Hemen her yazımda bir vesile bulup futbolda lobiciliğin önemine vurgu yapıyorum. Lobiciliğin soğukkanlı, insan unsurunu aktif kullanan ve sabır gerektiren bir süreç olduğunu; lobicilikte ani ve duygusal tepkilerin çok fazla etkili olamayacağını söylemiştik. Ancak bir araya gelip, tek yumruk olup bazı sonuçları alabilmemiz için de illa da bir musibet gerekebiliyor. Ne demiş atalarımız; ‘bir musibet bin nasihatten evladır’ Bazıları lobiciliği hiçbir şey yapmadan beklemek zannediyor. Hâlbuki taraftarımız bizi yönetimden daha iyi anlıyor. Beklerken, soğukkanlı davranarak temel stratejik adımları da atmak gerekir. Örneğin,  anne tarafından Trabzon kökenli olan Fenerbahçeli bir futbolcu Trabzonspor-Fenerbahçe maçından hemen önce Trabzon Maçka ilçesinde okul yaptıracağını duyurup ortamı yumuşattı. İlgilileri de beklentiye soktu. Maçtan sonra ise yan yattı çamura battı hesabı gibi işi soğutmaya çalıştı. Yaptırmayacağını net bir şekilde ifade etti. Eloğlu lobiciliği böylesine alevera dalavere ile yapıyor. Hepimizi de bunlar nasıl olsa zorlukları olan kimseler, ihtiyaçları var, damardan gireyim dedi ve de girdi. Lobiciliği tam yerinde ve zamanında kullandı. Fransızların güzel sözlerinden biri şöyle: Beni bir defa aldatan kimse akıllı kişidir. Aynı adam aynı konuda beni ikinci defa aldatırsa demek ki ben aptalım. Sözüm meclisten dışarı. Neyse ki, yaşadığımız bu şike musibeti ve haksızlıklar sayesinde; önemli lobi faaliyetlerine şahit olmaya başladık. Bir kaç gün içinde önemli iki lobi faaliyetine şahit olduk. Eski yöneticiler Trabzon da toplanarak önemli mesajlar verdiler. Tebrik ediyorum. İkincisi ise çok çok önemli bir projedir. Trabzonspor’umuzun güzide taraftar gruplarından Gurbetçi Gençler bağımsız taraftar grubunun önemli bir süreç başlattığını görüyorum. Onları yakından takip ediyorum. 25.03.2013 Pazartesi günü önemli bir basın açıklaması yaptılar. Çıkışlarını duygusal ve geçici bir çıkış olarak görmüyorum. Tersine sabırla ve metanetle yönetimin atması gereken adımları beklediler, onların arkasında durmaya gayret ettiler.  Yaklaşım göremeyince tavırlarını netleştirerek projelerini açıkladılar. Ben bu duruşta haklı bir isyan görüyorum. Futbol üzerinden rant elde etmeye çalışan tüm taraflara, futbolun gerçek sahibi olan taraftarların haklı bir dik duruşunu görüyorum. Ancak gelin görün ki yıllar geçiyor ve herkes kendi derdine düşmüş durumda. Trabzonspor’umuzun hakları ve hukuku adeta ortada kalmış. İki yıl geçti bir lobicilik faaliyeti ve kampanya başlatılamadı. İstanbul’da başlatılan sürece yeterince destek verilmedi. Herkes pastanın kenarından kendi payına düşeni seğirterek ve usul usul  kemirmeye devam etti. Lobicilikte, yapılan faaliyet kadar bu faaliyetin basın organlarında duyurulması da çok önemlidir. Bu itibarla bu samimi girişimin yankı bulması adına bize düşen desteği buradan sunmak zorundayım. Bu çerçevede Pazartesi günü yapılan basın açıklamasının bazı bölümlerini sizlere yeniden aktarıyorum: "Türk futbolu 3 Temmuz sabahına yıllardır bilinen ama bir türlü gün yüzüne çıkmayan, çıkamayan ve çıkartılmayan bir şokla uyandı. Ülke futbolunun içine saplandığı çamur, tüm detaylarıyla gözler önüne serildi. Bu süreçte ilk günden itibaren Trabzonspor taraftarları tepkilerini ortaya koyarak, sürece katkı sağlamak adına farklı farklı çalışmalar gerçekleştirdiler. Trabzonspor, Trabzon şehrinin adını ve kültürünü tanıtan en büyük araçtır. Trabzonspor, Biz Trabzonspor taraftarları için çay, fındık, Sümela manastırı veya yaylalarımızdan daha büyük bir markadır. Bu sebeple ki Trabzon'da bir insan şahsi menfaatleri için bir yere gelmek istiyorsa, Trabzonspor'u basamak olarak kullanmaktadır. Örnek işadamları, sanatçı ve siyasetçiler tüm kamuoyunun malumudur.” ……… 3 Temmuz da başlayan şike sürecinde Trabzonspor’umuzun hakkının gasp edildiği, Türk Savcıları ve Polislerinin takibi ve de hâkimlerinin verdiği cezalarla tüm kamuoyunun malumudur. Basiretsiz kulüp yöneticilerimizin Trabzonspor'un hakkını aramaktaki acziyeti yüzünden günümüze kadar Hala alın terimizle kazandığımız kupa Trabzon'a gelmemiştir. Bu sebeple Trabzonspor yöneticilerini statlarda ve bütün platformlarda protesto etmeye devam etmekteyiz. Başkanından malzemecisine kadar mevcut yönetim kulübü terk etmediği müddetçe de protestolarımıza devam edeceğiz. Ancak, en az bu şahıslar kadar, Trabzonspor ismini arkasına alarak meclise giden milletvekillerimiz ve bakanlarımız da suçludur. Trabzonspor'un hakkını mecliste aramayı bırakın, şike sürecini unuttuğumuzu ve Trabzonspor'un da temiz olmayabileceğini söyleyecek kadar gaflete düşmüşlerdir. .….. Sadece İstanbul da 2 milyon Trabzonsporlu olduğunun bilinciyle, Hakkı çalınan Trabzonsporluların isteğiyle, Türkiye’nin en büyük gücü olan siyasi partilere karşı, önümüzde ki genel seçimlerde, İstanbul’un 3 ayrı bölgesinden, Trabzonsporlu 3 BAĞIMSIZ milletvekili adayı çıkarmaya karar verdik. Trabzonspor taraftarının duygularını hiçe sayan BÜTÜN SİYASİ PARTİLERE sandıkta cevap vermeyi uygun görerek, meclise yürümektense meclis kürsüsünde hakkımızı aramayı daha münasip buluyoruz. …… Bu sebeple Bütün Trabzonspor taraftarının seçim sürecinde yanımızda olacağına inancımız tamdır. " Taraftarımızın hangi noktaya geldiğini görün ey camia! Hiç kimsenin bu tür lobicilik girişimlerine burun kıvırmaya hakkı yoktur. Bu haykırışa [gusus sa]kimse kulak tıkamamalıdır. Gün birlik günüdür. Trabzon u ülke genelinde ayakta tutan tek unsur bilmeliyiz ki Trabzonspor sevdasıdır. Şayet bundan bizleri soğutursalar [adım adım ona gidiliyor] geriye zaman içinde teferruat kalacaktır. O gün de vakit çoktan geçmiş olacaktır. Eğer her bir Trabzonsporlu bulunduğu konumda üzerine düşeni hakkıyla yerine getirmezse taraftarımız inisiyatifi ele alacaktır. Bu basın açıklamasından nasibini alan herkes bunu böyle bile! Sağlıcakla kalın…

Editör: TE Bilisim