TRABZON BELEDİYESİ VE İL ÖZEL İDARESİ ARŞİVLERİNE NE OLDU?

Bir yıldan fazladır devam ettiğimiz Mazideki Trabzon adlı yazı dizimize yaz tatili dolayısı ile verdiğimiz arayı bugün sonlandırarak konuya yeni bir başlık açarak devam ediyoruz. Ancak madem bir aylık ara verdik, o halde başlarken ilk defa yazı dizimiz ile karşılaşan okuyucu için bazı malumatlar verelim istiyoruz. 

Bu satırların yazarını tanıyanlar onun tarihçi olmadığını bilirler.  Trabzon’da doğup, yarım asrı geçen ömrünün büyük bir bölümünü bu kadim şehirde geçiren ve çeyrek asırdan fazladır da onun belediyesinde çalışan bir Trabzon sevdalısının, bu şehri tanımaya ve tanıtmaya yönelik mütevazı bir çabası olarak yazılarımıza bakmak yerinde olur düşüncesindeyiz.

Yazı dizimiz, bu güne kadar hakkında pek çok kitap, makale ve şiirler kaleme alınan ve binlerce yıllık tarihi kökleri olan bu şehrin, 150 yaşındaki belediyesinin meclis arşivine ve dönemin şahitleri olan yerel basınına dayanılarak hazırlanmış, 1930 ile 1980 yılları arasını konu edinen bir Trabzon incelemesidir. 

BELEDİYE ARŞİVİNE NE OLDU?

Trabzon Belediyesi 154 yaşındadır. Ama maalesef belediye arşivi 91 yıllıktır. Arada 60 küsür yıllık bir kayıp söz konusudur. Kurulduğu günden 1930 yılına kadar alınan kararlar, hazırlanan tutanaklar maalesef kaybolmuştur. 1916-1918 yılları arasında yaşanan ve çok acılara, dramlara sahne olan Rus işgalinin, şehrin hafızasında yaptığı tahribat bunun birinci nedenidir. Zira mezar taşlarından, önemli bazı tarihi eser ve el yazması kitaplara kadar birçok değerin gemilerle yurt dışına kaçırıldığı, bilinen bir konudur.

Bu arada belediye arşivinin akıbeti ile ilgili rastladığımız bir ipucunu da vermeden geçmeyelim; Rus işgal yıllarında Trabzon’a belediye başkanı olarak atanan Dr. Yakop Kefeli, hatıralarında bu konuya şöyle değinir; 
 “İdarenin tüm memurları ile birlikte Türklerin zamanında “belediye” diye adlandırdıkları büyük iki katlı binayı ve bahçesini gezdik. Her iki katı bakımsız ve boştu. Mobilyalar yok sayılırdı. Çeşitli evrak depoları ve arşiv de yoktu. Yerli Rumlar, Türkler gitmeden önce tüm arşivlerini merkez (Ortahisar) camiine götürdüklerini söylediler.“ 

 Sonra ne oldu? Bir cevabımız maalesef yok.

FARUK ÖZAK’IN GAYRETİ

Ancak yeri gelmişken Rus işgali sırasında Trabzon dan kaçırılan eserlerle alakalı geçmişte eski(mez) Devlet Bakanınız Faruk Özak’ın gösterdiği çabaları anmazsak eksik olur. Zira 2007 yılında dönemin Bayındırlık ve İskân Bakanı olan Özak tarafından bir girişim başlatılmış ve Rusya’ya götürülen eserlerin bir envanterinin çıkarılması için KTÜ’ den Prof. Dr. Hikmet Öksüz ve öğretim görevlisi Veysel Usta Moskova’ya gönderilmiştir. Hatta Rus işgal yıllarına ait bir video filmi de Trabzon’a getirilmiştir. Ardından ilk olarak Rusya Büyükelçimiz nezdinde bir girişim de bulunulmuşsa da bir netice alınamamıştır. 

Sonra konu Faruk Özak tarafından bizzat Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a iletilmiş ve Erdoğan -Putin görüşmesinde konu birkaç defa gündem yapılmış, hatta Trabzon dan Rusya ya götürülen eserlerin iadesi için mutabakat bile sağlanmıştır. 
Ancak Rusya ile aramızda yaşanan uçak düşürme hadisesinden sonra konu kesintiye uğramıştır. Bildiğimiz kadarıyla mesele, şehrimizin“Faruk abisinin” ardından olduğu yerde durmakladır. Şimdi Rusya ile ilişkilerimiz düzeldiğine göre yeni bir girişim kim tarafından başlatılacaktır. Sayın Cumhurbaşkanımıza, Dışişleri Bakanımıza konuyu yeniden kim arz edecek, bu önemli hizmeti kim yeniden ısıtarak gündeme aldıracaktır?Hazır Rusya ile ilişkilerimiz düzelmişken bu fırsat kaçırılmamalı, Trabzon’dan Rusya’ya kaçırılan eserler yeniden şehrimize getirilmelidir, diye düşünüyoruz.

ŞEHRİN EN ÖNEMLİ HAFIZASI

Peki, işgalin sona erdiği yıldan itibaren Latin harflerine geçilen 1928 yılına kadar ki 10 yıllık dönemde, Osmanlıca tutulan Belediye arşivine ne olmuştur? Bunun da sorgulanması gereklidir. Zira Latin alfabesine geçildikten sonra Osmanlıca birçok eser ve belge niteliğindeki evrakın kâğıt fabrikalarına gönderildiği veya yakıldığı bilenlerin malumudur.

 Yazı dizimizde her ne kadar konuları 1930 yılından başlatmışsak da aslında, 1930 tarihine ait Meclis ve Encümen kararları da kayıptır. Encümen kararları arşivi 1938 yılından itibaren başlamaktadır. Fakat 1931 yılı Meclis kararlarında yer alan “1930 yılı Belediye Mesai Raporu”  1930 yılına da ışık tutmaktadır. Konuyu 1980 yılında bitirmemizin sebebi; 1930 ile 1980 yılları arasındaki 50 yıllık dönemin,  bugün elimizde olan Trabzon’un ortaya çıkmasındaki önemi dolayısıyladır. Bu arada Belediyesi arşivinin Trabzon Büyükşehir Belediyesinin uhdesinde olduğunu da belirtelim.

Trabzon Belediyesi’nin meclis ve encümeninin tüm kararlarının 1931 yılından itibaren bazı eksiklerle birlikte arşivlenmiş ve dijital ortama aktarılmış olması, bu şehir için büyük bir kazanç olmuştur. Meclis kararlarının 1970’lere kadar olan bölümlerinde sadece alınan kararlar değil, o kararın alınma süreçlerinde, Belediye Meclislerinde görev yapmış ancak şu anda hayatta olmayan üye ve başkanlarının konuşma kayıtlarının da yer alması ve bunlara yazı dizisinde yer verilmesi, bu dizinin en orijinal yanını oluşturmaktadır. 

Yazı dizimizde anlatılan konulara hep Trabzon Belediye Meclisinin penceresinden bakılmış, ancak tutanaklara geçen konuların daha iyi anlaşılabilmesi ve okuyucunun bilgilenmesi açısından belediye arşivi dışındaki kaynaklara da müracaat edilmiştir. Özellikle 1932 senesinden itibaren ulaşabildiğimiz Trabzon yerel basınında çıkan yazı ve haberler, Belediye Meclisinde görüşülen konuları detaylandırması açısından ilgi çekici olmuştur. Bu anlamda zengin bir kaynaktan istifade edildiğini söyleyebiliriz. Sadece Belediye arşivinin en az 90.000 sayfa olduğunu belirtirsek ne demek istediğimiz daha iyi anlaşılacaktır. Fakat üzülerek belirtmeliyim ki, bu dokumanlar içerisinde bir fotoğraf ve harita arşivi olmaması büyük bir eksikliktir.

Yeri gelmişken; Öncelikle Belediye Meclis arşivini gözü gibi sakınıp bu güne taşıyan ve on binlerce sayfa dokümanı dijital ortama aktaran Trabzon Büyükşehir Belediyesi Yazı İşleri Ve Kararlar Dairesi Başkanlığı personelini ve onun merhum Daire Başkanı Ahmet Cevher’i anmak kadirşinaslık gereğidir. Bu vesile ile Trabzon Belediyesi’nin kurulduğu günden bu yana görev yapan tüm belediye başkanlarımızdan, meclis üyelerimizden ve kamunun en fedakâr çalışanları olan belediye personelinden vefat etmiş olanları rahmetle anar, hayatta olanlara sağlık ve afiyetler dilerim.

İL ÖZEL İDARESİNİN ARŞİVİNE NE OLDU?

Bu arada Trabzon Belediyesinden sonra şehrin en eski kurumlardan biri olan İl Özel İdaresinin, eski adıyla Hususi İdarenin arşivi neredir diye merak ettik. Hatırlanacak olursa 2019 senesinde il sınırlarında büyükşehir belediyesi kurulan illerde İl Özel İdareleri kapatılmış, personeli belediyeler ve diğer kuruluşlar arasında paylaşılmış, arşivi ise Uzunsokak’taki binanın bodrumunda bırakılmıştır.


 Bu binanın satılması ile kurumun arşivi çuvallar içerisinde Yalıncak’taki eski Özel İdare binasına taşınmıştır. Fakat kurumun emekli olan eski arşiv sorumlularına ulaştığımızda bir su baskımı nedeni ile bu arşivin önemli bir kısmının zayi olduğu bilgisine ulaştık. Kendi gözlemlerimiz; Özel İdare arşivinde 1970’li yıllardan önceki döneme ait belgelerin olmadığı yönündedir. Ancak yine de bir arşiv uzmanı tarafından belgelerin tasnif edilmesi şehir hafızası için faydalı olabilir.

 Bir örnek verelim; Kemerkaya Mahallesindeki İmar Müdürlüğü taşındığında, 1939 tarihli Trabzon’un ilk imar planı olan Lambert Planı, çöpe atılmaktan dönemin imar müdürü Cengiz Çolak’ın dikkati sayesinde kurtulmuştur. Bu orijinal plan bugün Kent Müzesinde sergilenmektedir.

Bu uzun girizgâhtan sonra gelelim arşivlerde yer alan Trabzon’dan kesitlere. İlk olarak yazılarımızda çokça istifade ettiğimiz dönemin en önemli yayın organlarından olan 21. Ocak 1935 tarihli Yeniyol Gazetesinde ki Trabzon fotoğrafına bakalım;

1935 YILINDA TRABZON

Gazetede BekerTumay tarafından kaleme alınan yazı da, yurdun her köşesinde bir kıpırdanış, bir ilerleyiş olduğundan bahsedilerek, söz Trabzon’a getirilmiş ve “yirmi yıl önce Trabzon’dan çıkan bir adamı bugün Trabzon’a getirerek sorsanız, bu sorunun karşılığı ancak şu olur”  denilerek, Trabzon’daki değişen ya da değişmeyenler şöyle sıralanmıştır; 

“Bir antrepo, bir elektrik ve çoğu hala çarşafa bürünen kadınların çoğunluğu peçesiz… ve bir de eski Kavakmeydanı’nın varlığını, güzelliğini yok eden yarısı duvarla yarısı tahta perdeyle çevrilmiş, fakat yarım kalmış stadyom! Şaşdım doğrusu, hala bu kentin pınarlarından o kokmuş Değirmendere çamuru akıyor. Halâ bu kentte kasaplar, sebzeciler bir dam altına alınmamış, halâ bu kentte bir park yapmak kimsenin usssundan geçmemiş, halâ mektepli mektepsiz çocukları sokaktan kurtaracak bir çocuk alanı, çocuk bahçesi yapılmamış ve bilmem hangi birini sayayım, şurada burada gözüme ilişen yeni yapılardan çıkardığım anlama göre, korkarım ki bu kentin halâ bir planı da yoktur ve sonra bütün bu saydığım ve saymadığım eksiklikler arasında en büyük bir eksiklik daha var; Atatürk Heykeli! Hâlbuki değişim “inkılap” terbiyesi için ne gerekli bir işdir bu…” 

Yazar 1935 tarihinde Trabzon kadınlarının çoğunluğunun peçe kullanmamakla birlikte hala çarşaf giydiğini belirtmekte ise de sonraki yıllarda durum değişmiştir. Zira 1936 senesinde belediye meclisinin aldığı kararla Trabzon’da çarşaf ve peçe kullanımı yasaklanmıştır.  Yanlış duymadınız şehirde çarşaf ve peçe kullanımı Trabzon Belediyesince yasaklanmıştır.  İleride bunun da öyküsünü paylaşacağız.

Yazarın 1935 senesinde de eski Kavakmeydanı’nın varlığını, güzelliğini yok eden yarısı duvarla yarısı tahta perdeyle çevrilmiş, fakat yarım kalmış stadyum ise bulunduğu yerden kaldırılmış ve 1951 senesinde bulunduğu alanın daha batısında inşa edilmiştir.

Yazı dizimizi takip edenler Trabzon’un geçmişte en önemli içme suyu kaynağının Değirmendere suyu olduğunu bilirler. Nitekim yazar 1935 yılında Trabzon’un musluklarından Değirmendere’nin kokmuş suyunun aktığını belirtmektedir. Bu durumda Atatürk’ün 1937 senesinde Trabzon’u son ziyaretlerinde dile getirilmiş ve Gazinin emri ile Değirmendere havzasında su kuyuları açılarak temiz yeraltı suyunun şehre verilmesi temin edilmiştir. Yani bu dert 1941 senesi itibariyle sona ermiştir.

Sebzecilerin bir dam altına alınması için ise 1938 senesini beklemek gerekecektir. Yazar 1935 senesinde Trabzon da kimsenin aklına bir çocuk parkı yapmak gelmemiştir diye yaptığı şikâyet, ancak 1957 senesinde karşılık bulmuş ve ilk çocuk parkı Atapark’da inşa edilmiştir.  Meclis tutanaklarından çocuk parkının ancak 1962 yılında dahi tamamlanamadığını tespit ediyoruz.
Yine yazarın “korkarım ki Trabzon’un bir planı da yoktur” sözü 1935 Trabzon’unun bir gerçeğidir. Yabancı bir plancıya hazırlatılan Trabzon İmar planı bir daha 1941 senesinde Trabzon Belediye Meclisince onaylanmıştır. Ancak uygulandığını söylemek zordur.

Yine 1935 senesinde yazarın Trabzon için en büyük eksiklik dediği Atatürk heykeli için ise 1934 senesinde başlayan girişim 1950 senesinde nihayete erdirilmiştir. Bütün bu konuların TAKA Gazetemizdeki Mazideki Trabzon sayfalarında genişçe açıklandığını belirterek bu haftalık burada bitirelim.
HAFTAYA: Bir Seyyahın Gözünden 1937 Yılında Trabzon
Fatih Erol
 

Editör: TE Bilisim