Berlin ve Hamburg’ta bulunduğumuz bir haftalık süreç içerisinde çeşitli gazete ve derginin temsilcileri, Almanya Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, Türk-Alman Parlamenterler grubu Başkanı milletvekili Sevim Dağdelen  ve Almanya Türkiye Büyükelçiliği’ne ziyaretlerde bulunduk. Bir haftalık ziyaret programını ve organizasyon görevi, Almanya Dışişleri Bakanlığı tarafından Avrupa Akademisi’ne verildi. Düzenlenen Programın sorumluluğu Dr.Weronika  Preısmeyer’e, proje koordinatörlüğü de Carolin Krauss’a aitti.
 
Türkiye’den Almanyaya hareket edip Berlin’e vardıktan sonra bizleri kalacağımız otele transfer ettiler. Türkiye’den bizlere Almanya Büyükelçiliği’nde görevli Ute Maria Eke ve çevirmen Ayşegül Birol’da eşlik etti.  Gerek Eke gerek Birol bir haftalık sürede bizlere güler yüzleri ile bizlere çok yardımcı oldular. Kendilerine ne kadar teşekkür etsek azdır. Otelde bizleri gezi rehberimiz Avrupa Akademisi’nde görevli Till Thaler karşıladı. Thaler gezi boyunca bizleri otelde yatağımıza girene kadar yalnız bırakmadı. Geziye katılan gazeteci arkadaşlar tarafından adı Tarık’a çevrilen Thaler sıcaklığı, sevimliliği, yardımseverliği, ilgi ve alakası ile hepimizin gönlünde taht kurdu. Geziye katıla tüm gazeteciler tarafından Türkiye’ye davet edildi.
 
Taksicilerin Yüzde 85’nin Türk
 
Disiplinliği ile ün salan Almanya, daha bizleri nefes almaya zaman bırakmadan aynı gün ziyaret programına başlattılar. Berlin’de ilk ziyaretimiz TAZ(DIE TAGESZEİTUNG) gazetesinin Yazı İşleri Müdürü Georg Löwisch oldu. Löwisch,” Sağ hareket ve İklim Hareketi: Medya ve 2019 yılının iki büyük konusu” konulu sunumunun ardından soru cevap faslına geçtik. Çevre konularına olan duyarlılığı ile bilinen TAZ’da ekonomik zorluklarla ve tiraj düşüşü ile yüzleşen bir gazete. Karşılıklı faydalı bilgi alışverişinden sonra akşam yemeğine geçtik. Daha sonra dağılıp Berlini’i gezmeye başladık. Gece gruptan ayrılarak küçük İstanbul olarak adlandırılan Kreuzberg’e gitmek için bir taksiye bindim. Bindiğim Taksici tahmin edeceğiniz gibi Türk çıktı. Kreuzberg’te hazırlıklı olmama rağmen yinede şok geçirdim. Kafamı nereye çevirsem, hangi sokağa caddeye girsem her taraf Türk ve Türk işyerleri ile dolu.Gece sonunda otele dönmek için taksiye bindiğimde yine şoför hem Türk hem de benim ilçem Araklı’nın Pervane Köyünden çıktı. Yaptığımız sohbette Berlin’de ki taksicilerin yüzde 85’nin Türk olduğunu söyledi.
 
Bilgi Alış Verişinde Bulunduk
 
Berlin’de ikinci günümüzde Alman Dışişleri Bakanlığı’nı ziyaret edip, Kuzey Amerika,Avrupa,Rusya,Türkiye,Orta Asya,Kafkasya ve Alman azınlıklarla Kültür ve Medya İlşkileri Dairesi Başkanı Sylvıa Groneik  ve Türkiye ve EFTA Ülkeleri Dairesi Başkan Yardımcısı Chrıstına Bushe ile görüştük. “Başlıkların ötesinde Almanya ve Türkiye “ konulu bir sunumun ardından, karşılıklı soru cevap ile bilgi alış verişinde bulunduk.
 
Çebi’den Dağdelen’e Tokat Gibi Cevap
 
Almanya Dışişleri Bakanlığı’nın ardından Alman Meclisi’ne giderek Türk_Alman Parlamenterler Grubu Başkanı Sevim Dağdelen ile görüştük. Erzincan kökenli Alman Milletvekili Dağdelen yaptığı konuşmada PKK’yı terör eylemleri yüzünden tasvip etmediğini belirterek bizleri şaşırttı. Fakat konuşmanın sonlarında Türkiye’nin barış sürecini sürdürmediğini ve Kürtlere savaş açtığını söyledi. Konuşmanın bu bölümünde dayanamayarak itiraz edip,” Barış sürecini bozan Türkiye değil PKK’dır. Türkiye’nin tüm iyi niyetine rağmen PKK süreç boyunca hendek kazıp, bombalı tuzaklar hazırladı. Ayrıca Türkiye kürtlere asla savaş açmadı. Türkiye’nin savaşı sadece PKK ve diğer terörist gruplarla “ dedim. Konuyu büyütmek istemeyen Dağdelen, kem küm ederek konuyu kapattı. Fakat PKK’nın terör eylemi yaptığını kabul etmesi bende olumlu izlenim yarattı.
 
Habercilik Üzerine Sunum
 
Dağdelen’i ziyaretten sonra Berlin’de kısa bir şehir turu yaptık. Turun ardından Berliner Verlag Yayınevini ziyaret ettik. Burada Berlin Zeitung Gazetesinin Yazı işleri Müdürü Jochen Arntz ile görüştük. Arntz’ın,”Habercilik Sanatı ve 21.Yüzyıla Hazır olmak “ konulu sunumunu dinledik. Merak ettiğimiz konulardaki sorularımızı cevaplayan Arntz’ta, Gazetelerin tiraj kaybettiğini, dijital gazeteciliğe ağırlık vermeye başladıklarını söyledi. Ertesi gün ilk ziyaretimiz Design Offıce oldu. Burada Yerel Gazetecilik ve İşbirliği Ağı konusundan sorumlu Justs Von Danıels ile görüştük.Daha sonra aynı yerde  Günter Bartsch ile görüştük Gazetecilikte kalite ve araştırma üzerine çalışan sivil toplum örgütünde Genel Müdür olan Danıels,Gizli kalmak kaydıyla  (off the record) çeşitli konularda açıklamalarda bulundu.Daha sonra ikinci ziyaretimizi yapmak üzere Potsdamer Neueste Nachrıchten gazetesini ziyaret edip Yazı işleri Müdürü Sabıne Schıcketanz ile görüştük. Akşam yemeğine ise bizi ilginç bir mekana götürdüler. Chamalon tiyatrosu yemek yiyip içki içilen bir mekan. Sanatsal bir kartografi ile hazırlanan akrobasi hareketlerini soluğumuzu tutarak izledik. Gecenin sürprizi ise Akrobatlardan birinin Aşık Veysel’in “Uzun İnce bir yoldayım” adlı eserini seslendirmesi oldu.
 
Alman Gazeteciler Birliği’ne Ziyaret
 
Organizasyona katılan tüm arkadaşların ortak sitemi programın çok yoğun olmasıydı. Dördüncü güne Berlin medya kuruluşlarının ortak merkezini ziyaret ederek başladık. Almanya’da Medya Regülasyanu ve Mevzuatı konuda Bernd  Malzanini’nin sunumunu dinledik. Daha sonra VERDİ Sendikasında Alman Gazeteciler Birliği’ne ziyarette bulunduk. Burada da “Düşen tirajlar karşısında gazetecilik mesleği” hakkında Medya ve Yayıncılık Genel Müdürü Corneila Berger’in sunumunu dinledik.Güne PRENZELBERGER ANSICHTEN “adlı mahalle gazetesinin muhabiri ile görüşerek devem ettik.
 
Türk Büyükelçiliği’nde Resepsiyon
 
Aynı günün akşamı Berlin’de bulunan Türk Büyükelçiliği’ni ziyaret ettik. Büyükelçi Ali kemal Aydın, adet yerini bulsun gibisinden 5 dakika bizi ayakta görüştükten sonra fotoğraf çekilip, işlerinin yoğunluğunu gerekçe göstererek ayrıldı. Görüşmeye Elçilik Müsteşarı Umut Topçuoğlu,,Basın Müsteşarı Refik Soğukoğlu ve Müsteşar Emre Genç tuğ ile devam ettik.Elçilik Müsteşarı Umut Topçuğlu görüşmede yaptığı konuşmada, “Türk Alman ilişkileri son derece köklü, 100 yıllık tarihe dayanıyor, her alanda çok güçlü bağlarımız var, pek çok komşu ülkenin aksine daha yakın ilişkilerimiz var, bunun nedeni ise burada bulunan 3,5 milyonluk Türk ve Türk asıllı nüfusumuzdan kaynaklanan özel beri bağlar nedeniyle. Stratejik ve ekonomik, siyasi örtüşen çıkarlarımızı bir araya bırakırsak sadece buradaki bu güçlü tük toplumunu mevcudiyeti Ülkelerimiz arasında özel bir bağ zaten oluşturuyor.
 
Almanya Ticaret Ortağımız
 
Almanya ile aynı zamanda 36 Milyar doları aşan bir dış ticaret hacmine sahibiz. Almanya önde gelen ticaret ortağımız. Uluslararası örgütlerde NATO gibi, AGİT gibi Avrupa Konseyi gibi Avrupa’nın güvenlik ve siyasi oluşumlarında Almanya önde gelen ortaklarımızdan biridir. Pek çok Uluslararası alanda çıkarlarımız, görüşlerimiz ve yaklaşımlarımız örtüşmede. Son dönemlerde zaman zaman görüş ayrılıklarımız olabiliyor çeşitli konularda, bunlarda konjektörel konulardır. Bizimde diplomatlar olarak mesleğimiz gereği zaman zaman çalkantılı dönemlerde ilişkilerin pürüzsüz ve iyi bir şekilde devam etmesi sağlamaktır.
 
Sağlam Bir Temel
 
İnişli çıkışlı dönemler olabiliyor, son dönemde özellikle barış pınarı harekatı bağlamında ülkemize eleştiriler yöneltildi. Almanya da pek çok gösteriler yaşandı. Bu ama tabi Almanya’nın sosyo politik yapısından kaynaklanıyor.  Fakat Almanya’yla ilişkilerimiz seyri daima müttefiklik,  tarihe dayanan yakın dostluk ve burada ki Türk toplumunun getirdiği kardeşlik bağlarına dayanan sağlam bir temelde oturuyor.  Biz de burada Berlin Büyük Elçiliği olarak ilişiklerimize her zaman bu gözle bakıyoruz “dedi.Görüşmede daha sonra söz alan Berlin Büyük Elçiliği Basın Müşaviri Refik Soğukulu ise şunları söyledi : Almanya Türkiye İlişkileri denince önemli hususlardan bir tanesi basın ilişkileri, dolayısıyla Almanya’da basının rolü çok büyük, Kamuoyunun en fazla basın ve medyadan etkilendiği ülkelerden bir tanesi de Almanya’dır. Alman basınının Türkiye’ye yönelik haberleri burada ki toplumda da ziyadesiyle karşılık buluyor.  Burada ki toplumun Türkiye algısını şekillendirme noktasında etkin bir rol üstleniyor. Almanya’da bizim Türk yerel medyamızda oldukça etkili. Yaklaşık olarak Almanya’da faaliyet gösteren, 130 civarında Türk gazetecimiz var. Bunlar sadece Türkçe yayın yapan, gazete ve internet haberciği yapan gazeteciler. Yayın organı olarak ta 65’e yakın yayın organı var. Dolaysıyla burada medya oldukça güçlü,  yerel medyanın doğmasının ve güçlenmesinin en önemli etkilerinden bir tanesi de Ülkemizden haber alma eksikliğinin zamanında olmuş olmasıdır.
 
Yerel Basının Sorunları Var
 
Buradaki yerel medyamızın da sorunları var, bir denge unsuru olmak durumundalar, verimli desteklerden istifade edemiyorlar, reklamlarla ayakta kalmak zorundalar. Reklamlarda siyasi ilişkiler dağılımda farklılık gösteriyor. Bizlerde buradaki yerel medyanın güçlenmesi için gerekli çalışmaları yürütüyoruz.  Bunun yanı sıra önemli çalışmalarımızdan bir tanesi de Alman medyası ile ilişkilerimiz geliştirmek,  bu bağlamda da bazı ortak çalışmalar yürütüyoruz.   Alman kamuoyu medyadan çok etkileniyor.  Ve dolayısıyla kamuoyun bilgilendirme çok büyük önem arz etmektedir. Alman medyası çok güçlü, bu bağlamda kamuoyundaki Türkiye algısını pozitif hale çevirmek mümkün değil ama en azında farklı bir pencereden bakmalarını sağlamak için çalışıyoruz.  Çeşitli etkinliklerle bu algıyı yıkmaya çalışıyoruz bunlardan bir tanesi Şanlıurfa’da olacak. Nisan ayında Göbeklitepe ile ilgili bir heyet gönderiyoruz. Yunus emre endüstrisi ve Yurt dışı Türkler Vakfı başkanlığı öncülüğünde Almanya’nın çok önemli isimli Ressam, Fotoğraf Sanatçısı, Fotoğraf Belgeselcisi, Opera Şefi, Gazeteci ve Yönetmen olmak üzere toplam 14 kişiyi bir programla Göbeklitepe’ye gönderiyoruz. Bu program bir haftalık programdı ve bunu iki haftaya çıkardık, burada davetlilerin hepsi kendi alanlarıyla ilgili bir şeyler yaparak bunu Almanya’da sergilediklerinde,  gösterime sunduklarında Almanların kafalarındaki algılar yıkılacak.  Özet olarak toparlarsak Almanya çok zor bir yer, Almanya’da çalışma yürütmek bir çok Ülkeden çalışma yürütmekten çok çok daha zor. 
 
Burada Siyaset Dili Çok Önemli Olmalı
 
Bizimle en çok sürtüşen bir Alman Bild Gazetesi var,  bize karşı mesafeli bir gazete bir gün Genel Yayın yönetmeniyle oturuyoruz, kendisine dedim ki  ‘’Berlin duvarını ne zaman yıkılacak’’  bana dedi ki sen uyuyor musun? 30 sene oldu yıkılalı. Tekrar bende ona dedim ki sen ne zaman Berlin duvarını yıkıyorsun. Artık yıkın, Berlin duvarının arkasındaki güzellikleri göremiyorsunuz dedim. O duvarı yıkamıyoruz. Almanya’nın Ulusal Çıkarları ve Güvenliği denildimi akan sular durur bunun verdiği etki, medyanın da yönlendirmesiyle, burada ki kamuoyunu etkilemek, siyaseti etkilemek çok zor. Ama bu bizim işimiz zor olsa da İmkansız kılmıyor, her karanlığının ardında bir ışık var, bizde bu ışı görmek için mücadele edeceğiz. Siyasi söylem Almanya’da çok önemli, maalesef hassas olduğumuz noktalarda mesela PKK, FETÖ, YPG, DHKPC konularında biz diyoruz ki bu bizim kırmızı çizgimiz, biz bu konuda taviz vermeyiz bu konuda çok hassasız sizlerden de bu konuda anlayış bekliyoruz dediğimizde karşı taraf bizimle aynı hassasiyeti göstermeği zaman otomatikman ilişkilere yansıyor.  Yani biz diyoruz ki PKK önemli, FETÖ önemli öte yandan bir bakıyorsunuz, siyasetçileri içerindeki önemli isimler PKK’nın sözcülüğüne soyunuyor. Öte yandan FETÖ’nün darbe teşebbüsünde önemli rol üstlenmiş kişiler Almanya’da muhafaza ediliyor ve bunun avukatlığına soyunuyorlar oluyor. Böyle olunca da otomatikman ilişkilerimiz etkileniliyor. Burada siyaset dili çok önemli olmalı.”
 
Adım Başı Bir Türk’e Ve Türk İşyerine Rastlamak Mümkün

 
Berlin’ deki son günümüzde organizasyonu gerçekleştiren Avrupa Akademisi’ne ziyarette bulunduk. Burada Türk asıllı gazeteci DIE-ZEIT ZEİTUNG gazetesinin internet sitesinde yazan Hasan Gökkaya’ ile görüştük. Öğle yemeğinden sonra Yüksek Hızlı Tren ile liman şehri Hamburg’a geçtik.
 
Hamburg’da yaptığımız ziyaret tüm ziyaretlerimizin en ilginci oldu. Almanya’nın en yüksek tirajlı kamu yararına çalışan HINZ & KUNZT adlı sokak dergisi oldu. Derginin Yazı İşleri Müdürü Birgit Müller yaptığımız görüşmede, aylık yayınlanan dergiyi profosyonel gazetecilerin hazırladığını, satışını ise evsizlerin yaptığını söyledi. Derginin satışını yapan evsizler, bu satış sayesinde hem para kazanıyor hem de insanlarla iletişim kurmayı başarıyor. Hamburg’ ta sokak dergisini ziyaretten sonra Limanda tekne turunu katıldık. Hamburg gerçekten hareketli ve canlı bir şehir. Berlin’de olduğu gibi yine her adım başı bir Türk’e ve Türk işyerine rastlamak mümkün.

Tacettin ÇEBİ
Editör: TE Bilisim