Siyasi tarihimizde birçok önemli gelişme Mayıs ayı içinde yaşanmıştır. Mesela, Milli Mücadele bu ay içinde başlamış, Cumhuriyet tarihimizin ilk hükümet darbesi yine bu ayda gerçekleşmiştir. Bunun yanındailk demokratik seçim yine bu ayda yapılmıştır. Zira 14 Mayıs 1950 günü yapılan seçimler, siyasi tarihimiz açısından dönüm noktası niteliği taşımaktadır.

Türkiye, seçim sandığı ile Birinci Meşrutiyet yıllarında tanışmış, İkinci Meşrutiyet döneminde siyasi partilerin kurulması ile demokratik hayat iyice renklenmiştir. Fakat 1913-18 yılları arasında Cihan Harbi’nin de etkisiyle demokrasi yolculuğuna ara verilmiştir.

1919’da Erzurum ve Sivas kongrelerinin devamında yapılan seçimler neticesinde açılan Son Osmanlı Mebusan Meclisi, işgal güçlerinin baskısı nedeniyle kapatılmıştır. Bunun üzerine “olağanüstü yetkilerle donatılmış” meclis sıfatıyla 23 Nisan 1920’de Büyük Millet Meclisi açılmıştır.

Cumhuriyetin ilanı sonrasında çok partili demokratik hayata geçiş için 3 deneme yapılmıştır. İlk deneme Mustafa Kemal Paşa’nın eski arkadaşları tarafından kurulan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası ile yaşanmıştır. Fakat bu parti fazla hayatta kalamamış, kuruluşundan 6 ay sonra İstiklal Mahkemeleri tarafından kapatılmıştır.

İkinci deneme 1930 yılında gerçekleşmiştir. Mustafa Kemal’in yakın arkadaşı ve dönemin Paris Büyükelçisi Fethi Okyar tarafından kurulan Serbest Fırka, Mustafa Kemal’in direktifi ile kurulduğu için“Suni muhalefet” olaraktanımlanmıştır. Serbest Fırka, gördüğü yoğun ilgi nedeniyle ancak 3 ay hayatta kalabilmiştir. Böylece ikinci çok partili hayat denemesi de başarısız olmuştur.

Üçüncü ve son deneme 1946’da gerçekleşmiştir. İkinci Dünya Savaşını demokrasi cephesinin kazanması Türkiye’de Milli Şef döneminin sonunun gelmesine neden olmuştur. Bu süreçte Sovyetler Birliği’nin toprak talepleri karşısında Batı Bloğuyla yakınlaşmak isteyen Türkiye, toprak bütünlüğünü muhafaza edebilmek için kaçınılmaz şekilde çok partili hayata geçmek durumunda kalmıştır.

Demokratik hayatın vazgeçilmez unsuru olan çok partili demokratik hayat ilk olarak Milli Kalkınma Partisi’nin daha sonra da Demokrat Parti’nin kuruluşuyla tekrar başlamıştır. Bu partiler içinde kurucularının şöhreti ve halka daha yakın duruşuyla DP. kısa zamanda güç kazanmıştır. “Yeter söz milletindir” sloganı ile bir anda kitleleri kendisine yaklaştıran DP’nin hızlı yükselişi CHP tarafından endişe ile karşılanmıştır. Bunun üzerine 1947 yılında yapılacak olan genel seçim bir yıl öne alınmış ve muhalefet partisi teşkilatlanma sürecini tamamlamadan baskın bir seçim yapılmak istenmiştir. Siyasi tarihimizin ilk tek dereceli seçimleri 21 Temmuz 1946 günü gerçekleşmiştir.

Açık oy gizli tasnif sisteminin geçerli olduğu seçimlere, yapılan hileler damga vurmuştur. Muhalefet partisine oy vermek isteyen seçmenler dövülmüş, sandıklar kaçırılmış, oylar değiştirilmiştir.

Mecliste zayıf fakat halk arasında kuvvetli olan DP, 14 Mayıs 1950 günü yapılan seçimlerde büyük bir zafer kazanmıştır. Halkımızın deyimiyle “Demirkırat Partisi” olarak isimlendirilen DP, bu başarısını daha sonra yapılan seçimlerde de devam ettirmiştir.

14 Mayıs 1950 seçimleri neticesinde 27 yıllık tek parti iktidarı sona ermiş, merkeze karşı taşrailk kez kendisini iktidarda bulmuştur. Üstelik bu köklü değişim kan akmadan, serbest bir seçimle ve demokratik bir yöntemle olmuştur. Bu nedenle 14 Mayıs 1950 seçimleri siyasi tarihimiz açısından “beyaz ihtilal”olarak tanımlanmıştır.

Not: Geçen haftaki yazımda yanlış anlaşılmaya neden olan ifadelerden ötürü Gümüşhaneli okurlarımdan özür dilerim