Çok zor hava ve saha şartlarında ayrıca Trabzonspor’a karşı her zaman zihin dopingiyle çıkan Sivasspor’dan alınan bir puan, hele de Trabzonspor’un maçlarını  yüreğine  sinmiş  kiniyle yöneten hakem Mete Kalkavan’a rağmen iyi bir sonuçtur.

En yakın takipçisi Konyaspor’un maç fazlasıyla 11 puan önünde, İstanbul’un 3 takımın ise zirveden çok küme hakkına yakın olduğu bir ligde, Trabzonspor açık ara ve koşar adım şampiyonluğa giderken, malum  ekran bülbülleri de  akılları sıra Fırtına’nın önünü kesmek için yoğun mesai harcıyor..

Kimisi sinsi, sinsi, kimisi aleni..

Şeytanlığın sınırı yok..

 Neymiş, ‘Trabzonspor’un bu puan farkı hakemler marifetiyle yaratılan bir balonmuş..’

‘Trabzonspor kazanıyormuş ama şampiyon gibi oynamıyormuş’

Hele biri var ki, adını hatırlamakta zorlanıyor, lap lup laba lup diyorum, yalanın bini bir para..

Meydanı boş buldular ya, at babam at..

 ***

Trabzonspor bunlara sahada  gereken cevaplarını veriyor..

Taraftarı maçlarda yeri göğü inletiyor, Trabzonspor marşları dinletip horon, kolbastı seyrettiriyor.

Sosyal medyada bizim uşaklar bunları duman ediyor,

Lakin, TV ekranlarında çok gerideyiz, neredeyse hiç yokuz..

Bir Sedat Tunalı var, ceza alıp ekranlardan uzaklaşmak bahasını lafı gediğine koyuyor.

Bir de Yunus Emre Sel kardeşimiz..

Muhabirken Barış Yurduseven’de vardı ancak o da aşama yapıp program yapımcısı, yorumcusu oldu.

Fazla uzatmadan diyeceğim şudur..

Trabzonspor Kurmayları  bu TV işine biran önce el atmalı..

Yanlış anlaşılmasın TV kursun demiyorum..

O iş çok pahalı ve de zahmetli..

TV ‘si olanlar da biran önce kurtulmaya bakıyor..

Önerim şu: Trabzon’da stüdyoları olan Çay TV var, Kadırga TV var, Mavi Karadeniz TV var..

Trabzonspor bunlardan biriyle anlaşıp maçlardan önce ve sonra haftada iki gün reklam karşılığında iki saatini  kiralasın..

Trabzon’da aralarında şikenin kitabını yazmış, Trabzonspor’un kuruluşuna bir çocukken tanıklık etmiş, ilkinden sonuncusuna kadar tüm gollerini görüp  neredeyse  tüm maçlarını izlemiş,  basın mensubundan eski yöneticiye,  futbolcuya ,teknik adama  kadar  hiçbir maddi talebi olmadan bburada sabaha kadar konuşacak, daha önce de  bu işi yapmış ve yapmakta olan çok kişi var.

Ayrıca bu programlara şimdiki yönetici, teknik adam, futbolcular da zaman zaman çıkarılır..

İnanın böyle bir girişim Trabzonspor’un ekran zafiyetini giderdiği gibi, reyting rekorları kırar..

Görürüz o zaman el mi yaman bey mi?

Daha düne kadar ‘Top oynamak günahtır’ diyenler..

 Ofsaytı  bile bilmezken bu gün futbol allamesi kesilenler..

Öyle meydanı boş bulup desteksiz atmak  yok!.

Halep oradaysa arşın burada diyorum, Trabzonspor yönetimini bu işi tez elden düşünmeye çağırıyorum.

Yoksa çok daha beklersiniz, küme hattına yakın takımlar  ekranlarda saatlerce tartışılırken, müstakbel şampiyondan iki kelime laf edilmesini..

Çekin şunlara bi hodri meydan..

Millet te etsin bayram..

***

Ha gayret Hüseyin!.

Trabzonspor’un en çok eleştirilen ve hatta eleştiri sınırları aşılarak yok edilme aşamasına getirilen futbolcusudur bence stoper Hüseyin Türkmen.

Çevre kontrolündeki zaafı ve pozisyon almaktaki yanlışlarını biz de çok dile getirdik, eleştirdik.

Başka birisi olsa çoktan pes etmişti ancak Hüseyin bütün bunlara rağmen inatla direniyor.

Ve de Sivasspor maçında gördük ki , Hüseyin’i bu yanlışlarından önemli ölçüde sıyrılmış.

Ha gayret Hüseyin, aynen devam et diyoruz..

Taraftara da Hüseyin konusunda şunları söylüyoruz:

Kendisi de zaten şimdilik ‘Banko oynarım’ demiyor.

Gerek duyulduğunda forma giymeyi yeterli görüyor.

Eğer umulan aşamayı yaparsa kalıcı olur, yapamazsa zaten gerekeni yapar.

Aynı işi çok daha fazla maliyetle yapacak biri yerine, bırakın kadroda Trabzonsporlu bir genç olsun..

Fırtına daha da sert esecek

Edin Visca’nın transferinden sonra Abdullah Avcı ‘Daha da hız kazandık ’ demişti.

Doğrudur elbet. Ancak henüz canlı olarak görmeyip  sosyal medyada maçlarını izlediğimiz Kouassi ve son olarak kadroya katılan Yusuf Erdoğan ile  bu hız daha da arttı.

Trabzonspor’un belirgin sorunlarından biri bence  özellikle kenar ileride dripling özelliği  olan süratli oyuncu eksikliğiydi.

Yusuf Sarı bu yüzden kadroda tutuluyordu ancak pozisyonları sonlandıramama sıkıntısı yüzünden beklenen katkıyı yapamadı. Umarız Rizespor’da bu zaafından kurtulup yararlı olur.

Bu arada  bazı eleştiriler olsa da  Yusuf Erdoğan’ın yeniden Trabzonspor’a dönmesi sahaya girdiğinde iş yapacak hamle oyuncusu sayısını arttırmıştır.

Yararlı olacaktır.

Hele de  iş yapabilecek yerli oyuncunun mumla arandığı bir dönemde..

Yılmaz Vural haksız mıydı!..

Teknik kadro uğraşıyor, oyuncular çalışıyor,  koca  bir şehir bu maçı bekliyor.

O kadar önemli bir maç ki,  kazandığında 44 yıl sonra yeniden çıktığın Süper Lig’de kalmak yolunda  önemli bir avantaj yalayacaksın. Kaybettiğinde ise sezon sonuna kadar cebelleşeceksin.

Sen de bu takımın ilk 11’de sahaya çıkan bir futbolcususun.

Henüz 30.dakikada yerde yatan rakip oyuncunun suratına tabanı geçirip göstere göstere kırmızı kart alıp arkadaşlarını sahada 10 kişi bırakıyorsun.

Ve de hiç sıkılmadan, soyunma odasına gidiyorsun.

2-0 kaybedilen maçtan sonra hocanın  takım arkadaşlarının yüzüne bakıyorsun.

Giresunspor’un Endonezya asıllı Hollanda vatandaşı  orta saha oyuncusu  Pelupessy’den  bahsediyorum.  Hani o Kasımpaşa maçında kendisini oyundan attırıp 2-0 lık yenilgide başrol oynayan.

Komşunun yetkililerinin yerinde olsam tez elden biletini alıp yollarım bu umursamazı!..

Şimdi aynı durumdaki bir maçta, dışarı atılan oyuncusunu tekmeleyen Yılmaz Vural haksız mıydı?

Bence az bile yapmıştı..

Koskoca bir camianın kaderiyle bu kadar sorumsuzca oynamanın ihanetten farkı ne?