Daha öncesinden yazmıştım.

İstanbul’u alan Türkiye’yi alır” diye.

Bütün siyasi partilerin hedefinde en can alıcı başarı ölçüsü İstanbul’dur.

Bu nedenle bütün gözler İstanbul’dadır...

CHP Genel başkanı Kılıçdaroğlu’nun aday belirleme yöntemi ve çalışmaları takdire şayandı.

Gelinen noktada. İmamoğlu, CHP ve İstanbul il başkanı Canan hanım, 31 Mart seçim sürecini çok iyi yönettiler.

İmamoğlu, kimseninhakkını yemedi, hakkını da yedirtmedi.

Olağanüstü başarıyı sergilediler.

14 Haziran 2019’da yazmıştım.

Dünya’nın gözü İstanbul’da” diye..

31 Mart seçimlerine değinmiştik.

Sonrası malum.

 Halkın iradesi ve oyu ile Belediye başkanı seçilen İmamoğlu’nun elinden YSK’nin kararı ile mazbatası alınmıştı.

Gerekçe hala yok. Aynı sandık. Aynı zarf..

Aynı zarftan çıkan dört sonuçtan üçü geçerli, biri iptal edilmişti.

Dünya tarihinde böyle karar yoktur.

Hatırlayın.. Bu adaletsizliğe AK Partililer başta olmak üzere, herkes isyan etmişti

Ve sonuç. Uzatmadan ..

31 Mart’a belediye başkanı seçilip, 17 gün sonra mazbatasını alınan İmamoğlu büyük bir farkla tekrar başkan seçilmişti.

Ekrem İmamoğlu’nun göreve başladığı gün “Dün ile uğraşmayacağım, önüme bakacağım" söylemi... hepimizin hoşuna gitti.

Ve Ekrem Bey, öyle yaptı. 16 milyonluk İstanbul’u kucakladı.

Bütün baskı ve engellemelere rağmen, İstanbul’un sorunları ile uğraştı.

Cumhurbaşkanı başta olmak üzere, muhalefetten destek istedi

Ziyaretlerde bulundu. Kendisine oy vermeyen AK Partililerle kucaklaştı.

Siyaset ve nezaket zarafet bunu gerektiriyor. Oda bunu yaptı.

*

İstanbul Büyükşehir Belediye başkanı İmamoğlu, Trabzonlu hemşerimizdir. Yakından tanır bilirim.

2011 Milletvekili seçimlerinde.. CHP’den İstanbul 1.Bölgeden aday idim. Birlikte çok dolaştık. Daha yakından tanıdım.

Belediye başkanı seçildiğinde, açıkçası, bilgi ve tecrübelerimden istifade etsin istedim.

AK Parti iktidarı döneminde görevinden alınan..

Karadenizli ilk genel müdür olarak, görev de bekledim.

Bunun için kimseyi devreye sokmadım. Onların da akıIlarına gelmedik.

Kişisel beklentilerim yüzünden, İmamoğlu ailesi ile ilgili düşüncelerimi değiştirecek değilim.

İmamoğlu, genç, üstün nitelikleri olan bir yetenektir. Bunları çok yazdım.

Baba Hasan İmamoğlu daha eski tanıdık..

Anavatan iktidarında, Trabzon il ve ilçe başkanıdır.

İmamoğlu ailesini Trabzon’da gazetecilik yaptığım 1983’lu yıllarında tanırım.

Şaibesiz, güzel bir ailedir. Baba İmamoğlu, değer gören, özü sözü bir il başkanı olarak hatırlıyorum. “Oğlum başkandır” diye böbürlenmeyen birisidir.

Son Trabzon seyahatinde, oğlu ile birlikte VIP’ten değil,  sıradan yolcularla uçağa binecek kadar Mütevazıdır.

Oğlunun otobüsünde, yanında görünmeyip, Trabzonlu dostları ile buluşan, hasret gideren Hasan İmamoğlu, deneyimli siyasetçidir.

Ayrıca ortak dostumuz Anavatan Partisi’nin efsane il başkanı, Azer Benli ’den, İmamoğlu ailesinin üstün niteliklerini çok dinledim.

*

Ekrem İmamoğlu’nun Karadeniz turunda malum gazetecilerle çektirdiği fotoğraf karesine kopan fırtınalar devam ediyor.

Ailevi sebeplerim nedeniyle, İmamoğlu’nun Karadeniz gezisine katılamadım. Gelişmeleri, medyadan takıp ettim. İmamoğlu’nun ekibi ,bu işin iletişimini kötü yönettiler.

İmamoğlu’nu destekleyenler, bu görüntülere tepki göstermelerinde haklıydılar. Atatürk’e diktatör diyen kahraman ordumuza kumpas kurup kuranları destekleyen, Türk milletinin değerleri ile dalga geçen, bir kişi kadında olsa Ekrem Bey’in otobüsünde olmamalıydı.

Bu iktidar döneminde işsiz kalan binlerce gazeteci varken. Fotoğraf karesinde o kişilerin yer almasına anlam veremediler.

Ekrem Bey” Karşı mahalleden beni tanımalarını istedim” diye cevap verdi. Bunların Ekrem Bey’in tanımalarına gerek yok. Tanısalar bile faydaları olmaz. Kaldı ki İmamoğlu’nu bütün dünya tanıyor. Bunlara ihtiyacı yoktur, ayrıca..

Yükselen tepkiler üzerine  Murat Ongun’un” Biz o tartışmaları önemsemiyoruz, 200-300 kişinin kendi aralarındaki yorumlarıdır”  eleştirileri büyük hataydı.

Murat Bey’i tanımıyorum. Ama bir siyasal iletişim uzmanı, siyasetçi ve gazeteci olarak, bu beyanını doğru bulmadım. Daha yumuşak geçiş yapabilirdi.

Bu demeci İmamoğlu’nun başarısı için mücadele eden medyayı ve gönül verenleri kızdırdı.

Yola, başkasının uçağından inenlerle değil, yola birlikte çıktıklarınla devam etmek gerekiyor.

Ekrem Bey’in sadece kendi mahallesinden değil, karşı mahalleye açılmak, istemesi siyaseten yanlış değildir. Ancak zamanlaması ve davet ettiği kişiler yanlıştı.

Karşı mahalleyi kazanayım derken, kendi mahallesini küstürmüş oldu

Bunu yine anlayışla karşılayabiliriz.

Ekrem Bey’in Deniz Gezmiş’leri anma toplantısında “ Vız gelir, tırıs gider” diye meydan okuması, kendisine destek verenlerini ikinci kez üzdüğü de doğrudur.

Özür dilemesi, bu üzüntüyü hafifletmiştir. Ancak iz bırakmıştır!

Sonuçta İmamoğlu’da insandır, üzerine çok gidildi ve oda yol kazasına sebep oldu.

*

Bir hedefe ulaşmanın, başarılı olmanın, halkın gönlünde sürekli olarak taht kurmanın, ilkeli ve tutarlı olmanın, hizmet etmenin, dimdik ayakta durmanın önemli öğeleri vardır.

Bu başarı için hepsinin bir arada bulunması gerekiyor ki, bu da öyle kolay herkese göre bir iş değildir.

Örneğin aklın en isabetli değerlendirmeler, duyguların en hassas örneğine, kadar bütün öğeleri sıralayabiliriz.

Ama yine de hedefe ulaşmak, farklı, özel olmak için; ona ulaşan kişinin ‘hünerine’ bağlıdır.

Hüner” Farsçada ustalık-uzmanlık becerikli olma üstünlüğü demektir.

Mutluluğu bir değer gibi sunar. İnsana varlığın ispatını verir.

Mükemmelliği tanımlar ve onu simgeler.

Marifet, Hünerin Arapça karşılığıdır. Eylemlerin, nitelikli tarifine bakarsan ”Hüner” ile “ Marifet” benzer anlamlar taşır.

Hüner, hayatın fiziki değerlerine, hâkim olan ustalıktır.

Marifet ise hünere kazandırılmış tasavvuf idrakiyle tezahür eder.

Bir hikmet ve İrfan hadisesidir.

Tanrının isim ve sıfatlarının bir hayat tecellisi vardır.

Bu tecellinin günlük yaşama hüviyet kazandıran maharetine “Marifet” diyoruz.

Bu marifet manasıyla İmamoğlu’nun etkileyici başarıları, üstün nitelikler, bilgisi, donanımı, mütevazılığı, açık sözlülüğü, kıvrak zekâsı ülkesine ve millete hizmet etmesiyle az rastlanır örnek teşkil ediyor.

İmamoğlu, düşünce derinliklerinde bütün değerlerin kavrandığı zihnin olgunluğun timsali olarak, sözel zekayı, soğukkanlı, kendinden emin, eleştirilere açık, demokrasiyi özümsemiş, yüz ifadesindeki gülümsemeyi eksik etmeden, dikkatli olarak içten ve samimi ustalığındadır

Böyle değere sahip çıkalım. Yıpratmayalım.

Aile içi kavgalar çabuk geçer.

Böyle küçük yol kazaları arada bir olur. İnsan hata yapar.

Karadeniz delikanlısıdır, kendini affettirir.