Ben en çok kız çocuğu olmayı sevmiştim anne...
Pembe elbiselerimi, beyaz ayakkabılarımı ve güzel bakan gözlerimi birilerinin benden alacağını bilmeden ...
Ben en çok genç kız olmayı sevmiştim anne...
Öğretmenlerimi, arkadaşlarımı, ders kitaplarımı ve geleceğimi bir gün benden alacaklarını bilmeden...
Ben en çok gelin olmayı sevmiştim anne...
Bembeyaz gelinliğimi, saf duyularımın heyecanını ve artık verdiğim kararlarımın bir gün hiçe sayılarak alınacağını bilmeden...
Ben en çok anne olmayı sevmiştim anne...
Kucağımda emzirdiğim bebeğimi, onun günbegün büyümesini izleyeceğimi , birlikte geleceğe dair yaptığımız hayallerimizi birilerinin alacağını bilmeden...
Şimdi...
Şimdi ben öldüm anne...
Kızımın ; “ölme anne” diye attığı çığlıkları yetersiz kaldı...
Yetersiz kaldı benim arşa değen çığlıklarım ve ben öldüm anne...
Ben sadece ölmeyi sevmedim anne...
Omuzlarda gözyaşları ile taşınmayı, evladımın çaresizliğini,kendini bilmez bir eloğlu yüzünden sevdiklerimi arkamda bırakıp gitmeyi hiç mi hiç sevmedim...
Geri kalan her şeyi sevmiştim, hemde her şeyi...