Binali Yıldırım TBMM Başkanı iken İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olarak açıklandığında şöyle bir açıklaması olmuştu.
Ben hiçbir göreve talip olmadım. Verilen görevleri yapıyorum
Aslında bu açıklamanın altında çok önemli mesajlar vardı.
Binali Yıldırım şunu demek istedi.
Bana ne görev verilirse ben onu yaparım.
Veya Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan nereye aday gösterirse oraya aday olurum.
Bakanlık gibi
Başbakanlık gibi
TBMM Başkanlığı gibi
Ve en son İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı gibi.
Sanki her biri benim iradem dışında gelişmiş der gibi
Gelelim asıl meseleye
İstanbul seçimlerine.
TBMM Başkanı iken Binali Yıldırım, aday gösterildiği zaman çok isteksiz olduğu her halinden belliydi.
Seçimlere moralsiz girdi.
Tam olarak asılmadı desek çok da yanlış bir şey demeyiz.
Haa şöyle düşünmüş olabilir. O sebepten dolayı öyle davranmış olabilir.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Belediye Başkanlığı döneminde Daire Başkanı olarak güzel hizmetlerim olmuştur.
Sonra bakanlık koltuğuna, ardından başbakanlık gibi önemli görevlerde Türkiye’ye çağ atlatan hizmetlerim olmuştur demiştir.
Yoruldu. Meclis başkanlığına seçilip tam yarı emekliliğin tadını çıkarmayı düşünürken yeniden İstanbul Belediye Başkanlığı gibi bir hengâmenin içine bırakılmasına gönlü razı gelmedi.
Yıllarca hizmet vermenin yorgunluğunu da hesap edersek Yıldırım’ın gözünü sanki biraz Yıldıırdı.
Karşısına genç ve dinamik bir aday çıktı.
Ekrem İmamoğlu
Siyasete aç, doyuma ulaşmamış. İdealleri ve hedefleri olan genç bir başkan adayı.
Beylikdüzü Belediye Başkanlığı döneminde yaptığı güzel hizmetlerle de halkın teveccühüne mazhar olan genç bir siyasetçi.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olmadan önce tanınırlığı yüzde 15 seviyesindeydi, aday olup Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı ziyaret etmesinden sonra bu oran yüzde 100’e ulaştı.
Dört eğilimli bir başkan adayı.
Milliyetçi muhafazakâr.
Babası Hasan İmamoğlu ANAVATAN Partisi’nde siyaset yapmış.
Yeni Zellanda’daki camilere yapılan terör saldırısında mevlit okutup Yasin-i şerifi okumuş.
31 Mart seçimlerini kazanıp mazbatası önce verilip sonra iptal edilerek mağdur edilmiş.
Elinden alınması ciddi bir mağduriyet yarattı. Bu mağduriyet Recep Tayyip Erdoğan’ın okuduğu bir şiirden dolayı cezaevinde konulmasıyla neredeyse aynı seviyede olduğunu belirtelim.
Çünkü mazbatasının iptali Anadolu’nun dört bir yanında yankılandı.
Şunu da arada belirtmekte yarar var. Seçim gecesi Anadolu Ajansı’nın veri akışını kesmesinin ardından ajansa oluşan tepki, İsrail uçaklarının Gazze’deki Anadolu ajansı bürosunu vurmasının ardından bile devam ediyor!
Bunu nereden biliyorsunuz diye sorarsanız gencecik bir muhabir Bayburt’ta haber peşinde çekim yaparken bastığı kar kütüğüyle birlikte derin bir vadiye yuvarlanıp kaybolması sonrasında sosyal medyada bazı insanlar hala ajansa tepkisini bu genç kardeşimizin üzerinden gösteriyor.
Yazık.
Yeniden AK Parti cephesine dönersek Binali Yıldırım’ın seçim öncesindeki yüzüne ve bugünkü iftar yemeklerinden sonra yapmış olduğu konuşmalardaki yüzüne bakmak yeterli.
Anladığım kadarıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan, Binali Yıldırım’a özgür bir seçim çalışması sundu.
Aksine önceki akşam İstanbul’daki halde yaptığı buluşmada halcilere yönelik “Sizasla terörist değilsiniz. Bu kente hizmet ediyorsunuz” diyebilir miydi?
AK Parti’nin önünde seçimi kazanabilmesi için iki yol var.
Bunlardan birincisi Ekrem İmamoğlu’na giden Karadeniz oylarını kırmak ve kendi cephesine çekmek.
AK Parti bunu, Ekrem İmamoğlu’nun HDP genel başkanıyla ilgili -siyasi çizgisi iyi- söylemi üzerinden Karadenizlilerdeki kırgınlığı işleyecek.
Öyle ya bu şehirde bu bölgede her eve bir şehit cenazesi geldi.
Bunu yaşamayan bilemez.
İkincisi de Binali Yıldırım 31 Mart öncesinde Kürt kartını açmadı. İstanbul için her ne kadar yeni bir açılım fitili ateşlenmeyecek olsa da hissettiğim şu;
Seçim öncesinde terörist başının avukatlarının veya İstanbul’da sözü geçen bazı Kürt aydınlarının el altından oyların Binali Yıldırım’a yönlendirilmesi konusunda mesajlar verebilir.
İstanbul’da yüzde 11 civarındaki Kürt oylarından AK Partiye ciddi bir dönüşü olursa bu seçimi Binali Yıldırım alabilir. Aksi takdirde işleri çok zor.