Adı Muhammet Cuha
Suriyeli
Trabzon’da ev yemekleri yapan bir restoranda çalışıyor.
5 kardeşler.
2 de anne baba
İki ablası evli.
Biri İstanbul'da,
Diğeri Trabzon'da.
Ama Trabzon'da olan ablasının kocası Şam'da  Esat tarafından ortadan kaldırılmış.
İki çocuğu ile babasına sığınmış.
Yani bir evde dokuz kişiler.
Muhammet ve o kocası kayıp ablası çalışıyorlar.
İkisi de asgari ücret alıyor.
Ama 15 gündür ablasını işten çıkartmışlar.
Kala kala 9 kişi Muhammet'in bin 700 lirasına kalmışlar.

Haliyle kirada duruyorlar.
Ev kirası 400 lira.
Su elektrik.
Doğalgaz,
Mutfak...
Ama hepsi de  bin yedi yüz lira ile oluyor.
Bu bütçe, Türkiye'nin bütçesinden de zor denkleşir.
*
Muhammet'in babası 60 küsur yaşında.
Türkçe bilmiyor,
Çalışmıyor.
Anne de evde iş yapmakta.
Türkiye'ye geleli 3 yıl olmuş.
Muhammet Türkçeyi halletmiş gibi.
"Tayyip Bey Babadır" diyor.
*
Evet Muhammetlerin Şam'da matbaaları vardı.
Evleri arabaları vardı.
“Şimdi Esat her şeyi yok etti.
Ülkeyi ve bizi mahvetti.İyi ki Türkiye var.
Yoksa ne olurdu halimiz.
*
Türkleri seviyoruz.
Bize kucak açtılar.
Bunu sizden başka hangi millet yapar.
Evet çok iyi bir milletsiniz.
Tabi her yerde olduğu gibi az da olsa sizde de kötüler var.
Beni adı Mustafa olan bir adam bir ay çalıştırdı,
Sonra da paramı vermeden kovdu beni.
Çok üzüldüm.
Ailecek üzüldük.
Çünkü o paralar bizim aşımız ekmeğimizdi.
Fakat Allah büyük.
*
Şimdiki patronum çok iyi.
Bana iyi davranıyor.
Onu seviyorum.
İnşallah o da benden memnundur.
Yoksa kovulmak istemiyorum.”
*
İşte işimizin ve ülkemizin kıymetini bilelim.
Muhammet'in anlattıklarını önemseyelim.
Madem bu insanları kabul ettik;
Onlara saygı ve sevgi duyalım.
Allah zor durumda olanlara yardım etmeyi emreder.

2 Yıl önce yazdığım bir yazımı,
İzninizle 5 Ekim Hayvan Hakları Günü nedeniyle tekrar yayınlıyorum

KÖPEK!

Geçenlerde bir köpekle konuştum.
İnanır mısınız söylediklerinden utandım.
Tüm sözlerine, "Haklısınız!" Demekten başka bir kelime bulamadım.
*
Evet, geçenlerde yolda yalnız yürümekteydim.
Aniden bir köpek karşıma çıktı ve "Gel şöyle gel birkaç laf edelim.
Sen bankta otur, ben de karşında ayakta dururum" dedi.
Çaresiz ve şaşkınlıkla 'olsun' dedim.
*
Aslında önce ürkmedim değil, 
Köpek işte.
Bitli midir,
Pireli midir.
Hastalıklımıdır? 
Diye düşünürken o "Korkma sana fazla yaklaşmam.
Sizin gibi değiliz, biz haddimizi biliriz" dedi.
Ve konuşmaya başladı.

" Ey insan!
Yani biz sizi insan biliriz..
Gerçi sizde insanlıktan eser yok ama, ilahi planda size insan denilmektedir.
Onun içindir ki, biz de size çaresiz olarak insan diyoruz.
*
Evet, sizler çok bencilsiniz.
Allah bu dünyayı sizler için yaratsa da, 
Bizleri itip kakmak, 
Aç susuz bırakmak, 
Yaralamak ve hatta, 
Bizleri öldürme hakkını size vermemiştir.
*
Neden bizleri görmeye dayanamıyor,
Neden bize de "Allah can verdi" diyemiyorsunuz?
*
Biz sizin karınıza, 
Kızınıza velhasıl namusunuza yan mı bakıyoruz?
Biz sizin ihalelerinizi elinizden mi alıyoruz?
Biz sizin malınızı, mülkünüzü, paranızı mı çalıyoruz?
*
Biz size tuzak mı kuruyoruz?
Biz size iftira mı atıyoruz?
Biz sizinle ilgili gördüklerimizi, başkalarına mı anlatıyor, 
Dedikodunuzu mu yapıyoruz?
*
Terör mü yapıyoruz? 
Neden öldürüyorsunuz bizi?
Bırakın bizi sevmeyi, bizi sevenleri de sevmiyorsunuz.
Ve bunu, bizi de yaratan Allah'ın emriymiş gibi de gösteriyorsunuz.
Neden?
*
Neden bu kadar gaddarsınız?
Sadece bizi de değil, 
Sözde avlanıyorsunuz diye, 
Güzelim karacaları, 
Masum geyikleri, 
keklikleri de öldürüyorsunuz...
Hatta öldürmeyi de geçtik, adeta soykırım yapıyorsunuz...
*
Her zulme mazeretiniz de hazır.
Avlanmak helalmiş.
Siz denizlere, 
Nehirlere, 
Derelere dahi dinamitler atıyor,
Mini mini balık yavrularını dahi öldürüyorsunuz.
*
Bu mudur helal avlanmak?
Bu egodur.
İğrenç bir egodur...
Siz canisiniz...
Cahilsiniz...
*
Evet siz!
Denizleri kirletiyorsunuz.
Unutmayın yarın bu kafa ile giderseniz aç kalacaksınız.
*
Çok şımardınız.
Haddinizi aştınız ve bu güzelim dünyayı mahvettiniz.
Unutmayın ki, elinizdeki o silahlar yenmez.
Demdim ya böyle giderse çok gitmez aç kalacaksınız.
*
Bak dostum!
Biz Euro nedir bilmeyiz.
Dolar nedir anlamayız.
Bizim bankalarımız, 
Bankamatiklerimiz ve oralarda paralarımız yok.
*
Ayrıca biz hayvanlar olarak,
Hiç birimiz bu dünyayı zerre kadar da kirletmedik.
Bu dünyayı yaşanılmaz yapmadık.
Olumsuz ne varsa sizin arsızlığınız, 
Aymazlığınızdandır.
*
Bir de öbür dünyada cennet istiyorsunuz.
Cennette Huri de olsun istiyorsunuz.
Oysa bu cennet dünyayı cehenneme çevirdiniz." 
Dedi bakışlarıyla...
Ve kafasını sallaya sallaya gitti ağır ağır...
*
Şimdi nerede bir insan görsem korkuyorum.
Nerede bir hayvan görsem utanıyorum...

FIKRA

Bir gün deliler hastanesinde doktorlar bir organizasyon düzenlemişler.
Bütün tabureleri arka arkaya dizip otobüs gibi yapmışlar.
Başlamışlar delileri oturtmaya.
Bir deli oturmamış.
Bütün doktorlar gelmiş yanına adam akıllandı sanmışlar.
Adama sormuşlar:
-Sen niye oturmuyorsun?
-Otobüs çok kalabalık ben taksi bekliyorum!