Düğün yok.
Toplantı yok.
Eğlence yok.
Merasim yok.
Açılış yok.
Tantana yok.
Gürültü yok.
Hatta cenaze evine taziye bile yok.
 
Çiçeği koparan yok.
Ağacı yerinden söken yok.
Gölü kurutan yok.
Toprağa beton döken yok.
Avcılık yok.
Kediyi bile kovalayan yok.
 
Yüzünüze yalan söyleyen yok.
Ardınızdan entrika çevirecek yok.
Hırs yok.
Kötülük yok.
 
Bir nebze de olsa bomba atan yok.
Trafik kazası yok.
Uçak kazası yok.
Çatışma yok.
Kavga yok.
 
Pislik yok.
Kir yok.
Yere çöp atan yok.
 
İnsan eliyle sınırsızca, şuursuzca ve hadsizce gezegene zarar veren hiç bir şey yok!
İnsan düştü can derdine, Gezegen kafasını dinliyor.
 
***************
Gördüm ki; insanların aciziyetlerinden, iyi kalplerinden ya da düşkünlüklerinden yararlanarak, dini kullanarak, kendi varlıklarına büyük anlamlar yükleyen, kendilerine sığınan masum insanların sırtından korkunç servetler edinen, bilimi öteleyip, insanları yozluğa, yobazlığa yönlendiren, hatta “ kızlarınızı okutmayın!” Diyerek fetvalar veren yeryüzünün bütün hahamları, papazları, hocaları, şıhları, şeyhleri toplansalar -tek bir aşı- bile etmiyorlar.
Kısacası; Yaratan ile aranıza aracı koymayın.
O zaten sizi duyuyor.
 
****************
 
Nihayetinde üretimin öneminin anlaşıldığı bu zor günlerde, yapılacak çok fazla şeyin olması içimde       tükenmek bilmeyen umuttan mıdır nedendir bilmiyorum ama beni heyecanlandırıyor. Özellikle de gençleri düşündüğümde, onlar için yapılacak şeylerin olduğunu gördüğümde içim kıpır kıpır oluyor.
Onların hak ettikleri huzur dolu bir dünya içinde yaşamalarını istiyorum.
Gözyaşı ve acının olmadığı huzur dolu bir dünya içinde...
 
Ülkemizde doğal ortama dönmek, toprakla uğraşmak, yerel tarım yapmak için can atan ama yolunu, yordamını bilmediği için hiç bir şey yapmadan, şehirlere sıkışıp kalan gençler var.
Toprağı, köyü, kasabası yada gidecek yeri olmayan binlerce genç...
Bu duruma Tarım Orman Bakanlığı bir el atsa ve gençlerimiz tarıma, çiftçiliğe yönlendirilse, sarf ettikleri emeklerinin karşılıklarını alarak, Anadolu yeniden yerli ekinler verse güzel olmaz mıydı?
Olurdu elbet.
Çok da güzel olurdu.                                                                               
 
*****************
Her şartta tebessüm etmeyi başaran yurdum insanının pazar yerinde Koronavirüs’e ithafen pırasaların üzerine yazmış olduğu yazının fotoğrafını görünce bende gülümsedim.
Allah vermiş pırasa.
Hiç yenir mi yarasa?
Zıkkımın kökünü yiyesiciler!
Bak çöktü piyasa.
 
Dünden güzel günler sizlerin olsun.