Cumhuriyetimizin çocuklarımıza resmen emanet edilişinin 102. yıldönümünün kutlanışı üç gün önce coşkulu bir şekilde gerçekleşti. Bayramın dayanağı olan 23 Nisan 1920 tarihi Büyük Millet Meclisi'nin açılış günüdür. Türk Milletinin Mustafa Kemal’in emperyalist işgale karşı topyekûn vermiş olduğu milli mücadele barışın, sevginin, kardeşliğin güzel günlerin geleceğine dair umudun bayrama dönüştürüldüğü bir günün yıl dönümüydü.

Gazi Mustafa Kemal Ulusal Kurtuluş Savaşı'nı başlatmak için Samsun'a gelmiş, oradan Amasya'ya, Erzurum'a ve Sivas’a giderek Sivas ve Erzurum'da kongrelerini toplamıştı. O, Türk milletine yakışan en ideal yönetim şeklinin Cumhuriyet olduğu inancıyla “Ulusu yine ulusun gücü kurtaracaktır. Tek bir egemenlik vardır, o da ulusal egemenliktir” diyordu.  Aynı görüş ve inancı paylaşan silah arkadaşlarıyla 23 Nisan 1920 günü Ankara’da bir araya gelerek Türk Ulusunun kendi kendisinin özgür şekilde yönetmeye başladığının ilan edildiği bir gün olduğunu açıklanmıştı. Geleceğe olan güvenin ifadesi olarak da Milli egemenliğin gençlere teslim edilmiş olduğu bir sorumluluk olduğu belirtilmiş, bu onurlu günün kutlanması için Ulusal Egemenlik bayramı ilan edilmişti.

Gençler geleceğin teminatıdırlar. Bu nedenle Atatürk: “Gençler! Cumhuriyeti biz kurduk, bunu sizler yaşatacaksınız” diyerek Türk halkının geleceğe umutla bakmaları gerektiğini belirterek gençlerin bu emaneti sonsuza kadar sahip çıkacaklarına işaret etmişti. Aradan geçen onca zaman bu felsefi bakış acısı değişmemiş, ulusal bilince sahip milyonlarca genç nesil yetişmiştir. O gençler ki, Kastamonu’da, Trabzon’da, İstanbul Üniversiteleri sıralarında “Onbeşliler Destanı”nını yaratanlardan ilham almışlardır.

Yirmi birinci yüz yılın ilk yıllarında ulusal bilinç ışığında memleketin geleceğinde pek çok genç nesil söz sahibidir. Türkiye’nin her gün bir adım daha çağdaş medeniyete yaklaşması için gayretler gösterilmekte, her türlü gericiliğe, hurufata karşı kararlılıkla mücadelenin yürütüldüğünü görmekteyiz. Çünkü Türkiye’nin yeri şarkın geri kalmış skolastik karanlığı değil, çağdaş batı uygarlığının aydınlığıdır. Bu nedenle çocuklarımızı çağın gerektirdiği bilgi ve donanıma sahip bireyler olarak yetiştirmek için her türlü katkıyı sağlamak zorundayız. Bayram sevincini iliklerimize kadar hissetmeliyiz. Bu nedenle pandemi nedeniyle ara verilmiş kutlamalar sonrasında Türk Halkı Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu büyük önderin kabrini doldurdu. Onu saygı ve rahmetle yâd etti. Üç gün sonra da kutsal Ramazan Bayramı’nı kutlayacağız her iki bayram hepimiz için kutlu olsun.