Lazların Tarihçesi Lazlar coğrafi, tarihsel ve kültürel olarak, bu gün batı Gürcistan olarak bilinen Kolheti’yle ilişkili bir topluluktur.

Lazlar ve Lazika krallığına ait bilgiler sanıldığının aksine, hiç de yetersiz değildir. Özellikle Prokokpius’un aktardığı Lazika ve pers Savaşları’yla ilgili bilgilere tamamı ile ulaşılmıştır. Laz Kralları da, tek tek isimleri ile bilinmektedir. 15 Laz Kralından söz edilmektedir. yapılan çalışmalar sonucunda, daha da ayrıntılı bilgiye ulaşmak mümkündür. Pers Kralı ve Bizanslı bir temsilci arasında yapılan, bir anlaşmadan bahsedilmektedir. Bizans temsilci tarafından, antik döneme kadar uzanan tüm Laz krallarının isin listesine değinilmektedir. Lazların tarihi kitaplara sığmayacak kadar uzundur ve sağlamdır. Kaynakları yeterlidir...

Konumuz Lazların tarihi değildir. Konumuza geçersek: * Lazlar, (Rize-Pazar ilçesinden dan başlar, Hopa-Kemalpaşa-Sarp Kapısı, oradan da Artvin-Borçka’ya uzanır)Bu bölgede yaşarlar. Ayrıca Türkiye’nin her bölgesine göç etmiş Lazlar vardır.. Ayrıca Gürcistan’ın özerk Cumhuriyeti Acara’nın başkenti olan Batum’da Lazların ve Gürcülerin oranı yüksektir.. Lazların geçmişleri şan ve şerefle doludur. Bu vatanın yılmaz savunucuları, yöneticileri, askerleri, siyasetçileri ve işadamlarıdır. Dinini, Dilini, Bayrağını, Vatanını inkâr etmeden, bağlılığını sarsmadan yaşamaktadır. Lazların resmi dilleri Türkçedir. Lazca dilimizde onurumuzdur Lazca dili gerçeği vardır. Bu bizim zenginliğimizdir, dilimizdir. Ben de bu dili bilenlerdenim. Bazen kendi aramızda kullanırız. Rahmetli annem da babam da Laz, ben de, çocuklarım da.  Eskiden bölgede, yüzde 90'i Lazca konuşurdu. Genç nesil, çok istemesine rağmen birçoğu Lazcayı unuttu, ihmal etti.

Daha doğrusu büyüklerimizin vefatından sonra Lazcayı kullananların sayısında azalma olduğunu görüyorum.. Türkçemizin yanında zenginliklerimizin de farkında olup,' Lazca' dilimizi de geliştirmek, yeni nesillere aktarmak bizim görevimizdir. Bu bizim atalarımızdan kalan önemli bir mirastır. Bu mirasımıza sahip çıkmak, korumak, geliştirmek, Lazların namus borcudur. Gençler, bu mirasa sahip çıkmakla birlikte, küreselleşen dünyada, yeterli gelmiyor.. Bölgedekiler, Lazcayı günlük işlerde bile konuşurken, bölgenin dışındaki milyonlarca Lazlar, Lazcayı unutmamaya çalışıyor. Sonuçta 4 bin yıllık bir mazisi olan, çeşitli kaynaklarda yer alan Laz kültürü yok edilmek, unutturulmak isteniyor. Laz kültürüne gönül vermiş insanlarımız ve araştırmacılarımız, eğer bu kültürün yok olmasını istemiyorlarsa bu konuda samimi ve içten gayret göstermelidir. Aksi halde gelecekte bu konuda söz söyleyecek kimseyi bulamayız.

Yazımın başlığına dönersek; Trabzon’da gazetecilik yaptığım 1980 -1992 yılları arasında tanık olmuştum.. Sarp Gümrük kapısının açılması ile birlikte, Gürcistan Trabzon Başkonsolosluğu aracılığı ile özellikle komşu bölge halkına Gürcistan vatandaşlığını vermek için uğraş verdiler..

O döneme kimse ilgi göstermemişti.. Büyük hata yaptık. Gürcistan bugün Avrupa ülkesi ve AB Pasaportunu taşıyor. Malta vatandaşlığını almak isteyen Türkler ki sayısı her geçen gün artıyor.. 650 bin avro yatırmak zorunda.. Yetmedi,350 bin avro taşınmaza,150 bin avro da devlet tahvilini almak zorunda..600 bin nüfuslu Malta vatandaşı olabilmek için kişi başına bir milyon Avroyu yatırmak zorunda kalıyorlar.... Aldığım bilgilere göre, Gürcistan, özellikle Lazlara, yanı Lazca dilini konuşan konuşamasa da Laz kökenli olduğunu ispatlayanlara vatandaşlık verecekmiş.. İsabetli bir karar olur. Karadenizlilere AB(Avrupa Birliği) kapısı açılmış olur. Zaten Batum’da yaşayanların yüzde 30’u ya Laz, ya da Gürcü’dür. Gürcistan Trabzon Başkonsolosluğu, bu kardeş, köprüsünü kurmada büyük rol oynayacaktır...