadın öğretmen isterler.

Asıl sıkıntı kadınlarımızın okutulmamasıdır. Çünkü kızlarımız yaratılıştan gelen bir yetenek olan iki lopla okuyup öğrenmektedirler. Biz erkekler ise bir lopla okuyup öğrenmekteyiz. Bundan olacak üniversitelerde okuyanların en az yüzde altmışı gibi büyük bir oranı kızlarımızdan oluşmaktadır. Çünkü onlar daha erken öğrenip gereklerini hayata geçirmektedirler.

Kızlarımızı iyi yetiştirmek için onları okutmamız lazım gelmektedir. Bir de şöyle bir boyutu var. Kızlarımızı iyi yetiştireceğiz ki onlar kendi çocuklarını da iyi yetiştirsinler. Bu işte birazda art niyet var gibi geliyor bana. Çünkü kızlarımız ne kadar cahil bıraklılırsa onlar hem kendi çocuklarına karşı da görevlerini yerine getiremeyeceklerdir. Art niyeti görüyor musunuz?! Ne kadar da art niyet taşıyor yapılan amel!

Kızlarımız okuyup çalışmak isterlerse çok rahat okuyup çalışabilirler. Yok okuyup çalışmayarak kendi çocuklarını güzel yetiştirmek isterlerse bunda da kendi tercihlerine saygı duyarız. Çalışıp çalışmama kararlarına saygılı olduğumuzu net bir dille ifade etmek isterim.

Üniversitelerimizde yüzlerce kadın akademisyenimiz var. Okullarımızda yüzlerce kadın öğretmenimiz var kurumlarda onlarca hakim savcı kadınımız var onlarca mühendisimiz var. Bunlar büyük bir zenginliktir. Kadınlarımızın okuyup üretmelerinden gurur duyuyorum.

Burada bu kızlarımızın okutulmamasını isteyenler herhal sadece kızlarımızı doğurganlık olarak anmaktadır. Ne ki evlensin çoluk çocuğa karışsınlar.  Okumak ile ne alakası var demeleri birazda bu niyetlerinden kaynaklanmaktadır.

Bir örnek vereceğim kadınlarımız nasılda üretmektedir. Prof. Dr. Engin ARIK ve ekibi. Bakınız yazmadan geçemeyeceğim İsparta'da şaibeli bir şekilde uçağı düşürülen kadın akademisyenin ve arkadaşlarının  yaptıkları devasa bir çalışmayla toryumdan devasa bir enerji üretmek üzere bir gizli proje üzerinde çalışmaktaydılar. Elin art niyetli gizli eller bu Hocamızı ve ekibini havada nasıl olduğunu bilmediğimiz bir şekilde düşürerek şehit etmişlerdir. Allah şehadetlerini kabul etsin.

Kızlarımızı okutmamız milli bir meseledir...