Bu ülkede bıyıkları, giydiği parkası yüzünden birbirini vuran insanlar oldu.

Şehirleri bırakın köylere kadar siyasi kamplaşmalar yaşandı. Akrabalar birbirine girdi.

Aileleri kendi içinde çatıştı. Çok acılar çekildi.

Ama  dürüstlükten, ahlaklı olmaktan vazgeçilmedi.

Yalan söylenmedi.

Bu kadar dolandırıcılık olmadı.

Dün uyardı, yeni bir dolandırıcılık şebekesi çıkmış dediler.

Yöntemleri akıl alır gibi değil!

PTT kıyafeti giyiyor ve evlerin kapılarını çalıyorlar,

Emeklileri bellemişler.

‘Devlet size 1000 TL yardım gönderdi’ diyorlar.

Parayı verip birde imza attırıyorlar.

Sonra aldıkları vekaletle senin adına her işlerimi yapıyorlar.

Hatta tefeci kapıya gidiyor senetin bizde bile diyormuş!

Çok dolandırıcılık öyküleri yazdık ama böylesini ilk kez duyduk.

Konuyu sütunuma almanın sebebi de Üstad Prof. Dr. Sait Kapıcıoğlu hocamın yaşadıkları,

Hocam aylar önce oğlu Mert’i kaybetti. Bir kez daha rahmet diliyorum.

Mert pırıl, pırıl bir gençti. Güçlü bir beyindi.

Prof.Dr. Sait Kapıcıoğlu hoca ile birlikte eşi Dr.Zerrin Kapıcıoğlu güzel bir karar verdiler. Ünye de Mert’in adına kapsamlı bir ilköğretim okulu yapmak istediler.

Ordu’nun eğitim sevdalısı valisi Valisi Tuncay Sonel ile görüştüler. Yer belirlendi, Ünye’de projeler çizildi.

Ünye Belediyesi imarı halledecek ve temel atılıp yapılacak.

Hayırlı olsun.

Ordu valiliği gidiş gelişlerinin ardından bir gün Sait hocanın telefonu çalıyor,

‘Ben Ordu Valiliğinden arıyorum, 4 engelliye tekerlekli sandalye alacağız vali beyin selamı var. Tanesi 4 bin TL. Bu hayrı sizin yapmanızı istedi.’

Sait hoca ve ailesi ayrı, ayrı 4’er bin TL yatırıyorlar. Vali beyin haberi bile yok.

Bu şebeke Ordu valisi sayın Sonel ile Sait hocamın görüşmelerini öğreniyor ve buradan hareketle Sait hocayı en zayıf yerinden vuruyor.

Dün gazetede otururken telefonu çaldı:

Arayan kişi, ‘Şakirin camiinin imam hatibiyim. Mert’in Kuran tilavetlerini biz yaptık. Çankkale’ye tayinim çıktı. Şadırvanın musluklarını değişeceğiz. 5 bin TL gönderebilirmisin.’

Sait hoca kapattı.

Bir daha aradı ve telefonu ben aldım.

Tam bir din alimi gibi konuşuyor. Ezberlemiş.

‘Sait hoca sizi çıkaramadı’ dedim, bir daha da aramamasını istedim.

Belki o çetenin devamı, belki gerçekten şakirin camisinin eski imamı.

Ama bunca dolandırıcılık varken  ve yapılmışken kime güveneceksin?

Biz böyle değildik. Maddiyat  bizi bozdu.

Hem de felaket bozdu.