Atatürk: “Türk dili, Türk milleti için kutsal bir hazinedir. Çünkü Türk milleti geçirdiği nihayetsiz felaketler içinde ahlakını, ananelerini, hatıralarını, menfaatlerini kısaca bugün kendi milliyetini yapan her şeyinin dili sayesinde muhafaza olduğunu görüyor. Türk dili, Türk milletinin kalbidir, zihnidir.” diyor.

Bu kriterler ışığında milletler birbirleri ile temas kurmaktadırlar. Kendilerini yani sorunlarını, düşüncelerini anlatmak için en mühim olan karşımızdakinin anlayabileceği bir dil ile konuşmaktırlar.  Dil bir milletin ses dünyasıdır.

Milletlerin hayat görüşleri, düşünce tarzları, zekâ keskinliği, ruh derinliği ve duygu inceliği o milletin dilinde saklıdır. Atasözleri, özdeyişler bunun en güzel belirtileridir. “Dil düşüncenin aynasıdır.” sözü bunu en iyi anlatan ifadedir.

Bazen bir fantezi hassasiyeti ile özellikle gençlerin giyim sırasında bu konuya dikkat etmediğini gözlemliyoruz. Bunun en güzel örneği bir özenti olarak mont ve tişörtlerin ön ve arka yüzlerinde anlamını bilmedikleri sözcükleri gururla taşıyor olmalarıdır.

Anlamayanlar için bu vahim durum pek dikkat çekmiyor. Anlayanlar için   tişörtlerde taşıdıkları yazılı ifadelerin anlamını bilmiş olsalar yerin yedi kat altına gireceklerinden eminim. Çünkü gençlerin giyinmiş oldukları elbiselerinın ön ya da arka yüzlerinde çok çirkin, nahoş şeyler yazılmış durumdadır. Gençlerde farkında olmaksızın bu tür elbise ve şapkaları gururla giyinmektedir. Bu bir yozlaşmadan başka bir şey değildir. Bu nedenle mutlaka bu bilinçsiz özentinin önüne geçilmesi lazım.  

Gençlerimizin giyindiği elbise ve takındığı şapkada: “Kötü Kız”. “Seni İstiyorum”. "Beni takip et!". “Rahatsız Etme Henüz Sarhoş Değilim” yazıyor. Diğer taraftan “Hayat Eğlencedir”, “Uyuşturucuya Güven” gibi kişileri tamamen yaradılış amaçlarından uzaklaştıran ve insanların şuur altına olumsuz mesajlar gönderen bu tür tişört yazılarıyla   toplumun bilinç altını boşaltıldığının ne kadarımız farkındayız. 

Türk kültürü ve ahlakı ile bağdaşmayan ve asla kabul etmediğimiz bazı yazıları üzerinde taşıyan insanların en azından bu yozlaşmanın bir parçası olmamalarını ve çevrelerindeki kişileri ikaz etmelerini sağlamak insan olarak hepimizin vazifesidir. En azınından çocukların satın aldıkları bu tür giyim eşyalarına ne yazdığını sorgulamalıyız. Gerçekten zaman zaman gençler tişörtlerinin göğüs ya da sırtlarında taşıdıklarının anlamını bilmiş olsalar para versen o tişört ya da şapkaları onlara giydiremezsiniz.