Süleyman Soylu.

Hüseyin Örs, Koray Aydın, Faruk Özak, Hikmet Sami Türk, Mehmet Ali Yılmaz, Eyüp Aşık, Ekrem İmamoğlu ve diğerleri ne kadar Trabzon'un çocuğu ise O da en az Onlar kadar Trabzon'un çocuğu...

Bayramın 3.günü görüştüm kendisi ile...

Aynen şöyle söyledi: 

-Vallahi Billâhi 5 gündür nerede yattığımı bilmiyorum Murat Bey.!!!’

Tam da Suriye sınırında; İdlib'de idiler aradığımızda...

Hüseyin Örs ve Ahmet Kaya abimiz, Faruk Özak ile Ahmet Ağaoğlu başkanımız gibi; 2 elleri kan da olsa da muhakkak telefonumu açarlar. Açamazlarsa da dönerler...

Kolay değil gerçekten de.

Evinin yolunu unutmak, gece - gündüz demeden sınırları beklemek ve her bayramda ailesinden öte vatan evlâtları ile bütün bayramı sınırlarda geçirmek kaderi oldu adeta...

Altını çizmemiz gereken önemli bir diğer hususta şu ki; Sn. Soylu'nun kar, yağmur, fırtına, çamur, hava şartları ve rakım dinlemeden yaptıkları vatan nöbeti; devletin üzerinden varlıkları bir an olsun eksik olmayan büyük Âlimlerin dahi dualarından nasibini alıyor.

Bir arıyoruz Hakkâri'de...bir arıyoruz İdlib'de..Ve bir arıyoruz ki helikopter üstünde ! Ve de hep telefonumuza cevap verdiler şimdiye değin, Allah razı olsun...

Darısı; babası babamızın asker arkadaşı olan, sevdiğimiz, saygı duyduğumuz ve her daim sahip çıktığımız Ekrem İmamoğlu'nun başına!

Zira üzülerek ve de istemeyerek söylüyorum ki Ekrem Başkan, şimdiye kadar bize hiç geri dönüş yapmadı. Aslında Ekrem bey buradan kaybedecek, Büyüdükçe küçülemediği için!

Umarız ki ve öyle düşünmediğimiz halde; İstanbulluların dile getirdiği gibi  ‘Ayakları yerden kesilmemiş ve buluru ile ederi arasında ki fark; başkanlık yaptığı sürece gün be gün su yüzüne çıkan ve duyduğumuz da bir Trabzon evlâdı olarak içimizin adeta cıs ettiği; İBB Başkanlığı birkaç beden büyük geldi, kaldıramadı ve üstesinden, stresinden gelemedikçe de; her geçen gün daha da sinirlenen ve agresifleşen bir İmamoğlu figürü’ olduğuna dair duyumlarımızın hiçbirisi doğru değildir inşallah...

Zira geleceği parlak ve de önü açık, potansiyel bir Trabzon'un çocuğuna yapılan bu yakıştırmalar; bizleri sadece ama sadece üzer. NET...!!!

Rabbimize şükürler olsun ki; ömrümüz boyunca ne siyasete biat etmişliğimiz, ne evimizin ekmeğini siyasete tamah ederek kazanmışlığımız, ne de hiçbir siyasetçinin masasındaki kırıntılardan beslenmişliğimiz; ne de kendilerine MİNNETİMİZ olmadı. Olmasında.!!!

Rabbim de hiçbir zaman; makam, mevki ve nüfuz için eğilen, bükülen, karakterini ayaklar altına seren; KEMİKSİZLERDEN eylemesin...!!!

Niye bu kadar üst perdeden vuruyorsunuz diyenlere  EL CEVAP ?

Çok şükür ki; ömrümüz boyunca siyasetten karnımızı doyurmadık. bir yere bir şey olmak için binlerce fırıldak ile ters burgulu taklalar atmadık. NET...!!!

Karnını ve cebini siyaset vesilesiyle dolduranlar ile karakterlerini sıfırlayanlar düşünsün!

O yüzdendir ki; isterse ATEİST olsun isterse DERVİŞ; kırmızı çizgimiz olan DEVLETE AİDİYET hususunda SORUNU olmayan herkesin yeri başımızın üstüdür...

Peki Trabzon süt liman, Trabzon huzurlu, Trabzon en mutlu ve de yılların bütün olumsuz birikimini üstünden atmışken ve de hiçbir şey bu mutluluğa gölge dahi düşüremeyek iken, bir de Trabzon insanının en muhabbetli anında; şampiyonluk tebriği için Trabzon halkına hitap eden Tayyip Erdoğan'ı ve Süleyman Soylu'ya sözüm ona homurdanmaya kalkan bir kesimin esas maksadı ne ola ki?

Kaldı ki Tayyip Erdoğan; herbirinin farklı programları olan 4 Trabzonlu bakanını da; "Bütün işlerinizi bırakın ve Trabzon'a gidin, takımınızı şampiyonluğunu görün’ diyerek Trabzon'a göndererek ONORE etmesine rağmen? Eğer soylu tribünde olmasa idi, O hakemde soyunma odasına girer dönmezdi, Emniyet Müdürü de maçı devam ettirmezdi net!

Peki sizce kutlamalarda belli bir kesim tarafından konuşması gölgelenmeye kalkışılan kişi Süleyman Soylu mu idi gerçekten?

"BAKMAK, GÖRMEK değildir çocuk "

 Her zaman ki gibi görünmeyeni iletmek de bize düşer...

Kutlamalara gölge düşüren ve Trabzon'un öz çocuğu Süleyman Soylu'ya belli bir zümrenin başını çektiği bu tepkilerin asıl muhatabı; Süleyman Soylu ismini kullanarak iş yapan, O'nun sayesinde ekmek yiyen, ahkâm kesen, burun kıvıran, ukalâlık yapan, O olmadan hiçbir benliği, albenisi, ederi ve de hükmü olmayıp kraldan çok kralcılık oynayanlardır. Onun bu şehirden vekiliğinin önünü tıkamaya çalışanlardır. NET.

Sn. Soylu'yu çok iyi tanıyan bir kardeşiniz olarak; emin olun ki, Süleyman Soylu'nun bunların hiçbirisinden haberi dahi yoktur...

Çok uzun zamandır bunları dile getirmemizi isteyen, Trabzon'un bütün değerlerine sahip çıkan, Süleyman Soylu ismini de çok sevenler bunları dile getirmemizi isteyen, azımsanmayacak bu kitleye ithafen bunları yazmak; onurlu, kemikli, karakterli, dürüst ve bir duruşu, çizgisi, vicdanı ve de aklıselim olanların ancak dile getirebileceği; SAMİMİ bir görev atfımızdır. NET...!!!

NOT: Dervişe sormuşlar ?

-Hani dediğin gibi olacaktı ?

Derviş hiç düşünmeden,

-Siz maçın nasıl başlayıp, nasıl devam ettiğini değil; sonunu bekleyin!!!

Selâm ve muhabbetle sevgiler & saygılar