İMARET MEZARLIĞI NERESİDİR?

Bugün Trabzon’da İmaret Mezarlığı denilince Emniyet Müdürlüğü’nün hemen karşısındaki küçük tarihi mezarlık akla gelir ve onun da adı Küçük İmaret Mezarlığı olarak bilinir.  Peki, büyüğü neredeydi diye soracak olursak; İmaret Mezarlıklarının kapladığı alanın, bir ucunun Tiyatro Binası’nın bulunduğu alandan Atapark’ı da içine alacak şekilde Emniyet Müdürlüğü’nün karşısına kadar uzandığını belirtirsek konu herhalde anlaşılmış olur.

M. Akif Bal’ın verdiği bilgiye göre;  “Bugünkü Gülbahar Hatun Camii’nin etrafı ve Atapark’ın şimdiki yeri, yıkılan SSK Müdürlüğü’nün yeri, Nejat Haluk Ongan Tiyatrosu’nun yeri, Suat Oyman Parkı’nın yeri, hep İmaret Mezarlığı’nın kapladığı alanın içerisindeydi. Hatuniye Külliyesi içerisinde yer alan ve Gülbahar Hatun Camii haziresini oluşturan İmaret Mezarlığı’nın, Yavuz Selim’in annesi Gülbahar Hatun’un vefatıyla 1505’te türbeye dönüştürülen kabrinin çevresine yapılan definlerle, burasının bir Müslüman mezarlığına dönüşmüş olması muhtemeldir.

 Yavuz Selim’in iki evladının yanı sıra, Trabzon’da görev yapan ve burada vefat eden devlet adamlarının yanında Trabzon’un en hatırlı insanlarının da defnedildiği bir mezarlık olan İmaret Mezarlığı; Gülbahar Hatun’un, Trabzon Valisi Kadri Bey’in, Trabzon Valileri Yusuf ve Asım Paşaların türbelerine mekân olmakla birlikte; Trabzon’un ilk TBMM’ye katılmak için Trabzon’dan hareket eden ancak, Çarşamba’da şehit edilen Trabzon milletvekili Eyübzade İzzet Bey’in, Yunan Muharebesi kahramanlarından Ferik Hamdi Paşa’nın, Trabzon Valisi Köprülüzade Abdurrahman Paşa’nın ve Trabzon ulemasından daha pek çok ismin ebedi istirahatgahı idi.

 İmaret Mezarlığı’na, fetihten sonra kurulan Trabzon’daki ilk büyük Türk mezarlığı denilebilir. 1922 yazında Türkiye’ye yolculuk eden ve Trabzon’a da uğrayan Rus Sovyet ressam Yevgeniyeviç Lansere’nin, “Trabzon’un en heyecan verici yeri” dediği yer, İmaret Kabristanıydı.”  

Bununla birlikte mezarlık içerisinde bulunan Kadri Paşa türbesinin 1937 den önce, Hatuniye Medresesi’nin 1937 de, Yusuf ve Asım Paşalara ait türbenin 1937 den sonra, İmaret’in 1939 da, mektebin ise 1994 de yıkıldığını belirtmeliyiz.

İMARET MEZARLIĞI NASIL PARKA DÖNÜŞTÜRÜLDÜ

Ömer İskender Tuluk’a göre, aslında İmaret Mezarlığı’nın parka dönüştürülme düşüncesi ilk kez 1931 yılında dile getirilmiş, ancak bu fikir 1937’de Atatürk’ün buyruğu ile hayata geçirilmiştir. Çalışmalara aynı yıl Gülbahar Hatun Camii önündeki yarı yıkılmış haldeki medrese binasının yıkılması ile başlanılmıştır.

Bu mezarlığın, Atatürk’ün Trabzon’u son ziyaretlerinde Üçüncü Umumi Müfettiş Tahsin Uzer’e,  İmaret Mezarlığı’nı göstererek “Tahsin, bu memleketin en güzel yerinde bu manzara nedir?” diyerek işaret fişeğini ateşlediği, Tahsin Uzer’in de bizzat takip ettiği bir projedir.”

Yine M. Akif Bal’ın verdiği bilgiye göre, 1938 yılı Haziran ayında Trabzon İsmet Paşa (Eski İmaret) Mahallesi’nin ortasında kalan mezarlık park yapılırken, 1938 Temmuz ayında Belediye tarafından mezarlığın kuzey ve doğu kenarları duvarlarla çevrildi. İmaret Mezarlığı’ndaki kabirlerin bazıları aileleri tarafından alındı, bazıları yeni Sülüklü Mezarlığı’na nakledildi. Fakat bu arada çok büyük miktarda taş ya kayboldu ya da tahrip edildi. Yine Zağnos’taki burcun köprüye bakan yönünde ve çeşmenin ön tarafında bulunan mezarlık da ortadan kalktı.

Ayrıca Yeniyol Gazetesi’nin verdiği habere göre, 1939 senesinde Gülbahar Hatun Camii onarılmış, cami avlusundaki eski şadırvan yıkılarak, yerine bugün mevcut olan mermer şadırvan inşa edilmiştir.

Meclis zabıtlarından elde ettiğimiz bilgiye göre, Trabzon içme suyu tesisatını yapan Alman Hohctief Şirketi, İmaret Mezarlığı’nın yerine yapılan Atapark’a bir havuz yaptırmıştır.   Ancak eski resimlerde kare şeklinde olan havuzun bugünkü dairemsi yapıya ne zaman dönüştürüldüğünü tespit edemediğimizi belirtelim. Yeni yapılan bu parka Trabzon Belediye Meclisi tarafından isim verilmemekle birlikte 1940 senesinde Belediye faaliyet raporunda “İmaret Parkı” olarak tarif edildiği görülmektedir.

ATAPARK İSMİ NASIL VERİLDİ?

Ö. İskender Tuluk, konu ile ilgili şu bilgileri vermektedir;

 “Cemal Rıza Çınar’ın 8 Aralık 1938 tarihli Halk Gazetesi’nde çıkan  “Yeni Park’a Atapark Adı Niçin Verildi” başlıklı yazısı, parka isim arayışının resmi kanallardaki yansımasını ortaya koyması bakımından ilginçtir. Buna göre Cumhuriyet’in 15. yıldönümü kutlama etkinlikleri nedeni ile düzenlemesi yapılmakta olan parka gelen Vali Refik Koraltan ile parti yöneticileri arasında geçen bir diyalog “Atapark” isminin ortaya çıkışını sağlamıştır.

Vali Koraltan, “Bu yeni park nedir?” diye sormuş ve “Eski İmaret Mezarlığı” yanıtını almış, Bunun üzerine “Pekiyi bunun adını Yenipark mı koydular?”  Diye sorunca “Hayır, adı olmayınca halk nasıl tarif etsin, Yenipark diye anıp gidiyoruz” cevabını almıştı.

Birkaç gün sonra Vali Refik Koraltan, Cumhuriyet Halk Partisi’nde “Halk hatipleri kürsülerinden bir tane Atapark’a koysunlar” diyerek, Yenipark olarak bilinen parkın adını Atapark olarak belirlemiştir.” 

Bu arada 1938 ve sonraki Meclis kararlarında parkın ismi ile ilgili herhangi bir görüşme tutanağına rastlamadığımızı da belirtelim. Ancak 1939 yılında faaliyet raporu görüşmelerinde “Zağnos’ta (Atapark) namı ile tesis edilmekte olan umumi bahçe” cümlesinden, Vali Refik Koraltan tarafından koyulmuş olan ismin Belediye tarafından da kabul gördüğü anlaşılmaktadır. 

Bir de, Atapark’ın bugünkü Varlıbaş AVM’ye bakan yüzünde halen mevcut olan bir çeşme var. Bu çeşmenin tarihi ile ilgili bulduğumuz 1939 yılına ait bir gazete haberini de atlamayalım.

“Müteahhit Kasımoğlu Temel, Atapark’’a bir çeşme hediye etmiş ve bu çeşmenin inşaatına başlanmıştır.”  Yani Atapark Çeşmesi bugün itibariyle 82 yaşındadır.

TRABZON’UN İLK ÇOCUK PARKI

Trabzon’da yapılmış ilk çocuk parkı, 1957 yılında yapım kararı verilen Atapark’taki çocuk parkıdır.  Konu, Trabzon Belediyesi Meclis tutanağına şöyle yansımıştır;

“Vilâyetimizde uzun yıllardan beri yapılması tasavvur olunan ve bir türlü fiiliyata intikal ettirilmeyen ve şehir halkının hasretini çektiği bir çocuk bahçesinin, Hususi Muhasebe ile mübadele edilen Atapark doğusundaki arsa üzerinde tesisi uygun görülmüş ve bu maksadın temini için bütçeye 31.499 lira tahsisat konulmuştur.” 

Tutanaklardan 1957 yılında Atapark çocuk parkının yapılmaya başlandığını ancak 1962 yılında dahi parkın tamamlanamadığını tespit ediyoruz.

ATAPARK KÜTÜPHANESİ

Atapark’tan söz ederken Kütüphaneden bahsetmezsek eksik olur. Kütüphane binası Meclis zabıtlarına ilk olarak 1963 senesinde girmiş ve tutanaklara aşağıdaki gibi yansımıştır;

“İmar planına göre bu yer park içine dahil ise de, halen Belediye Gazinosu olan kısımda altı gazino ve üstü kitaplık olarak inşası, parka gelip istirahat edeceklerin okuma ihtiyaçlarını da karşılayacağı cihetle, kısmımızca kitaplık inşası için imarda yapılmak istenilen tadilat uygun görülmüştür. Söz konusu yer ayrı parsel olarak Belediye mülkü bulunduğu anlaşılmış olup, tetkik buyrularak imarda tadilat yapılması oy birliği ile kabul edilmiştir.”  

Ancak, Atapark içinde bu arsa üzerinde bulunan Belediye’ye ait kahve yıktırılarak yerinde gazino ve üstünde kütüphane yapılmak üzere yapılan imar tadilat teklifi, İmar ve İskan Bakanlığı tarafından sadece kütüphane olarak tasdik edilmiştir.

Bu durumda Belediye Bütçesinin kifayetsizliği, hazine elinde arazi bulunmaması göz önüne alınarak, Belediye hizmetlerinden sayılan ve şehir kültürüne hizmet edecek olan bu kütüphanenin yapılması bir belde hizmetini de yerine getireceğinden; üzerinde kütüphane yapılmak, başka bir hizmette kullanılmamak, başkasına da satılmamak kayıt ve şartıyla 1.000 lira bedel üzerinden Milli Eğitim Bakanlığı’nın istifadesine tahsis edilmek üzere hazine adına ifraz edilerek satılmasına karar verilmiştir.

Editör: TE Bilisim