Gazi Mustafa Kemal 1 Mart 1922’de Büyük Millet Meclisi’nde “Köylü milletin efendisidir” demişti. Efendi olmak manevi değerlere en üst düzeyde sahip olmaktır. Üreten, üretmeyi teşvik eden, paylaşan… Bu özelliklere sahip köylü için çok güzel bir tanımlama. Yaşama gerçek anlamda yön vermek. İnsan yaşamına değer katmak, huzuru sağlamak.

Bu günler baharın artık bizlere misafir olduğu günler. Aşık Veysel’in “Bir çekirdek verdim dört bostan verdi” söylemine uygun şekilde bire dört alabilmek, toprakla olan hasretini dindirmek için çiftçi, yeniden bağ-bostanı ile buluşuyor.

Artık köylü (tarımla meşgul olan) insanlar için hazırlık dönemi. Toprak ve köylünün kucaklaşması zamanı gelmiştir. Bağ ve bostanlarda yapılacak çok iş var. Mart-Nisan ayları portakal, zeytin, elma, armutlar, kirazların aşı mevsimidir. Kalem aşılar ve daldırmalar bu aylarda yapılır. Buna ilaveten ağaçların kuru dalları kesilir, gövde kısımlarındaki kuru kabuklar alınarak meyve ağaçlarının gövdeleri göztaşı ile badana yapılır. Böylece karınca ve böceklerin meyve ağaçlarına zarar vermelerinin önü alınmış olur.

Havaların ısınmasını sabırsızlıkla beklemekte olan hayvanları havalar iyice ısınıncaya kadar ahırlarında tutmalı. Çünkü, bu mevsimlerde hayvanların otlaklara çıkarılması karın şişkinliği ve göğüs nezlesi hastalığına neden olabilir. Bu da hayvancılık ile meşgul olanlar ve hayvanların gelişiminin önünde ciddi bir sıkıntı demektir. “Her şey zamanında” diye atalarımız boşuna dememişler.

Bahçe işleri tükenmez ki! Çalışmak isteyene her mevsim iş var elbette. Bahçe kenarlarındaki dikenler yeşermeye başlamadan koparılarak ürünlerin, meyvelerin dikenlerden temizlenmesi onların gelişimi ve bol meyve vermeleri demektir. Eksik kalan budamalar artık geciktirilmemeli. Ağaçlara suyun akışı başlamak üzeredir.

Köylerdeki hüzün dolu sessizliğin bozulması zamanıdır. Köylü ve toprağın kavuşması hasret çeken sevgililerin buluşmasından aşağı kalan tarafı mı var!? Âşık ve maşukun kavuşması kimi mutlu etmez ki? Bağdan, bostandan elinle bir şey koparıp yemek, hatta eğilip koklamanın mutluluğuna doyum mu olur?