Birincisi, Türkiye’nin bütün bölgesinde, her alanda söz sahibi olan, “Büyük Çebi” ailesi. Dolaysıyla Araklı’nın efsane başkanı Yılmaz Çebi.
İkincisi, mavi dalgaların sahile vurduğu, Yeşilin en güzelinin fışkırdığı bereketli topraklar üzerine kurulmuş Araklı ilçesi.
Çalışkan oldukları kadar da fedakâr olan, bu güzel insanlara en derin sevgilerimi saygılarımı gönderiyorum.
Araklı ve Çebi’lerle tanışmam, 1980’lı yıllarına dayanıyor. Meslek büyüğüm Musa Alioğlu Karadeniz Gazetesi’nde yazı işleri müdürümdü. Yetişmemde emeği çoktur. Onunla olan dostluğumu taze bir heyecanla muhafaza ediyorum.
TacettinÇebi 1980’den beri hem meslektaşım, hem de yakın dostumdur. Devlet ve siyaset adamı Akif Hamza Çebi ile olan dostluğum takdire şayandır. Akif Bey Türkiye’nin onuru, Çebi’lerin de gururudur.
Sevgili dostum, İstanbul Orman bölge müdürü, Orman mühendisi Faruk Çebi aradı ve dedi ki ”Araklı’nın Efsane Belediye başkan Yılmaz Çebi ile ilgili bir kitap hazırlıyoruz. Anılardan bir şeyler yazar mısınız?.’
*
Efsane başkan ile ilgili ne yazılır bilmiyorum, denemeye çalışacağım” dedim. Efsane başkan Yılmaz Çebi ile 1980’lı yıllarında tanıdım. Ben Karadeniz Gazetesi’nde çömez muhabir, Yılmaz abi ise “Efsane Başkandı. Araklılıların onur abidesi idi..
Bazı kişiler, durup dururken “Efsane” olmazlar. Gücünü koltuktan almazlar. Efsanelikleri doğuştandır. Yaşayış tarzındandır. Vermesini bilmektir. Rize’nin  “Denizi kara, karayı para yapan” efsane başkanı Ekrem Orhon gibi. Araklı Belediye başkanı Yılmaz Çebi gibi.Doğru Yol Rize il başkanı Nihat Mete gibi.. Örnekleri çoktur.
Başkan Çebi, siyasi görüşü ne olursa olsun arabuluculuk yapma işinde, misafir ağırlama, sözü dinlemede ilk akla o gelirdi. Günümüz Araklı’da ona dair çok şey anlatılır.
Mertliği, açık sözlülüğü, dik duruşu, ve adamlığı ile tanınırdı. Adam gibi adam, zor dönemlerin görev adamı idi. Mekânı cennet olsun.
Araklı onunla renkliydi. Günümüzde çok taşlar yerinden oynasa da, Yılmaz Çebi efsanesi dilden dile dolaşmakta ve tarih sayfalarında yer almaktadır. Yılmaz Çebi gerçeği sonsuza kadar yaşayacaktır
*
Trabzon’un Araklı ilçesi belediye eski başkanlarından Yılmaz Çebi, 1984-1990 yılları arasın da belediye başkanlığı yaptı, daha öncesi de var. Ama ben bu beş yıllık süre için de tanıdığım Çebi’yi anlatmak isterim. ”Zor yılların başkanıydı” derken tam da bu beş yıllık dönem, askeri yönetimin özellikle yerel yönetimlere bakışının özeti gibiydi.
Sivil ve seçilmiş belediye başkanlarının devlet protokollerin de paylandığı(!) yıllardı, binlercesi vardı bu tür örneklerin ama Çebi, tüm bunları önceden bildiği için o da kendince takmazdı kimseyi!
Yılmaz Çebi, babacan bir insan, yoksul babası, mert, sözünü sakınmadan söyleyen cesaret ve olgunlukta ama düzenin oyunlarını da iyi bilen ve makamlar arası fikir çatışmalarından özenle kaçınırdı. Devlet dairelerinin aksine, kapısını sonuna kadar geriye açar ve sürekli açık tutar, kapısına gelen kim olursa olsun mutlaka dinleyen bir başkandı.
İlçe de yöneticiler arasında kırgınlık ya da kavga varmış bir havayı topluma yansıtmamaya çalışan ve tüm hakir görmelere, aşağılanmalara (Protokoller de ki yer verilmesi) ne sadece duruşu ile cevap veren bir insandı.
*
Ha misafirperverlikte hata yapmaz, ilçeye gelen Devlet ricaline elini sonuna kadar açar, ikram da bulunurdu. Yılmaz Çebi, akraba kalabalığı ya da gücü ile değil, kendi prensipleri ve dünya görüşü ile devlet zevatını kırmadan ilçenin ihtiyaçlarını gidermenin peşindeydi. Devlet başkanı Kenan Evren’di ama iktidar da da Turgut Özal, yani Anavatan Partisi vardı. Yılmaz Çebi, Anavatan Partisi’nin en güçlü belediye başkanlarından biri idi. Bakanlara karşı, Devlet’e karşı gibi bir bakışı yok, aksine onların asıl kendi güçleri olduğunu bilir, ona göre de davranırdı.
 
*
Yılmaz Çebi, tam bir Karadenizli, karakteri, kişiliği, sohbetleri ile tam anlamıyla bir insan gibi insandı. Araklı’nın kanalizasyon sorunu başta olmak üzere tüm alt yapı yatırımları ve üst yapı, kaldırım, tretuvar gibi yatırımları siyasi gücü sayesin de ilçesine kazandırdı. Hem kendisini ve hem de kendisi gibi oğlu Niyazi Çebi’yi tanıma şansım oldu.
 Şans diyorum çünkü öyle bir insanın öyle de bir evladı oluyordu. Dost mu tam dost, can mı tam can, kardeş mi öyle bir şeydi Niyazi, babasının yerine Araklı Belediye Başkanı oldu. Ağırbaşlı, efendi, babasının oğlu, tertemiz bir beyefendi ve her ortamda ne olduğunu bilen ve hiçbir zaman babası Yılmaz Çebi’nin yüzünü ağrıtmayacak bir genç, delikanlı bir insan. Selam olsun. Rahmetli Yılmaz abiye, biz ona hep abi derdik o da severdi bu söylemi Allan’dan rahmet dileriz. Umarım cennette olur!
(Bazı bölümler, Ali Kemal Yazıcı’nın yazısından alıntı yapılmıştır.)