Rize Barosu’nun 23. Olağan Genel Kurulu’nda yaşananlar, Rize’de yeni bir tartışmaya neden oldu. Baro genel kurulunda konuşan Av. Rıfat Uluşahin’in sözleri uzun süre konuşulacak… Dün yapılan ve tek listeyle girilmesine rağmen gerginlik içinde geçen Rize Barosu’nun 23. Olağan Genel Kurulu’nda yaşananlar, Rize’de yeni bir tartışmaya neden oldu. Baro genel kurulunda konuşan Av. Rıfat Uluşahin’in sözleri uzun süre konuşulacak… Rize Barosu'nun yeni başkanı Av. Yunus Çoruh'un seçim öncesi eleştirilere cevaben yaptığı konuşma ise Baro seçimlerinin Rize kamuoyunda uzunca bir süre konuşulacağının habercisi. Av. Muzaffer Derya Çalışkan’ın aday olacağını açıklamasının ardından, siyasi ve bürokratik baskılarla seçimlerin yönlendirilmeye çalışıldığı gerekçesiyle Çalışkan adaylıktan çekildiğini açıklamış ve Çalışkan’ı destekleyen yaklaşık 20 avukat kongreye katılmamıştı. Dün yapılan Baro seçimlerine tek listeyle girilirken, Av. Yunus Çoruh, kongreye katılan 66 üyenin 64’ünün oyunu alarak Rize Barosu’nun yeni başkanı olmuştu. Rize Barosu’nun 23. Olağan Kongresi’ne muhalif kanattan sadece bir kişi geldi ve seçimlere geçilmeden önce yaptığı konuşmayla, kongreye damgasını vurdu. Konuşmasını tamamladıktan sonra salondan ayrılan bu kişi, Rize Barosu’nun 13 yıllık üyesi olan Av. Rıfat Uluşahin’di. Baro seçimine gölge düştü Uluşahin, konuşmasında özetle, 8 Ekim 2012 Pazartesi günü adaylığını açıklayan Av.Muzaffer Derya Çalışkan’a ve onun listesinde yer alan avukatlara haksızlık yapıldığını belirterek, seçime siyasetin karıştığını ve ahlak dışı yöntemlerle bir emniyet mensubunun da seçime müdahale etme girişiminde bulunduğunu ifade etti. Av. Rıfat Uluşahin’in büyük bir skandalı ortaya çıkaran konuşmasını, noktasına virgülüne dokunmadan aktarıyoruz.  “Değerli üyeler, bu genel kurulun hayırlı olmasını ve hepinizin hür iradesiyle dilediğine oy atabilmesini ve attığının karşılığını alabilmesini diliyorum. 13 yıldır Baro üyesiyim. Bugüne kadar 6’dan fazla seçim gördüm. Bu seçimlerden tahminen 3 dönem öncesi olan seçimde kulağıma bir söylenti gelmişti, inanmamıştım. Kamuda çalışan avukatların bazı siyasilerce aranarak, belli bir adaya oy vermesi yönünde telkinde bulunulduğu, yine ailesinde memur olan, ikbal ve istikbal için çalışan insanlara da bu tür sözler söylenerek oylarını belli bir adaya atmaları yönünde sözler duyduğumda, buna itibar etmedim. Çünkü bizler hukukçuyuz ve burası da şoförler odası değil. Bunu onları aşağılamak için söylemiyorum, orada da bunun olmayacağına inanıyorum. Siyaset her yerde vardır ama bana göre en son olması gereken yer burasıdır. Çünkü, bizim hesap vereceğimiz yer adalettir.”  Saygı verilmez, alınır! “Şimdi bu tür konuşmalarda sacayağı filan derler, saygı derler; saygı verilmez, alınır! Saygılı olmak zorundayız. Çünkü, bu seçim öncesinde son üç günde çıkan, çoğunuzun öcü gibi gördüğü Muzaffer Derya Çalışkan’a karşı hiç hak etmediği, özellikle listesindeki yönetim kurulu adaylarına karşı hiç hak etmediği hareketler yapılmıştır. Ben buraya bugün bunları anlatmaya geldim; çünkü genç meslektaşlarımız bunları bilmiyorlar. Umarım bundan sonra düzelir. Bilmeyenler, gözlerini kapatanlar, bu kötü sonuçlardan, en az bu kötü sonuçlara sebep olanlar kadar sorumludurlar.” 2 günde 3 olay yaşadım “Biz, geçen Çarşamba, 13 yıllık meslek hayatımızda her şeye gözümüzü kapatarak devam ettiğimiz bu yerde geçen Çarşamba günü ki, kendisi başkan adaylığını Pazartesi günü kararlaştırmıştır. Çarşamba günü gelerek bize teklif ettiğinde, bunun artık bir görev olduğuna inancımızla kabul ettik ve 2 günde 3 tane olay yaşadım. Beni az buçuk tanıyanlar, herhangi bir siyasi angajmanla hareket etmeyeceğimi bilirler. Gözümle gördüğüm şeyler olduğu için bunu da anlatmam gerektiğine inanıyorum.” Emniyet mensubu telkinde bulundu! Biri, bir bayan arkadaşımızın, -isim söylemiyorum, çünkü biz bizeyiz, kol kırılır yen içinde kalır-Ben burada size geliyorum ve size söylüyorum, sizden yardım istiyorum. Bir bayan arkadaşımıza, Pazar Barosunda bulunduğumuz sırada bir telefon geldi; bir emniyet mensubu onu aradı. Bunu kendisi anlattığı için biliyorum; hemen yanı başındayım. Döndü, ‘kime oy vereceksin’ dedi. O da dedi ki, ‘siz kimsiniz, sizi ne ilgilendirir.’ Akabinde yine kendisinin anlatımıyla aktarıyorum; ‘biliyorsunuz, iktidar partisinden birisi aday. Ona oy verirseniz, eşinizin tayin durumu da buna bağlı olarak düzelir, iyileşir.’ gibi bir şey söyledi. Tabi, ben bu konuşmayı burada gelip yapmayı, ona karşı da bir vefa borcu olarak hissettim. Çünkü, o arkadaşım orada bir avukata, bir hukukçuya yakışır duruşu sergilemiştir. Kendisinin ellerinden öpüyorum, bir annedir. Dedi ki, ‘gerekirse kocam istifa eder ama ben oyumu satmam.’ Bunları yaşadım. Mücadeleden kaçmayacağım “Çarşamba, Perşembe, Cuma; 3 gün sürdü adaylığım; sağolun, 3 gün sürdü ama mücadeleden kaçmayacağım. Bunu da buradan söylemek için geldim. Ertesi gün şunu öğrendim: Rize’de çok daha yoğun bir baskı ve telkin süreci yaşandı. Yine bizim oradan meslektaşlarımız ki, onlar iktidarın yakın görüşünde olan insanlar olmasına rağmen, gördükleri olgunluk ve temsil kabiliyeti nedeniyle Muzaffer Bey'e gösterdikleri ilgiden dolayı anlaşılmaz bir baskı ve telkin içerisinde kalmışlar ve biliyorsunuz bu, fiili hareketlere de dönüşmüştür, bu kutsal Adliye binasının içerisinde…”
Editör: TE Bilisim