TAKA:  Yavuz Sultan Selim’in Trabzon’da uzun yıllar kalmış olduğunu biliyoruz. Dolayısı ile de tablolaştıracak çok malzemeye sahipsinizdir diye düşünüyorum. Bu  konudakitablolarınız hangi konuları işlemekte?

Şeyihoğlu: Yavuz, tam 22 yıl Trabzon’davalilik yaptı. Az bir süre değil. Karadeniz’i bir Karadenizli gibi yaşadı. Cengâverdi zeki idi ve bu bölgenin zor şartları ona kudret verdi. Ona erdem verdi. Adı gibi kendi deYavuz oldu. İlk resmimde Trabzon’da doğan oğlu Kanuni Sultan Süleyman’la birlikte tuvale aktardım. Kürenin önünde duran Kanuni,ilerde cihan padişahı olacak bir gücü temsil ediyor. Bu kompozisyonla ilgili olumlu dönütler aldım. Yavuz ise tarihi kaynaklardaki tasvirlerden yola çıkılarak resmedilmiştir. Yani tamamen hayali değildir. İkinci resimde, atının yanında ki duruşu ileşahsındaki dirayet ve ciddiyet görülebilir. Üçüncü resimde ise Yavuz’un Gürcistan topraklarına yaptığı ve az bilinen sefer resmedilmiştir. Okuyucularımız aşağıda verilen bu tarihi kaynakları okuduğunda Yavuz’a yavuz gibi bakacaklardır.

Yavuz Sultan Selim 

Yavuz Sultan Selim, 10 Ekim 1470’de doğdu. Babası Sultan II. Bayezid, annesi Gülbahar Hatun’dur. Gülbahar Hatun, Dulkadiroğulları Beyliği’ndendir. Yavuz Sultan Selim; uzun boylu, geniş omuzlu, kalın kemikli, omuzlarının arası geniş, yuvarlak başlı, kırmızı yüzlü, uzun bıyıklı ve yiğit bir padişahtı. Sert tabiatlı ve cesurdu. İyi bir eğitim gördü. Babası Sultan II. Bayezid, padişah olduktan sonra, askeri sevk ve devlet idareciliğini öğrenmesi için, Şehzade Selim’i Trabzon Sancağı’na vali olarak tayin etti. Şehzade Selim, Trabzon’da devlet işlerinin yanında, ilimle uğraşır ve büyük âlim Mevlâna Abdülhalim Efendi’nin derslerini takip ederdi. Trabzon’u çok güzel idare eden Şehzade Selim’in bu arada komşu devletlerle de ilgilendi. Valiliği sırasında Trabzon halkını rahat bırakmayan Gürcüler üzerine üç sefer yaptı. En önemlisi olan Kütayis seferinde Kars, Erzurum, Artvin illeri ile birçok yeri fethederek Osmanlı topraklarına kattı (1508). Çok güzel ata biner, devrin en meşhur silahşörlerini alt edecek kadar iyi kılıç kullanırdı. Güreşmekte, ok atmada ve yay çekmede ustaydı. Savaştan hoşlanmakla beraber çok ince bir ruha da sahipti. Gösterişten hoşlanmaz, devlet malını israf etmezdi (Türk Tarih Kurumu, URL 1).

Sünni Halkı Trabzon Bölgesine Yerleştirdi

…İdarecilik yılları ona ileride kısa sürecek saltanatı için çok iyi bir tecrübe kazandırdı. Burada iken sınır boylarındaki gelişmeleri, özellikle Gürcü prensliklerinin ve Osmanlı Devleti için büyük bir mesele oluşturacak olan Şah İsmail'in faaliyetlerini dikkatle takip etti. Bu konuda devlet merkezini bilgilendiren raporlar yazdı.914'te (1508) Gürcü kralına karşı yaptığı bir seferde büyük başarı kazandı ve babası tarafından takdir edildi. Fakat ll. Bayezid, Şah İsmail'in sınır boylarındaki hareketleri karşısında oğluna düşmanları çoğaltmaması için uyarıda bulunmayı da ihmal etmedi. Şehzade Selim aslında bütün dikkatini Şah İsmail üzerinde yoğunlaştırmıştı. Daha 906 (1501) yılında sınır hattındaki kalelerin tamir edilip sahillerin emniyeti için gemi sağlanmasının gerekliliğini vurgularken Şah İsmail'in hareketleri ve Şirvan'daki durum hakkında devlet merkezine raporlar gönderdi. Babasından Safeviler’ekarşı sert önlemlere başvurması için aldığı emirler üzerine de sancağının güney sınırlarında bir dizi askeri harekâta girişerekten geri durmadı. İspir ve Bayburt'u zapt edip Erzurum'a kadar olan yerlerin emniyetini sağlamaya çalıştı. Bölgedeki Akkoyunlu Bayındır beylerinden Ferruhşadile Mansur beyleri kendi yanına çekti. 1507'de Şah İsmail'in Dulkadiroğlularına karşı yaptığı seferin ardından adamlarından birini Trabzon sınırlarına yollaması üzerine sancağının askerlerini toplayarak Erzincan'a yürüdü. Şehre girip muhafızları bertaraf ettikten sonra geri çekildi. Buna karşılık Şah İsmail 10.000 kişilik yeni bir kuvveti Erzincan'a yollayınca Selim bunları Erzincan civarında karşılayıp tamamen dağıttı. Şah İsmail'in baskıları sonucu Akkoyunlu topraklarından kaçmak zorunda kalan Sünni halkı Trabzon bölgesine yerleştirdi (Emecen, 2009:407-408).

Yavuz Sultan Selim’in Kutayis Seferi (1512 - 1520)

Trabzon Civarında Olan Küffar Diyarına Gürcistan Derler

Yavuz Selim’in şehzâdelik devri seferlerinin en meşhurları Gürcistan taraflarına yaptığı 3 sefer ve bunlardan özellikle 1508 yılında çıktığı Kutayis seferidir. Trabzon ile Kutayis mevkiinin kuş uçuşu mesafesi 280 kilometre olup sarp dağlar arasından geçen karayolu ile bu mesafe neredeyse ikiye katlanmaktadır ki bu rakamlar seferin ciddiyetini göstermek açısından mühimdir. Gürcistan seferleri oldukça çetin şartlar altında gerçekleşmiştir. Bölgenin ne derece zorlu olduğunu Yavuz Selim devrinin tanınmış âlimlerinden Kemalpaşazade’den dinleyelim; “Trabzon civarında olan küffar diyarına Gürcistan derler. İçi çalılık ve ormanlık, kenarı dağlık, yolları ve geçitleri zor ve dardır. Diğer bir kenarı ise geçilmesi pek güç dağlarıdır. Üzerinden kuş uçmaz, kolan yürümez. Tepelerden duman eksik olmaz. Bir tarafı da âdem zindanı gibi derin derelerdir ki içine cin peri giremez. Derinliğinden kimse haber veremez. Yakın zamanda oraya kimse saldıramamıştır. Eski çağlarda saldıranlar da bir iş elde edememişlerdir.” Kemalpaşazade ilerleyen satırlarda bölgedeki Gürcü halkın savaşçılığından ve civar ahalilere korku saçtığından, Şah İsmail’in dahi “diş bilemesine rağmen” bölgede tutunamadığından bahsederek Şehzâde Selim’in giriştiği seferin ciddiyetinden dem vurmaktadır (URL 3).

Taka: Yarın, Ressam Şakir Şeyihoğlu’nun yağlıboya tekniği ile  görselleştirdiği, “Kanuni Sultan Süleyman  Trabzon’da” isimli tablolar ile tarih kitaplarının sayfaları  arasından derlenen detaylı bilgileri sunacağız.

ŞAKİR ŞEYİHOĞLU
 
Editör: TE Bilisim