“Hal olarak inşa olunan bu binanın Hal’den beklenilen hizmeti ifadan uzak olduğunu gördüğümüz için, bu binanın ya köylüye pazar yeri olarak tahsisi veyahut başka bir mahalde bir dam inşa ettirilmesi lüzumuna kani bulunuyoruz. Haddizatında köylümüz çok acınacak bir vaziyettedir. Yağmur ve çamur altında alışveriş yapan ve kışın karlar altında kalan köylü de nihayet insandır. Bu memleketin muhtaç olduğu gıda maddelerini ta uzak mesafelerden şehre taşımaktadır. Bu vatandaşın sıhhatleri ile alakadar olmamız bir vazifedir”  

O yıllarda Trabzon’da kapalı bir pazar yeri ihtiyacı, 1940 tarihli Yeniyol Gazetesi’nde şöyle yer bulur; “Eskiden Mumhaneönü’nde direkler üstünde bir dam vardı ki, damaltı diye anılırdı. Sade ve basitti, fakat içindeki birkaç sergiden başka, yağcı, kömürcü, sebzeci gibi küçük müstahsilleri kanatları altında toplar, yağmurun güneşin tesirinden korur, kurtarır ve barındırırdı. İşte on, on beş seneden beri istediğimiz, fakat bir türlü vücudunu göremediğimiz böyle sade, basit fakat kadın, erkek küçük müstahsilleri güneşten, yağmurdan koruyacak, kanatları altında barındıracak direk üstünde bir damdır.”

Yine Trabzon köylüsünün o günkü durumuna göstermesi açısından Meclis Üyesi Temel Öner’in verdiği bilgileri de atlamayalım; “Köylü vatandaşlarımızın, dükkân dükkân, kapı kapı gezerek ve bir kısmı hepimizin de bildiği ve gördüğü gibi üstü başı yırtık, pejmürde kıyafetlerle şehir içinde dört dolaşmaları hiçte hoşa gider bir hal olmadığı gibi, doğrusu yüzümüzü kızartacak bir haldir” der.

O dönemde Trabzon’da yetiştirilen meyve ve sebzeler, genellikle at sırtında Mumhaneönü mevkiinde bulunan Pazar yerine getirilerek satılırdı. Mahsullerini satmak için şehre akın eden ve çoğunlukla kadınlardan oluşan Trabzon köylüsü, satış yeri olarak kurulan pazar yerinin üstü açık, içinin bakımsız olmasından dolayı büyük sıkıntı yaşıyordu. Trabzon köylüsünün geçimini sağlamak uğruna mallarını bin bir zorlukla getirip sattığı pazar yerinin mevcut durumu zamanla yetkililerin de dikkatini çekmiştir.

Trabzon köylüsünün bu hali 1946 yılında yerel basınında şu şekilde konu olmuştur; “…Bu yolsuzluk işidir ki asırlardan beri Trabzon köylüsünün yetiştirdiği mahsulü şehre kadar sırtında taşımaya mecbur tutmuştur. Hayvanların dahi kolayca yürüyemeyeceği dar patika yollardan şehirle irtibatını yapan Trabzon köylüsü, yetiştirdiği her çeşit toprak mahsulünü bu güne kadar huzurla piyasaya getirip satma imkânı bulamamışlardır”

TOPTANCI SEBZE HALİNE DOĞRU

Trabzon Belediyesi buranın üzerinin kapatılması ve zemininin beton kaplanması hususunda çalışmalara başlamıştır. Neticede Sakız Meydanı adı verilen mahalde kapalı pazar yeri meydana getirmek için ihale açılmış ve Halin içinde yirmi kadar dükkânın alışveriş yapabileceği bir yer vücuda getirilmiştir. Ayrıca halin önünde, Belediye tarafından istimlâk edilen eski dükkânlar yıkılarak, bir sıra dükkân yaptırılmasına karar verilmiştir.

1950 Yılına kadar sebze pazarı olarak kullanılan Mumhaneönü mevkii ile Maraş Caddesi arasındaki Pazar yerinin toptancı haline dönüştürülmesi, Meclis’te gündem olmaya başlamıştır. Meclis tutanaklarına yansıyan bilgiye göre Başkanlık, Meclis onayına sunulmak üzere bir teskere hazırlar. Teskere aynen şu şekildedir;

“Yurdumuzun Samsun, Bursa ve emsali şehirlerinde olduğu gibi, şehrimizde de tekniğine uygun ve her türlü ihtiyacı karşılayacak böyle bir tesisisin vücuda getirilmesi, bir ticaret şehri olan güzel Trabzon’umuzun iktisadi ve ticari seviyesini yükseltecek ve şehre özellik ve güzellik bahşedecektir. Bu hususta gerekli fenni ve mimari etütler yaptırılmakta olup, çok geniş ve şehrin en müsait yeri olan şimdiki sebze pazarı yerinde, tanzim olunacak proje ve keşiflerine göre Hal Binası inşasının temininin karara bağlanmasını arz ederim.”  Teklifin ittifakla kabul edildiğini belirtelim.

Hal binası inşaatı her ne kadar Meclis ’de oy birliği ile kabul edilmişse de, 1952 yılına gelindiğinde inşaatın ertelenmesi konusu gündem olmuştur. İttifakla alınan karardan neden geri adım atılıyor? Çünkü Belediye, şehirde yeni yapılan soğuk hava deposu, hububat siloları, hastane, hatta hal binası gibi yeni yatırımlara elektrik verildiği takdirde şehrin büsbütün karanlıkta kalacağından endişe etmektedir. Çünkü o yıllarda üretilen elektrik şehre yetmemektedir. Bu yüzden “ehemi mühime tercih etmek bakımından” hal binası inşaatının ertelenerek bu yatırımın parası ile şehre yeni elektrik motorları alınarak, elektriğin takviyesi cihetine gidilmesinin daha doğru olacağı düşünülmektedir. Farklı düşünen Meclis üyeleri olsa da yapılan oylamada 3 katlı hal binasının ihalesi ertelenmiştir.

Hal binası ertelenince Pazar mahallinin genişletilmesi için Tabakhane Deresi’nin bu bölgedeki kısmı üzerinde, 125 metre tülündeki derenin üzerinin betonla kapatılması ve onun üzerinde 40 metre tülü ve 6 metre genişliğinde 63 dükkânın yapılması kabul edilmiştir.

Fakat 1954 yılına gelindiğinde bu erteleme kararı sanki hiç olmamış gibi bu sefer de 15.12.1950 tarihinde alınan karar doğrultusunda yeniden inşa kararı alınmış ve Sebze hali inşası 1955 yılında tamamlanmıştır.  Bu Bina, bugün kentsel dönüşüm yapılmak üzere yıkılan Kadınlar Hali’nin batı tarafındaki sıra mağazalardan oluşmaktadır. Binanın doğusundaki dam, altı kısmı pazar yeridir ve bu alan Kadınlar Hali olarak bilinmektedir. 1955 yılında faaliyete başlayan Toptancı hali,26.05.1988 tarihine kadar Mumhaneönü’nde hizmet vermiştir.

MOLOZ‘DA KAYBOLAN TARİHİ ESERLER

Çok ilginçtir, Meclis tutanaklarında Moloz’da, bu günkü Moloz kapısından doğuya doğru devam eden tarihi surların, dönemin Belediyesince parça parça vatandaşa satıldığını görüyoruz. Mesela 1940 senesinde “üst tarafı çürük ve maili inhidam olduğu mühendis raporu ile tespit olunmuş, arsasında asri bir hela yaptırmak maksadıyla yıktırılmış” ancak yerine bir şey de yaptırılmamıştır. Moloz’daki Borsa binası bile Kale duvarından alınan (75 murabbaındaki)  arsa üzerine kurulmuştur.

Yine Mumhaneönü’nde o dönemde Tabakhane ve Zağanos derelerinin deniz tarafında iki köprü bulunmaktaydı. Meclis tutanağına yansıyan bilgiye göre bu köprülerden birinin üzerinde harap halde bulunan ciğerhane ile karakol binası arasında yıkılmaya yüz tutmuş kale duvarlarının olduğu Kale parçası, “tarihi kıymet taşımadığı” iddiasıyla yıkılmış ve arsası satılmıştır.

Moloz’daki kale surlarının parça parça satılması 1942 tarihli Halk Gazetesinde gündem yapılmış, ancak aynı gazetenin sayfalarında “Bırakınız Yıksınlar” ve “Dokunmayalım” başlıkları altında birbirine zıt görüşler öne sürülmüştür. Bununla birlikte, Rusların Maraş Caddesi üzerindeki surları yıkmayıp, büyük emek sarf edilerek bir kemer yapmasını, tarihi eserlerin korunması gerektiğine bir delil olarak sunulmuştur.

Aslında asıl dikkatimizi çeken Trabzon’un fethinden buyana Moloz’da varlığını sürdüren Karabaş Camii’nin yıkılması olmuştur. Fetihten sonra Mumhaneönü’nde Aziz Yuhannis Kilisesi olarak bilinen yapı, esasen Trabzon Metropolitine bırakılmıştı, ancak O’nun Müslüman olmasıyla, bir rivayete göre kendisi tarafından camiye çevrildi ve Karabaş Camii adını aldı. Coşkun Erüz’un belirtiğine göre; Karabaş adı, Müslümanlığa geçen ve kilisesini camiye çevirten papazdan alınmıştır. Zira siyah başlık ve cübbeli papazlar o dönemde karabaş olarak adlandırılırmış. Ancak bu cami hangi tarihte, kim tarafından yıkıldı, neden yıkıldı, sorularına tam olarak cevap verilebilmiş değil.

MOLOZ ÇÖPLÜĞÜ

Moloz ’da hatırladıklarımızın yanında, hatırlamak istemediklerimiz de var. Bunların başında 60’li yıllardan 2007 yılına kadar varlığını sürdüren, bütün kentsel atıkların döküldüğü Moloz çöplüğüdür. Trabzon’un çok uzun yıllar çözüme kavuşturulamayan çöp sorununun, neredeyse 50 yıl mağduru olan bu semtte,  bahsedilen yıllar arasında Moloz demek; çöp kokusu, sinek ve martı sürüleri demekti.

Trabzon’da çöplerin dere ve denize dökülmesinin tarihi epey eskiye dayanır. Belediye Meclis zabıtlarına göre 1940’lı yıllardan itibaren şehir çöpleri, önce Değirmendere’ye dökülmüş, sonrasında 1958 den itibaren dolgu projeleri ile Moloz kıyıları, çöp döküm sahası olmuştur. Ta ki katı atık projesi ile 2007 yılında bu alan kapatılmış ve rehabilite edilmiştir.

ÇÖPLÜKTEN YAŞAM ALANINA

İyileştirildikten sonra da uzun yıllar boş kalan bu alanda, şuan Doğu Karadeniz’in en büyük cami ve külliyesi inşa edilmektedir. Ayrıca Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Zorluoğlu, “Moloz ve Yakın Çevresi Rekreasyon Projesiyle” de, Moloz’daki kötü hatıranın ortadan kaldırılması konusunda kararlı gözükmektedir Başkan Zorluoğlu, bu proje sonlandığında, Moloz ’un yeni bir ivme kazanacağı ve yeniden şehrin vazgeçilmez alanlarından biri haline geleceğini belirtiyor.

Az değil tam 180.000 metrekare alan. Görünen o ki, Büyükşehir’in bu alanı yeniden planlamasıyla, şehrin kuzeyinde atıl halde bulunan Moloz sahili, bambaşka bir cazibe merkezi haline gelecektir. Neler olacak bu projede, diye baktığımızda; Çocuklar ve gençler için, Planetaryum yani Gezegenevi, Avrasya Pazarı, Kuyumcukent, ihtiyar delikanlılar için dinlenme ve yaşam alanları, Trabzon’un çok büyük ihtiyacı olan miting alanı ve tabi ki yeteri kadar otopark.

1948 yılında ne demişti yazar; “Yabancı bir isim olmasına rağmen Trabzonlu onu anası gibi tanır, babası gibi de her gün yolunu bekler. Moloz renk, koku ve kendisine has bin bir güzellikler taşıyan, Karadeniz’in çılgın dalgalarının her gün bin bir buseye boğduğu, küçük sahilin ve mahallin adıdır.”

1948 yılından bu günlere sanki bir işarettir bu…

Fatih Erol

Editör: TE Bilisim