İşte acı, işte korkunun sesi. İşte tüm anılarımız kemiklerimizi yakıyor.

“Babamı kaybettim” sözünü yüksek sesle söylediğimde doğru bulmuyorum. Bu sadece kayıp bir eşya değil. Çünkü kaybolan eşya tekrar bulunabilir. Ama bu acı tarifi anlatacak bir kelime bulamıyorum.

“Zaten! Baban öldüğünde, gövden parçalanır.”

Kökler topraktan çıkar ve dallar bükülür. Yapraklar gözyaşı gibi dökülür ve meyveler taş olur. Baban öldüğünde rüyalar söner, hayat durur. 

Babamın ölümünün üzerinden üç yıl geçtiğine inanmak zor. Haziran ayında onunla birlikte kaybolan parçam, sekme henüz değiştirilmedi ve muhtemelen asla geçmeyecek. Acı biraz yatışmış olabilir ama keder uyuşuktur. Doyumsuz bir iştahı vardır.

Hele ki insanların teselli etmesi için size söylediği pek çok şey vardır ve bunlardan biri de zaman iyileştirir.

Zamanın her şeyi düzelttiğini düşünmeyin. Evet, zaman yardımcı olur ama acı kişiseldir. Herkes bunu kendi yöntemleri ile yaşar. Hayat devam ediyor, günlük hayat insanı sürüklüyor. İstesen de istemesen de. Daha iyisi ya da daha kötüsü için.

Zaman geçiyor ama acı hala çiğ.

Seni özlemek asla bitmeyen gönül yarasıdır.

Bizi bu kadar erken terk edeceğini kim düşünebilirdi. Senden sonra hayat çok cansız hale geldi. Hiçbir şey beni heyecanlandırmıyor ve hiçbir şey beni senin yaptığın gibi gülümsetmiyor. Sayısız fedakarlığın, acımasız sıkı çalışman, benim için akıl hocası olduğun gerçeğini inkâr etmem mümkün değil. Şimdi gittin gideli hayatımızda bize rehberlik edecek kimse kalmadı.

Hey babam eğer beni dinliyorsan, sadece küçük prenseslerinin küçük olmadığını söylemek istiyorum. Senin ayrılışın bizi oldukça olgun ve içeriden boş bıraktı. Keşke sana sarılabilseydim ve sana çok şey söyleyebilseydim. Daha önce desteğine ve sevgine değer vermedim ve şimdi fütursuzca, pervasız ve anlamsız bir hayat yaşıyorum.

Seni kaybetmek hayatımın en yürek burkan olayıydı.

Bana sabrın değerini, tarafsızlık sanatını, merhameti, vicdanı ve bugünün dünyasında özverili yaşamayı öğreten tek kişi sendin. O güçlü gözlerindeki bakışın duacısıyım. Babam doğal bir öğretmendi. Bana öğrettiğin en önemli ders imanla nasıl yaşanacağıydı. Babam duygularını ifade etmekte pek iyi değildi ama bize her zaman ne kadar sevdiğini hissettirdi.

Kendime soruyorum bu acıdan hangi olumlu önemi, amacı veya yönü alabilirim?

Elbette olumlu bir şey çok olumsuz bir şeyden gelmelidir. Değerli yaşam armağanınızdan en iyi şekilde yararlanmayı seçin ve sevdiklerinizle zaman geçirin. Her şeyden çok, babam öldükten sonra kalbime gömülen mesaj buydu.  Hayat asla eskisi gibi olmayacak bunu şimdi biliyorum.

“Senin arkanda baban var kızım” diyebilen bir babanın verdiği güven kadar güzel bir duygu var mı? Bana bu duyguyu yaşattığın için teşekkür ederim babam. Anılarımda çok iyi yaşıyorsun. Seni özledim babam.

Mekânın Cennet Olsun Güzel Babam. Huzur içinde yat, mükemmel babam.

(Merhum Ali Güney Ruhuna El-Fatiha)

Editör: TE Bilisim