28 Şubat Neden Oldu

Başta 28 Şubat süreci, ekonomik gelişmeler ve dış politik meseleler üzerine konuşan Gündoğan birbirinden çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. 28 Şubat’ın 2 gerekçe ile olduğunu vurgulayan Gündoğan: ‘’D-8 ile İslam ülkeleri arasında ortak para birimi ile ticaret ağı gelişecekti, milli araba ve uçak dahil bir dizi sanayi hamleleri olacaktı buna karşı çıktılar. 

Büyükelçi’den Skandal Söz

Bir diğer neden geniş gövdeli uçak hamlemizdi. Geniş Gövdeli uçak demek, hem yolcu uçağı, hem kargo, hem yakıt ikmali, hem de kilometrelerce uzaklara kısa sürede gitmek demekti. Bunu da engellemek için arka planda 28 Şubat senaryosu gerçekleşti. Bir anekdotum var. Hükümetten ayrıldıktan sonra bir büyükelçi biraz da alkollü olmasının da etkisiyle konu hükümetten ayrılmamıza geldi ve bana, ancak o alanda uzmanının bilebileceği çok teknik bir tabirle, ‘’Eeehakettiniz, sizin ne haddinize geniş gövdeli uçak yapmak’’ dedi. Bu sözüyle ben mesajı aldım.

Ekonomi Ne Durumda

Dış politika ve ekonomi üzerinde de değerlendirmelerde bulunan Prof. Gündoğan şöyle konuştu: ‘’Bir öngörü olarak söylüyorum, Türkiye, Trakya ve Ege’de sıkıştırılacak, bu iki hatta başarılı oluruz; ama Güney’de Suriye’de bizi sıkıntıya sokmaya devam edeceklerdir’’ ekonomik olarak 2018 yılı sonunda Türkiye’nin 2001 ekonomik kriz noktasına geleceğini söyleyen Gündoğan: ‘’Brüt Dış Borç stokunun, Milli Gelire (GSYH) oranı %56’ya ulaştığında 2001 krizini yaşadık. Cumhuriyet tarihimizin en ağır krizlerinden biriydi.

2011 Ve Sonrası Etkileri

Akabinde yaşanan seçimlerde halk, krize karşı tepkisini, yepyeni bir oluşum olan Ak Partisi'ni iktidara getirerek verdi. 2006’ya kadar aslında işler iyi gitti.Kabaca, 2007 seçimlerine kadar işler fena değildi de diyebiliriz. Sonra, 2007 seçimlerinden 2011 seçimlerine kadar borçlanmada dalgalanmalar görüyoruz. Burada küresel finans krizi etkilerini de ifade edebiliriz. 2007-2011 döneminde dalgalanmalar bir şekilde bastırıldı. Ancak ondan sonra hızlı bir bozulma ve kontrolden çıkış görüyoruz. Bu dönemde doların da hızlı bir artışına şahidiz.

Bunları bilmelisiniz!

Bu trendin, geri döndürülemez bir ivme kazandığını da söyleyebiliriz. 2011’de başlayan dalgalanmaların, doğru tedbirler alınmayınca, 2017 sonunda bizi 2001 krizi koşullarına getirdiğini görüyoruz. 2018’in ilk çeyreğinde dış borç faizlerinin %1 arttığını da düşünürsek, krize girdik demektir. Hızla derinleşeceği muhakkaktır. Seçimler elbette yapılacaktır. Ancak bu tabloya çözüm, seçim değildir. Bu olumsuz sonuç, bu güne değin uygulanan ekonomik sistemin (politikaların) sonucudur.Bu tabloyu saatlerce yorumlayabilirim.Bunları bilseniz çok iyi olur.’’
Editör: TE Bilisim