Dünya'nın şimdiye dek gördüğü en büyük devrimci kim diye sorsalar; tereddütsüz Hz. Muhammed diye yapıştırıveririz cevabı.
 
Bir yanlış anlamayı düzeltmek için verdik bu örneği. Çünkü devrim; sadece komünist, sosyalist veya sosyal demokratların yapabildiği ve onların lügatlarına haiz bir kavram değildir.
 
Lâkin devrim denilince aklımıza neden hep sosyalist bir çağrışım gelir ki! İşte bu ayrımı yapabilmek adına böyle bir girizgâh yapalım dedik. Zira; Türkiye Cumhuriyeti tarihinin gördüğü en büyük devrimci de Gazi Mustafa Kemâl Atatürk'tür. Ama Adnan Menderes de, Turgut Özal da, Alparslan Türkeş de, Muhsin Yazıcıoğlu da, Erbakan, Ecevit ve Tayyip Erdoğan da kendi kulvarlarında birer devrimcidir.
Bir kere devrim sadece sosyal demokrasiye ait bir olgu değildir. Haaa; sosyalist devrim dersek o ayrı! Zira Gazi'nin; bugünkü Chp tandansında, sadece sosyal demokrasiye hitap eden bir figür olduğunu söylemek, en büyük bağnazlıktır. Çünkü; Gazi ulusaldır, küreseldir.
 
Muhtevatında; milliyetçilik, muhafazakârlık, sosyal demokrasi, demokratlık, devrimcilik, inanç, inkılapçılık vb. birçok dinamik barındırır.
 
Buraya kadar herşey tamam. Günümüze geldiğimizde ise; an itibariyle Chp'nin karşılığı; bünyesinde sosyal demokrat, sosyalist, ulusalcı, sosyalist alevi ve İstanbul il başkanı Canan Kaftancıoğlu gibi birçok hdp kökenli profilden meydana gelen bir oluşumdur. Son kategoride ki tehlikenin farkında mısınız???
Çünkü; biz Atatürk'ün partisiyiz diyenlerin yaptığı hem ırkçılık hem de Atatürk'ün maneviyatını tam manasıyla anlamamaktan başka birşey değildir. Zira Chp; halihazırda, Gazi'nin kurmuş olduğu Chp hüviyetinde olsaydı, başka partilere zaten gerek duyulmazdı.
 
Ayrıca; kendilerini Chp'li olarak addeden bu Kaftancıoğlu ve O'nun gibi devlete karşı provakatif ruhlular, yani hdp kökeninden evrilme Chp'liler; aslında en büyük Atatürk düşmanı ve Atatürk isminden hazımsız olanlardır.
 
Bu Kaftancıoğlu; daha dün utanmadan " Atatürk diyemiyorum. İçimden Atatürk demek gelmiyor " diyerek kimlerin gerçek Atatürkçü olduğunu, bilinç altından dışa vurmuştur.
 
Madem ki bir yol buldunuz ve tutturdunuz; madem ki temelimiz sadece ve sadece sosyal demokrasi diyorsunuz; o zaman neden Muharrem İnce gibi safkan, katışıksız Chp profillerini izole ediyorsunuz?
Günümüz Chp siyasetine uygun isimler denilince aklımıza; Bülent Ecevit, İsmail Cem, Onur Öymen, Zülfü Livaneli, Murat Karayalçın, Hikmet Çetin vb. devletçi sosyal demokratlar gelir.
 
Siz ne hakla; sosyal demokrat olmasıyla övündüğünüz partinizde, sosyal demokrasinin tek temsilcisi olduğunu söylediğiniz partinizde; Kaftancıoğlu gibi içine hdp tohumu kaçmış olanlarla, Mehmet Bekâroğlu gibi milli görüşçüleri, Ekrem İmamoğlu gibi aileden muhafazakâr Anap tandanslıları, Mansur Yavaş gibi ülkücü kökenlileri, etnik alevi milliyetçiliği yapanları, Demirel'lerin damadı olan liberal İlhan Kesici gibileri ve bir ayağı Pensilvanya'da, diğer ayağı Kılıçtaroğlu'nun tam da yanıbaşında danışman olanları barındırabiliyorsunuz!!!
 
Amacı aslında tamamen iyi niyetli bir şekilde terörü bitirmek, şehit cenazelerinin artık son bulmasını sağlamak olan açılımı başkaları yaptığında demediği kalmayanlara ithafen; Chp'nin an itibariyle son hali, buram buram Nuh'un toplama gemisi kokan, aşure kıvamında ne ararsan mevcut durumu tam da budur.
 
Hem sosyal demokratım diyeceksin ve sosyalistliğinle övüneceksin; ama cumhurbaşkanlığına aday olacak cesareti dahi gösteremeyeceksin. Sözlerimiz; bütün Chp kitlesine değil elbet. Kılıçtaroğlu ve O'nun avanelerine. Chp'yi daha ne kadar küçülteceksiniz! Yapamıyorsunuz işte! İşi ehline verin artık!
Ankara'da bir Murat Karayalçın bulamayacak kadar aciz misin ki, ülkücü kökenli bir başkan adayının arkasına sığınıyorsun. Ya da İstanbul için Kemâl Kılıçdaroğlu'n yok mu ki; aileden muhafazakâr olan Anap tandanslı Ekrem İmamoğlu ismini kurtarıcı belliyorsun!
 
Ya da daha açık konuşalım! İstanbul'u almak uğruna; Atatürk'ün partisiyiz diye haykırdığın halde, Atatürk ismini dahi ağzına alamayan, Atatürk lâfzını söylemek içinden gelmeyen, bütün domuzu yarım saatte yediğini itiraf eden hdp'den evrilme bir kadına tamah edeceksin!
 
Ya da muhafazakâr kesime ve liberal cenaha şirin gözüküp; sadece oy uğruna İlhan Kesici & Mehmet Bekâroğlu gibileri vitrinde süslük olarak kullanacak, söz hakkı dahi vermeyeceksin!
 
 Sonuç itibariyle Chp; rahmetli Ecevit'in, Allah şifa versin Baykal'ın, Karayalçın'ın ve Nato kahramanı Hikmet Çetin'in yolundan çıkmıştır. Acilen dümene; safkan sosyal demokrat bir Chp'linin geçmesi elzem ve ivedidir.
 
Bu formatta ve bu anlayışla; Muharrem İnce gibi evin öz çocuklarının değerini bilmeyen Chp'de, sular hiç durulmaz.
 
Tehlikenin farkında değilmisiniz Chp'li yurttaşlar!
 
Olmak için doğdunuz formata dönün.
Ya da saman alevi gibi sönün.
Tercih ve takdir Chp'nin; duyarlı ve safkan yurttaşlarındadır.
 
Selâmlar & Sevgiler & Hürmetler...