Yunanistan'ın tarihi, akıl, düşünce ve fikir insanlarıyla doludur.
Demokrasinin mucitleriyle doludur.
Demek ki, zaman içinde nesil fena bozuldu.
Şimdi oldukça cahiller ve
Acayip asalak geçiniyorlar.
*
Hatırlarsanız daha önceki yazımda da yazmıştım.
"Yunanistan kendisine sığınan o aşağılık darbecileri vermez" demiştim.
Vermez,
Hatta istese de veremez.
Verdirmezler çünkü.
*
Çünkü, o darbeyi darbecilere onlar yaptırmıştır.
Yani Yunanistan'ın ağaları.
Finansörleri yaptırmıştır.
*
Hatırlarsanız,
Yunanistan'ın çakma demokrasi jönü Çipras "onları iade edeceğim" demişti.
İşte o zaman bu köşemde dedim ki,
"Bu iş yatar, iade etmezler."
*
Öyle ya birileri Çipras'a,
"Hayırdır evlat!
Sen bizimkileri ateşe mi atacaksın?
Başlarını mı yakacaksın?
Kimden yanasın?" Dediğinde ne cevap versin bu sol heveslikli saplama?
*
Şimdi "kimden yanasın?" sözüne Çipras,
"Demokrasiden yanayım mı diyecek sandınız?
İşte bunu beklemek safdillik olurdu.
*
İşte böyledir bizim batılı dostlarımız.
En ufağından en büyüğüne hepsi böyle tehlikelidir.
Hepsi böyle samimiyetsizdir bunların.
*
Şimdi ne oldu?
Çipras yan çizdi.
Dün Apo'yu koruduğu gibi, bu gün de demokrasi düşmanlarını iade etmiyor.
*
Ne diyelim;
Vatana,
Millete ve
Dostluğumuza hayırlı olsun.
*
Yunanistan'a hayırlı olur mu bilmem ama
80 milyonluk Türkiye'yi 11 şakiye  değiştiren siyasetin
Zekasına şaşıyorum...

YANLIŞ BULUYORUM!

Şimdi sahalarımızın yıldızlarından Arda Turan, Rıdvan Dilmen ve diğerleri.
Karşı görüşlülerin gözünde fena halde itibar kaybına uğradılar.
Hatta onlara  hakarete varan eleştiriler yapılmaktadır.
Ben bu eleştirilerden oldukça rahatsız olmaktayım.
Eğer Rıdvan topu alıp şeytani bir kıvraklıkla Arda’ya pas atıyor,
Arda da "EVET pası aldım" diyorsa ne var bunda.
Herkes kendi aklının sultanıdır.
Kendi fikrinin efendisidir.
*
Şimdi bu insanları özellikle demokrat düşünceli kitlelerin hırpalamasını demokratik ve ahlaki bulmuyorum.

BAŞKAN USTA

Önceki gün Trabzonspor Başkanı Muharrem Usta'yı dinliyorum.
Allah için güzel konuşuyor...
Kibirsiz konuşuyor...
Hava cıva yok mimiklerinde.
*
"Mehmet Ekici’nin adresi Beşiktaş'tır" diyor.
"Konu kapanmıştır" diyor.
"Eğer, Beşiktaş'a gitmez ise, bundan Trabzonspor zarar etmez" diyor.
Düşündüm;
Nasıl olur da zarar etmez Trabzonspor?
*
Demek ki Kulübün kasasına para girmeye devam edecek.
Demek ki Beşiktaş,
"Onu Fenere verme.
Fenerle yarışıyoruz.
Edeceğin zararı biz karşılarız" demiş olmalı.
*
Başkan Usta'nın "Ben işimi iyi bilirim" demesi budur.
Ha, bildiğim bir şey yok.
Ama aklımca hal budur görüşündeyim.
*
Diğer taraftan Usta, yerel basın hakkında 2. Keredir hata yapıyor.
Onun için akıllı adamdır diyorum.
Ama  nedense aynı konuda 2 defa hata yapması da manidar bir durum.

FIKRA

Temel askerliğini yunan sınırında yapıyormuş.
Temel'in cani çok sıkılıyormuş.
Yunan'a bir islik çalmış elleriyle "Havacı mısın?" işareti yapmış, Yunan aldırmamış.
Bir islik çalmış elleriyle "Karacı mısın?" işareti yapmış, Yunan aldırmamış.
Bir islik daha çalmış "Denizci misin?" anlamında yüzme işareti yapmış, yunan aldırmamış.
Bir islik daha çalmış. El hareketi yaparak "Topçu musun?" demiş, yunan aldırmamış.
Bir islik daha çalmış "Gözcü müsün?" anlamında dürbün işareti yapmış, yunan aldırmamış.
Nöbetler değişmiş sıra yine Temel'le Yunan'a gelmiş.
Yunan'a hadi sınıra git demişler yunan da:
"Ben oraya gitmem. Orada bir deli Türk askeri var, bana hava kararınca yüzerek gelip sana bir vuracağım gözlerin fırlayacak diyor.."

ŞU HALE BAKIN!
 
Üniversitelisi işsiz.
Partiliye kredi limitsiz.
Müteşebbis ümitsiz.
Futbol şikeli
Jurnalistler tutuklu.
Mizahçılar sansürlü.
Asker/polis tutsak.
Çiftçi aç.
Yatırımcı der "fırsat varken kaç."
Ekonomi iflaslarda.
Zengini her gece barda.
Halk darda.
Medya güçlüden  taraf.
Hukuku bertaraf.
Siyaseti yalan.
Bürokrasisi şimdi git,
yarın gel arkadan dolan.
DERDİMİZ DOST BİLDİKLERİMİZ
Düşmanlarımızı dost sandık senelerce...
Ama bir darbe girişimi oldu;
Başaramayınca bu iç hainler,
Bizim dost bildiğimiz bu ülkelere koştular.
*
Yakalar, iade ederler  sandık.
Etmediler.
Anladık ki, bu darbeci hainler;
Yıllarca dost bildiğimiz bu çukur medeniyetin paralı maşalarıymışlar...

ŞEVKET NEMLİ'DEN GÜÇLÜ BİR EVET!

Eski sağlık mensuplarındandır.
Sendikacılık yaptı.
Sözünü esirgemeyen birisi.
Önceki gün aradı.
*
"Sıkı takipçilerindenim.
Ama öyle memnun olma.
Çoğu yazına itirazım oluyor...
*
Bazılarını da çok beğendiğimi belirtmeliyim.
Hatta karikatürlerin de öyle.
Şahane çiziyorsun.
Hem de süper benzetiyorsun...
*
Mesela Soylu Dolar için, ' Sen de teröristsin' demesine bayıldım doğrusu.
Ha, bu arada ikna et beni,
Neden 'Hayır' diyeyim.
Niçin 'Evet' demeyeyim?
*
Şimdi Kılıçdaroğlu kalksa bu yasadan sonra Başkan seçilse, 'İstemem mi der"
Hadi cevap ver bana,
Ben şimdi abdestliyim,
Referandumda 'Evet!' diyeceğim.
Kılıçdaroğlu yarın bir fırsat çıksa, onu teper mi?
*
Tabi ki tepmez.
Geçer Başkanlık koltuğuna oturur.
İnsan böyle her şeye de 'Hayır!' demez yani."
...
Sohbet tek taraflı ve çok akıcı bir şekilde devam etti...
Çünkü Şevket Abimizin lafına laf eklenmez azizim.
Ama harikadır, harika...

BİR GÖRSEL VE GERÇEKLER

Şu görsele bakın lütfen!
Burası bir okul.
Belli ki, özel bir gün.
O günün gereği, Türk bayrağı ve Cumhurbaşkanı’nın posteri asılmış.
Ama Atatürk posteri yok.
*
Sonra bir vicdan, adeta telafi amacıyla bir Atatürk flaması asmış alt katta bir pencereye.
O özel günde.
*
Bu görsel yıllarca çocuklarımızı yetiştiren bu okulumuzdaki zihniyetin vahametini gösteren bir sancıdır.
Bu görsel, bu okul yönetiminin karanlık zihniyetine delildir.
Bu görsel, bu okuldaki yönetimin yaranma ve yaltaklanma ihanetine pis bir örnektir.
Bu görsel, bu cüretin nerelerden kaynaklandığını düşündüren vahim bir belgedir.
*
Bu görsele göre, bu okul yönetimi derhal değiştirilmelidir.