Giresun İl Genel Meclisi Üyesi Ömer Cebeci, yayla Evlerinin yıkımı ile ilgili açıklama yaptı ve karşı duruş sergiledi:
‘Yöremizdeki yayla ve yaylacılık faaliyetlerinin ortaya çıkması oldukça eskiye dayanan kadim bir kültürdür . Yaylaların yerleşim alanı hâline gelmesi 1071 Malazgirt Savaşı ile akın akın Anadolu’ya gelen Oğuz boylarından Giresun ve çevresini yurt tutan Çepni Türkleri önemli rol oynamıştır. Orta Asya’da hayvancılıkla uğraşan ve konar göçer hayat tarzında yaşayan Çepni Türkleri, bu bölgeye yerleşmişler ve bu yaşam biçimlerini de burada devam ettirmişlerdir. Yaylaları yurt tutan Çepni Türklerinin Orta Asya’daki konargöçer hayat tarzlarını devam ettirmesiyle yaylacılık faaliyetlerinin gelişmesini olumlu yönde etkilemiştir. Tarihsel gelişim içinde bu etmenler yerine göre sosyal ve kültürel hayatın şekillenmesinde de etkili olmuştur Hayvancılık dışında geçimi olanlar yaylacılığı sayfiye amaçlı yapmakta ve yaylacılık geleneğini sürdürmektedir Yayla evlerinin yıkılması, bölge insanın yaylalardan uzaklaştırılması Malazgirt savaşı sonrası yurt edindiğimiz bu topraklarla bağımızın koparılması, bu bölgedeki Çepni Türk kültürünün yok edilmesi anlamına gelir. Yaylacılık bu yönüyle bölgemizin kimliği açısından çok değerlidir ve önemlidir. Biz bu kültürün sekteye uğratılarak yok edilmesine asla sessiz kalmayacağız Yaylacılık yok edilirse bizim bu topraklardan aşamalı olarak yok edilmemiz anlamı çıkar. Yaylacılık hayvancılığın sürdürebilmesi imkanı sağlamakta, hem bölge vatandaşının hemde ülke ekonomisine katkı sunmaktadır. Ülkemizde gittikçe yok olmaya yüz tutan hayvancılığın yetersizliği ülkemizi dışarıya bağımlı hale getirmiştir. Yaylacılık ülkemizin ekonomik bağımsızlığı içinde çok önemlidir.
Yaylacılık aynı zamanda hayvancılık yapma imkanı elinden alınan vatandaşımızın bu topraklarda geçinme imkanıdır. Yayla evlerinin yıkılması demek hayvancılık imkanı elinden alınan vatandaşımız göçe zorlanması, bu toprakların insansızlaştırılması demektir. Yasal mevzuatın gerekçesi her ne olursa olsun, yayla evlerinin yıkılmasına, bölgemiz insanının yayladan koparılması yanlışına
DİRENECEĞİZ
Yaylacılık bizlerin bu toprakları yurt edinmemizin temel sebebidir ve kadim kültürümüzdür. Bu gelenek, bu kadim kültür yok edilemez. Yasal mevzuat gelenekle çelişmemelidir. Kısaca Yaylacılık bizi biz yapan kültürümüzdür, bizi buralarda tutan varoluş sebebimizdir. Bu konunun dikkate alınarak bu yanlıştan dönülmesi talebimizdir. Biz kararlılıkla bu yanlışa DİRENECEĞİZ Yayla bu milletin derdi değil her derdinin şifasıdır. Yayla evlerini yıkarak insanımızı derde bıraktırmayız.’
LÜTFİ YEŞİL