Çevre yolu ne alemde,
Ortada ses seda yok.
Bir ara siyasilerimiz heyecanlı konuşmalar yapıyor,
Biz de 23 Nisan çocukları gibi sevinçten uçuyorduk...
Aradan günler haftalar aylar hatta yıllar geçti,
Ne bir iş makinesi veya herhangi bir çalışma;
Tık yok.
*
Yatırım Adası da seçimlerin önemli vaatlerindendi.
O iş de yattı galiba.
Yoksa başlandı bitti de haberimiz mi yok.

Ya Lojistiğe ne demeli.
Bu yatırım da yattı mı?
Kalktı mı?
Yoksa kalktı göç eyledi mi?
Bilmiyoruz.

Demir yolu için nice hayallerimiz,
Siyasilerimizin ateşli vaatleriyle süslenmişti.
Tren gelir hoş gelir/Ley ley limi limi ley
*
Öyle inanmıştık ki,
Ellerimizde bavullarla tren bekliyoruz.
Bir kuşku konuyor kulaklarıma,
Kara Tren gecikir/ Belki de hiç gelmez.
Ama biz yine de bekliyoruz;
*
Hani hacimde ucuz,
Pahada yüksek yatırımlar düşünülmekteydi.
Yıllar geçti, geçiyor azizim...
Hiç bir ses/seda yok.
Ama bir "atlet" mevzudur gidiyor...

2. ÜNİVERSİTE NE OLDU?

Daha önce de yazdık.
Trabzon'a 2. üniversite geliyordu,
Bir türlü gelmez oldu;
Ne oldu?
Başına bir hal mi geldi?
Kim engelledi?
Makul ve mantıklı bir açıklama yok.
*
Aldığımız bilgilere göre Cumhurbaşkanımız engellemiş.
Yeniden teklif yapılacaktı.
Yapıldı mı?
Yapılmadıysa neden yapılmadı?
*
Üniversiteler, şehrimizin  bacasız fabrikasıdır.
Hatta havayı kirletmez.
Beyinleri temizler...
Toplumu geliştirir.
Ne olur cevap verin,
Ne oldu?
*
Ey 5 artı 1
Size soruyorum,
Şu 2. Üniversite için ne yapıyorsunuz?
*
Yoksa,
Uyu yavrum uyu,
Uyutayım seni.
Atlet /tişört, pijamayla,
Avutayım seni.

ZERRİN'OS  DİYOR Kİ;

"Batı bizi Osmanlı'dan beri kıskanıyor.
Artık onların yap dediklerini yapmadığımız için bize düşman olmuşlar."
Evet böyle diyor gönüllerin türküsü.
*
İyi de Zerrin bacı, söyle bakiyim;
Batı neyimizi kıskandı?
*
Osmanlı'dan beri.
Hangi ilmi maharetimizi,
Hangi marka ürünümüzü kıskandı?
*
Uzay çalışmalarımızı mı?
Elektronik sanayimizi mi?
Tarım sanayini mi?
Endüstri sanayinin mi?
Otomobil,
Uçak,
Füze,
Silah,
Helikopter sanayimizi mi?
Neyimizi kıskandı bu batı?
*
Boğdurulan 42 veziri mi?
Öldürülen 61 şehzade ve hanedan mensubunu mu?
Astırılan Başbakan ve bakanları mı?
Evet bu acımasızlığımızı mı kıskandı batı?
*
Padişahlarımızın aldığı beşer onar yabancı hatunları mı?
Felsefe eğitiminin okullardan  kaldırılmasını mı?
Neyimizi kıskandılar Bacım?!
*
"Badının dediğini yapmıyoruz diye bize tavırlılar,"   
Gibi laflar da geveliyor  Zerrin Hanım!
Batı bize ne diyor yahu?
*
Adamlarınızı adaletli yargılamayın mı diyor?
Batı bize, hukuk devleti olmaya son verin mi diyor?
Batı bize yazar çizer ve aydınlarınızı hapse tıkınız mı diyor.
Batı idamı getirin,
Gak diyeni kafasını,
Gık diyenin dilini kesin mi diyor?
*
Batı bize ‘adam olun’ diyor.
‘Halkınıza zülüm etmeyin’ diyor.
‘Adaletli olun’ diyor.
Batı bize insanları,
İnançlarından ötürü övmeyin ve yermeyin diyor.
Bireyin özgürlüğüne önem veriyor.
*
Ay Zerrinciğim çok hoşsun vallıy!

SİYASET AHLAK, SAMİMİYET VE FEFA İŞİDİR

Ak Partinin Trabzon'da her dönem ağır toplarından Mehmet Atmaca ile gündemi değerlendirdik.
Mehmet Atmaca,
Düzgün duruşlu,
Nereden geldiğini bilen,
Tevazu sahibi güvenilir bir işadamı.
*
Mehmet Atmaca,
"Partimiz hiç bir iktidara nasip olmayacak bir destek ve süreyle iktidara gelmiş  ve süre olarak da kalmış tek partidir.
Kuruluşundan beri liderimiz Erdoğan;
Dağ,
Tepe,
Şehir,
Kasaba/köy demeden dolaştı...
Gönüller aldı...
*
Duruşu ve konuşmasıyla toplumda güven kazandı.
Kalay değil, 16 yıl...
*
Ama artık o da iyice görmüş ki,
Zaman içerisinde etrafı fena halde kuşatıldı.
Eyyamcılar,
Çıkarcılar ve Partiye katkısını bırakın,
Yük olanlar çoğaldı...
*
Bu böyle gidemezdi ve şimdi bu asalak,
Çıkarcı ve hatta raconcu kimselere müdahale etme gereği duydu.
*
Evet, partimizden uzaklaşan ahlaklı ve dürüst  seçmenin geri getirilmesi gerekiyordu.
Bu itibarla bu günlerde yapılmakta olan operasyonları canı gönülden destekliyorum.
Ak Parti,
Çıkarcı,
 Müteahhit/Bürokrat ve kötü siyaset kumpasını kırmalıdır.
Bunu da yapabilecek tek adam var,
O da Partimizin kurucusu Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'dır.
Dedim ya tüm gönlümle yanındayım" dedi.

FIKRA

Dört samimi arkadaş ayni arabada yolculuk ederken trafik kazasında ölürler. 
Azrail "Türk cehennemine mi
Avrupa cehennemine mi gitmek istersiniz?"
Diye sorar.
"Fark nedir?"
Diye sorarlar. 
Azrail
"Avrupa cehenneminde her gün sırtına bir kepçe,
Türk cehenneminde her gün bir kova mok yersiniz" der. 
Üç tanesi
"Biz Türk doğduk,Türk ölürüz" der.
Bir tanesi ise uyanıktır,
Avrupa cehennemini seçer. 
Ve aradan epey zaman seçer Avrupa cehennemindeki adam artık kepçe  yemekten bıkmıştır.
Arkadaşlarının durumunu merak eder ve hallerini görmek için ziyarete gider. 
Oysa onlar şen şakrak gülerek karşılarlar onu. 
Dayanamaz sorar:
"Ben bir kepçesini hazmedemezken siz her gün bir kova mok yiyip nasıl bu kadar neşeli olursunuz?"
"Bak oğlum!" derler
"Burası Türk cehennemi,
Bir gün mok olur kova olmaz,
Bir gün kova olur mok olmaz,
Bir gün görevli işe gelmez,
3 aydır bir mok yediğimiz yok!"