Cumhuriyet Halk Partisi 37. Olağan Kurultayı ülke siyasi tarihine geçecek bir sürecin yol haritasını çizecek siyasayı inşa edecek bir tarihsel rolle karşı karşıya.

Cumhuriyet Halk Partisi lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun ülke ve toplumun temel öncelikleri konusunda düşüncesinin son derece berrak olduğunu biliyoruz. Mesele yeni kadrolarla bu düşüncenin ne denli geniş kesimlere taşınacağı ve CHP liderinin tarihsel sorumluluğunu yeni kadroların ne denli paylaşacağıdır.

CHP’ de PM için yaklaşık 600’ün üzerinde bir kadronun aday olacağı tahmin ediliyor. CHP Kurultayları başka partilerin “Kongrelerine” benzemez. Siyaset geçmişini geleceğe taşırken, yenilikçi olmanın zorluklarını giderecek bir kararlılık gösterir.

Bu Kurultay, bu anlamda özel bir değer taşıyor ve partinin fırsat kapılarını cesaretle açmanın isabetini getiriyor.
*
Birinci dikkat çeken başlık, PM üyelerinin milletvekillerinden çok, parti teşkilatının öne çıkmış ve ustalığı kanıtlanmış yöneticilerden oluşacağı beklentisidir.... Bu tarif özellikleriyle “Abi” konumundaki, deneyimli, uzlaşmacı devlet ve siyaset adamları ile yürümek başarıyı artıracaktır.
 
İddialı bir ana muhalefet partisinin siyaset planlamasında en önemli görevlerin başında Parti Meclisi gelir. Buna saha performansını parlamenter düzleme taşımak ve yeni siyaset planlaması yaratmak diyoruz.
CHP’nin MYK kadrosu genelde parlamenter siyaset düzeyinde öne çıkan önemli simalara şans tanıyan bir geçmişe dayanır. Diğer partilere nazaran bu noktada CHP daha keskin örneklerle geçmiş siyasetini süslemiştir.
Bu kadronun oluşturulmasında ülke çapında temayüz etmiş isimlere teklifler götürülmesi söz konusu olur. İddialı bir ana muhalefet partisinin siyaset planlamasında en önemli görevlerin başında tecrübe ve deneyim gelir
Bu görev en başta “temkin” gerektirir. Siyasette temkin, günlük dilde kullandığımız anlamından çok farklıdır.
Temkin sadece ölçülü olmak değildir. Evvela hitabet ciddiyeti gerektirir. Elbette ki nükteye yer vardır; ama ağırbaşlılık vazgeçilmez disiplin olarak tezahür eder.
Temkinin siyasetteki en tehlikeli düşmanı “kararsız kudret” kullanmak hevesidir. Temkin, tedbirli, ihtiyatlı olmaktan farklıdır. Çünkü içeriğinde vakar ve iktidar terkibi vardır.
Dahası CHP,  siyaset sahnesinde damgasını vuracak, yeni yenilikler getirecek yeni demokrasi şöleni estirecek bir kurultay idrak edecek. Böyle bir hassas dönemde, partinin kamuoyunda toplamaya başladığı itibarin gündeme getirilmesi açısından büyük önem taşıyor.

Bu kurultay, bu anlamda özel bir değer taşıyor ve partinin fırsat kapılarını cesaretle açmanın isabetini getiriyor. Genel başkan Kılıçdaroğlu’ nun, demokrasi anlayışı, lider özelliği, ilk seçildiği günden bugüne kadar gösterdiği üstün başarıları, vatandaşların ona olan sevgisi CHP için büyük bir şanstır.
*
Meslektaşım ve yakın dostum; Ali Haydar Fırat, “Politik Yol Haber Sitesi”’nde geniş olarak yorumladı. Düşüncelerine aynen katılıyorum.
Ülkenin içinde bulunduğu şartlar kuşkusuz parti yönetimini ön plana çıkarmaktadır. Ancak bunun sembolik bir niteliği olduğunu da unutmamak gerekir. Mesele PM’ye girmek; ya da MYK üyesi olmak değildir. Buna indirgenecek bir siyaset doğru bir siyaset değildir.

Mesele Cumhuriyet Halk Partili her üyenin, partiye oy veren her yurttaşın özneleşmesi, aktörleşmesi; değişimi kendi yaşam dünyasına taşımasıdır. Yani içinde bulunduğumuz olağanüstü koşullarda bütün sorumluluk sadece CHP liderine, PM ve MYK üyelerine bırakılamaz.

 Siyasal alanın yapısal dönüşüme uğradığı ve iletişimsel alanla yeni bir etkileşim içinde söylem ve pratiğin kapsamının geliştiği bir dönemde PM ve MYK semboliktir.
Bu nedenle CHP lideri Kılıçdaroğlu, kurultayda bütün bir toplumu sahaya inmeye, oyunu hep birlikte kurmaya; bu süreci en geniş toplumsal uzlaşmayla inşa etmeye çağıracaktır.