İŞTE PARİS'TE FRANSIZ KADINI KIZDIRAN KARİKATÜRLER
 
Bilerek  gittim Paris'e.
Fransızların kızacağını bilerek özellikle koydum bu eleştirel karikatürleri sergiye.
Evet, Paris'te açtığım son sergim,
Daha çok Batı'ya sitem içeren nitelikte karikatürlerden oluşuyordu...
Haliyle bir kadın sergi esnasında yanıma gelerek,
Trumla ilgili bir karikatürü göstererek.
 
"Sizin Trump'a takıntınız mı var?"
Diye sorunca,
Ben de,
Madam,
"Trump psikolojik bir rahatsızlık içerisinde olan bir lider.
Ben de bir mizahçı olarak onunla eğleniyorum."
Dedim.
Kadın hiç bir cevap vermeden çekip gitti sergi salonundan.
 
Sokaktan mı Topluyorum

Temel sevgilisiyle gidiyormuş. Sevgilisi bir mağazada gördüğü kürkü istemiş.
Temel hemen vitrin camına bir tuğla atıp içinden kürkü alıp sevgilisine vermiş. Daha sonra sevgilisi otomobil galerisinde bir de araba görmüş ve bu
sefer de onu istemiş.
Temel de bunun üzerine
Ben bu tuğlaları sokaktan mı topluyorum? demiş...


Biletimi Yırttı

Temel, oğlu Hasanı ödüllendirmek için para vermiş ve sinemaya göndermiş.
Hasan gişeden biletini almış ve salona girmiş ancak biraz sonra aglayarakdişarı
çıkmış. Gişedeki kız Hasan in yanına gidip ne olduğunu sorunca Hasan da :
Kapidakiamicapiletumiyirttu...

Ormanın Güzelliği

Temel ile Dursun ormanda kamp kurmuşlar. Bir ara Temel Dursun a seslenmiş:
Dursun şu ormanın güzelliğine bak...
Dursun şöyle bir etrafına bakmış,
Ağaçlardan birşey göremiyorum ki...


Alkış

Bir uçak düşmek üzereymış. Bu yüzden uçağın tabanı da dahil olmak üzere her
şeyi atmışlar. Yalnızca uçağın tavanına tutunan yolcular ve pilot kalmış. Pilot:
"Uçak hala düşüyor, bir yolcunun atlaması gerekli" demiş. Temel:
"Ben atlarım ama sevgili kaptan pilotumuz hariç hepinizden kuvvetli bir alkış bekliyorum."
deyince bütün yolcular Temel`i alkışlamış ve asağı düşmüş.
Sadece Temel ve pilot kurtulmuş...

Dolar Alırım

Temel`e sormuslar:
Yariın dünyaya dev bir meteor çarpacak. Okyanuslar taşacak, dünya nüfusunun yarıs‎ı o anda ölecek.
Havaya yükselen tozlar dünyayı‎karanl‎ığa gömecek. Buzul çağı başlayacak, kalanlar da bu çağda ortadan kalkacaklar. İnsanl‎arın sonu gelecek. Böyle bir felaketi önceden haber alsan ne yapars‎ın?
Temel hiç düşünmeden yan‎ıtlam‎‏ış:
"Bütün paramla dolar al‎ır‎ım"


Kuş Beyinli

Fadime kumar oynuyormuş. Temel de arada sırada gidip soruyormuş: 
Nasıl gidiyor kanaryam? 
Kaybediyorum. 
Bir müddet sonra yine: 
Nasıl gidiyor güvercinim? 
Kaybediyorum 
Bu konuşma bülbülüm, serçem diye devam edince Cemal sormuş: 
Neden karına hep kuş isimleriyle hitap ediyorsun?
Bu kadar kişinin içinde kuş beyinli diyemem ya!" diye fısıldamış Temel.

Cemil Meriç

Küçük Dursun Temel'e sorar:
Temel emice Cemil Meriç kimdur?
Büyük bir yazar idi. Vefat etti.
O da küçük yazsa idi...


Bizi Kurtarın

Temel, Cemal ve diğer Karadenizliler açık denizde küçük bir tekne ile fırtınaya tutulmuşlardı. Yanlarında büyük bir gemi geçmekteydi.
Temel:
Uyy, kurtarunpizuuu... imdattt!...diye haykırıyordu.
Geminin güvertesinden birisi de yanıt veriyordu:
Biz adam almıyoruz, biz adam almıyoruz.
Bunu duyan Temel:
Uyy, haçanpizlazuzlaz, alunpizu.

10 Sene Öncesi

Hoca'ya yaşını sorarlar, "Kırk" diye yanıtlar, "Tam kırk!"
On sene sonra aynı soruyu yine "Kırk" diye yanıtlayınca:
"E hocam, on yıl önce de kırk yaşında olduğunu söylemiştin" demişler. Hoca hiç bozmadan:
"Evladım, ne bileyim on sene öncesini!" diye yanıtlar.


Denge Bozulur

Bir gün Nasreddin Hoca dışarıda beklerken bir arkadaşı gelip Hocaya sormuş. "Hoca,niçin şu adamların bazıları Doğu tarafa,bazıları ise Batı tarafa gidiyor." Hoca cevap vermiş."Bu çok iyi. Eğer adamların hepsi bir tarafa giderse , o zaman Yerin dengesi bozulur ."

Kimin İçi Yanıyor?

Bir bayram günü nasreddin hoca komşusuna ziyarete gidince komşusu her misafire olduğu gibi hocaya da bal ikram ediyor. bir tepsi içinde gelen koca bir petek baldan her gelen misafir bir iki kaşık alır çekilirmiş. komşusu bakar ki hoca kaşığı daldırdıkça daldırıyor. peteğin yarısına gelmiş daha duracağa da benzemiyor. dayanamayıp:
'aman hoca fazla yeme yoksa için yanar.' deyince hoca cevabı yapıştırır:
'kimin içinin yandığını allah bilir.'


Boğazına Ateş Düştüğü Zaman

Nasreddin Hoca'nın evine tüccar arkadaşı misafir olmuş. Hoca ona mantı pişirip getirmiş. Arkadaşı acele edip mantıyı hemen ağzına atınca boğazı yanmış. Boğazının yandığını belli etmemek için başını tavana doğru dikmiş ve yanmanın etkisi gidince de başını tavandan indirmeyip sormuş : 
"Hocam bu tavanı ne zaman yaptınız?" Hoca hemen: 
"Boğazına ateş düştüğü zaman", demiş. 

Acemi Bülbül

Hocanın canı meyve ister dalar birinin bahçesine. Ağaca çıkar ne bulursa atıştırır. Bahçenin sahibi gelir, "ne yapıyorsun benim ağacımda" der. Hoca ben bülbülüm der. Adam: "hadi ötte bir görelim". Hoca ağzını büzerek bir takım sesler çıkarır. Adam kahka atar: "hiç böyle bülbül olurmu" der. Hoca: "bülbülün acemisi böyle öter" der. 


Peştamal

Timur ile Hoca bir gün hamama giderler. Hoşbeş ederken Timur, Hoca'ya sorar: 
"Hoca, ben köle olsam bana kaç para değer biçerdin?" 
Hoca: 
"Ben bu işin tellalı değilim ama bir 15 akçe ederdin!" 
Bu laf üstüne Timur çok sinirlerinir: 
"Hoca" der "Senin dediğini kulağın duyuyormu? Sadece bu peştemal 15 akçe eder be!" 
Hoca hiç istifini bozmadan: 
"Ben zaten peştemale biçtim bu fiyatı!" der.

El Yazısı


Nasrettin Hoca iyi bir eğitim görmüştü. Bölgenin en iyi okullarına gitmişti. Bunu bilen ve okuma yazma bilmeyen bir komşusu bir gün Hoca’ya gelmiş:

“Hoca” demiş. “Oğlum Konya’da. Ona bir mektup yazar mısın?”

Hoca da:

“Ben Konya’ya gidemem” demiş.

“Sana, Konya’ya git demedim mektup yazmanı istedim.”

Hoca:

“Benim el yazımı benden başka kimse okuyamayacağından mektubu okumak için kendim gitmeliyim.”

Ne yer ne içer?

Nasrettin Hoca, köyün birinde vaaz veriyorken. Laf arasında Hazreti İsa nin göğün dördüncü katında olduğunu söyler…
Vaazdan hemen sonra, bir kadın Nasrettin Hoca’nın yanına gelmiş :
Hazreti İsa, orada ne yiyip, ne içmektedir? der
Hoca çok kötü sinirlenir :
Bak hatun, köyünüze geleli şunca zaman oldu, benim ne yiyip,ne içtiğimi sormadın da, Allah ın peygamberini mi merak edersin! 


Avlu Karanlık

Nasreddin Hoca kapısının önünde bir şeyler aranıyormuş. Komşusu sormuşı:
"Hayrola Hoca efendi bir şey mi yitirdin?"
 "Mühürüm düştü de..."
 "Nerede düşürdün? Söyle, biz de bakıverelim."
İçerde düşürdüm, avluda."
"Avluda yitirilen şey sokakta aranır mı be Hoca?"
"Avlu karanlık. Burası daha aydınlık da onun için burada arıyorum!"

Arapça

Bir komşusu Hoca'dan kendisine Arapça öğretmesini istemiş. Hoca da kabul etmiş, derse başlamışlar. Komşusu şöyle bir soru sormuş:

Hocam Arapça'da soğuk çorba ne demek?

Hoca cevabı bilmediğinden şöyle demiş:

Araplar soğuk çorba içmezler, bunu öğrenmen gerekmez.

Burun ile Ense...


Bir sohbet sırasında, adamın biri şaka olsun diye Hoca'ya sormuş:

"Hoca efendi! Burnunuz, yüzünüzün hangi tarafında?"

Hoca, ensesini göstererek:
"İşte burada..." cevabını vermiş.
Adam şaşkın:
"Aman hocam," demiş, "burun, ensenin tam tersinde değil midir?"
Hoca gülerek:
"Haklısın," demiş, "fakat bir şeyin aksini ele almayınca aslı meydana çıkmaz!.."


Cenaze Töreni

Nasreddin Hoca'ya sormuşlar:
"Hocam, cenaze töreninde bir tabutun neresinde gitmek gerekir."
Nasreddin Hoca da soruyu sorana şöyle der:
"İçinde gitme de, neresinde gidersen git."
Editör: TE Bilisim