Helâl olsun Abdullah Avcı'ya. Valla helâl olsun. Bütün alkışlar ve teşekkürler size gelsin hocam...İyi ki varsınız!
Abdullah hoca güçlü bir karakter. Korkusuz, inatçı, dik kafalı. Tıpkı bizler, Trabzonlular gibi. Bunu açıkça ilân etti. Geçen ki yazımızda söylemiştik. Belli ki; dersine çok iyi çalışmış.
Trabzon'u ve Trabzonspor'u çok iyi irdelemiş ve analiz ederek süzgeçten geçirmiş. Bravo hocam!
Elinde sihirli değnek yok belki ama belli ki sistemini oturtmayı ve meyvalarını almayı kafasına koyarak gelmiş.
Bu saatten sonra hiçbirşey eskisi gibi olmayacak! Bu sözümüzü lütfen gözardı etmeyiniz. Tabi ki hem olumlu, hem olumsuz dinamikleri olacak bunun. Lâkin şu da su götürmez bir gerçeklik ki; terazide Abdullah hocanın faydaları ağır basacak.
 
Ne değişir peki? Bizleri nasıl bir Trabzonspor bekliyor??? Hemen anlatalım...
Birincisi; Abdullah hocanın sistemi ağırlıklı olarak gol yememek üzerine kuruludur. Futbolun profesörü Trabzon şehri bunu çok iyi bilir. Bilmiyorduysa da anlamıştır.
Belli ki defansı toparlamayı ilk hedef olarak bellemiş. İlk önce bi şu gol yeme zaafını giderelim, devamı sonra demiş bes belli. Peki bunda başarılı oldu mu bizce? Yalan yok, imtihanı geçti.
O zaman diyeceksiniz ki; ama futbolu tat vermiyor takımın...
İster kabul edersiniz isterseniz kabul etmekte direnirsiniz ancak Abdullah hocanın mantalitesi ilk etapta göze hoş gelen futbol sergilemek için değil. Bizce olaya tamamen profesyonelce bakıyor. Yani???
Yani tamamen sonuç odaklı. Bakış açısı ve sistemi bunun üzerine kurulu. İsterse rakip %70 topa sahip olsun; ben Hatice'ye değil neticeye bakarım diyor yani apaçık...
Bu kötü bi şey mi peki? Elbette değil. Lâkin bizler Trabzonlular olarak o kadar angaje etmişiz kendimizi hücum futbolu oynamaya ve de seyri hoş gelmesine ki; ilk başta bir miktar zor gelebilir alışmak. Lâkin bütün sistemlerin oturması bir zaman alır. Tersi doğanın tabiatına aykırı.
Uzun lâfın kısası sevgili Trabzonlu hemşehrilerim...
 
Göze hoş gelen futbolu bir süre rafa kaldıracağız bu belli. Tamamen 3 puan odaklı ve öne geçtiğimizde sonucu koruma merkezli bir oyun kurgusu bizleri bekliyor.
Haa biraz da sebatkâr olursak ve sistemin oturmasını beklersek; o zaman futbolumuz da güzelleşecektir.
Yani Abdullah hoca şunu diyor! Orta alanda manzarası güzel ve hareketli, oyunu iyi olan ama puansız; vız vız ama bal yok dönemi itina ile rafa kalkmıştır. Biline!
Yani artık o dilimize pelesenk olan " yenildik ama süper oynadık, topa hâkim olan taraf bizdik, resmen adamları ezdik, yenildik ama ezilmedik; kısacası " galiptir bu yolda mağlup " söylemi bizim için artık tarih olmuştur. Buna da alışsak iyi olur...
Gelirken bir sürü önyargımızın olduğu o beğenmediğimiz Abdullah hoca zannetmeyin ki gelişen zamana entegre olamıyor! Günümüz futbolu neyi gerektiriyorsa ve ne yapılması gerekiyorsa tam olarak ona odaklı bir futbol mantalitesi var hocanın. Bu net olarak belli...
 Ayrıca oyunu dışardan film izler gibi seyretmiyor kesinlikle. Oyunu okuyabilen, eksikleri ve handikapları görebilen, kapasitesini de bilen ve çift taraflı oyunu tartabilen artı özellikleri çokça mevcut.
Bunlara karakteristik olarak sahip olduğu soğukkanlı yapısı, rakipten çekinmemesi ve mücadeleyi 90 dakikaya yayması ise diğer artıları olarak önümüze çıkıyor.
 Abdullah hocanın vermek istediği mesaj gayet net! Size bu şampiyonluğu kazandırırım Allah'ın izniyle diyor. Ama geçmişteki bazı alışkanlıklarımızı unutmak kaydıyla diyerek de ekliyor. 
 
 Son olarak da oynanan futbolu beğenmeyebilirsiniz, sıkılabilirsiniz, eleştirebilirsiniz, alıştığınız o rakibe nefes aldırmadan saldıran futbolu göremeyebilirsiniz diyor; amma ve lâkin önemli olan 3 puan diyor.
Mantıksız da değil! Yıllarca şampiyonluğa ramak kaldığı zamanlarda rakipleri hep sürklase etmedik mi! Nefeslerini kesmedik mi! Avni Aker cehennemi boşu boşuna girmedi herhalde futbol literatürüne...!
Sen Trabzonsun diyor. Bi kere bunun farkında ol diyor. Sen başka şehirlere benzemezsin diyor. Gücünün ve potansiyelinin; yani kendinin bi farkına var diyor kısacası.
Her zaman hedefleri büyük olan bir şehir ve kulüptük; bu bozulmadan devam edecek mesajı veriyor bizlere.
Gelmeden önce bile kafasını şehre adapte ederek gelmiş. Sadece bunun için bile teşekkürü hak ediyor bizce.
Trabzonspor'dan teklif alırsanız doğal olarak uyuyamazsınız dedi. Daha ne desin adam!!!
Bekleyelim ve kendisini anlatmasına, işini yapmasına müsade edelim lütfen! 
Yıllardır eleştirdik, eleştirmedik mi? Kendini Türkiye'ye ve dünyaya ıspatlamış Şenol Güneş gibi Trabzon'un öz evlâdı bir ikonu bile beğenmedik yeri geldi. Sürekli bir kulp takmadık mı!!!
Defalarca yazmaya, çizmeye, karalamaya çalıştığımız ve altına basa basa haykırdığımız hep buydu...
 
Biz hep filmin nasıl başladığına aldanıyoruz Trabzon şehri ve Trabzonspor olarak malesef ki! Bu; kurtulamadığımız karakteristik bir davranışımız haline dönüştü üzülerek söylemek gerekirse...
O zaman size bir sırrımızı verelim...!
Filmin nasıl başladığı, nasıl ilerlediği ve devam ettiği önemli değildir...
Önemli olan filmin sonudur...
 Biz hep filmin sonuna bakacağız...
Bakmak zorundayız...
Bunu öğrenmek zorundayız artık...
Yapmamız gereken; bütün bildiklerimizi unutup hiçbişe bilmediğimizi bilmek ve işi ehline; yani Abdullah Avcı hocamıza bırakmak...
Kurtlar puslu havayı severmiş...
Tam yerindesin hocam...
Trabzon sizin için biçilmiş kaftan...
Pusu da boldur, kurdu da çoktur...
Avın bol olsun hocam...
İyi avlar...
Zevkini çıkarmaya bak...!
Selâm ve muhabbetle sevgiler...