Türkiye Büyük Millet Meclisinde hazırlanması düşünülen yeni Anayasa ile ilgili sivil toplum örgütleri kendi düşüncelerini dile getiriyorlar. Sivil topum örgütlerinin en büyüğü olan TÜRK-İŞ’in hazırladığı taslak TBMM başkanı Cemil çiçek’e sunuldu. TÜRK-İŞ önerilerini şöyle sıraladı: 17 kez değişti 1982 Anayasası şimdiye kadar onyedi defa değiştirilmiş olmasına rağmen 12 Eylül Hukukuna egemen olan “yasaklayıcı” yaklaşımların etkisinden kurtulamamıştır. Bugüne kadar yapılan değişiklikler demokratikleşme doğrultusunda pek çok olumlu yan içerse de anayasa, devlet ile toplum arasında olması gereken mutabakat belgesi haline gelememiştir. Devlet millet için Devletin varlık nedeni, toplumu oluşturan bireylerin refah ve huzurudur. Bu nedenle hazırlanacak anayasa toplumun tüm kesimlerinin temel hak ve özgürlüklerini güvence altına almalı; bu yönü ile çağdaş demokrasilerin temel ilke ve kurumlarının tamamını kapsamalı, özellikle demokratik yapının oluşmasına katkı sağlayan sivil toplum kuruluşlarının ve toplumun farklı kesimlerini temsil eden bireylerin veya grupların söz söyleme, ekonomik ve siyasi katılım haklarını genişletmelidir. Bu bağlamda örgütlü kesimler başta olmak üzere toplumun tüm kesimlerinin anayasa hazırlık sürecine etkin katılımlarının sağlanmasına, şeffaf ve demokratik bir tartışma sürecinin işletilmesine azami ölçüde özen gösterilmelidir. Uluslar arası normlar Hazırlanacak anayasa, çalışanlar açısından; özellikle işçi-işveren arasında uluslar arası normların benimsediği hükümlere dayalı, çalışanların örgütlenme ve toplu hareket haklarına imkân veren bir felsefeye sahip olmalı ve toplumsal dengeleri gözetmelidir.  Anayasa, temel hak ve özgürlükler bakımından engelleyici, sınırlayıcı ve yasaklayıcı yaklaşımlardan arındırılmalı; bir yandan temel hak ve özgürlükler tanınırken diğer yandan bunların kâğıt üstünde değil gerçekten kullanılabilir olmasını sağlayıcı yollar açılmalıdır. Sosyal devlet Devletin, sosyal ve ekonomik koşulların geliştirilmesinde alacağı rol “sosyal devlet” kavramı ile birlikte yeniden kurgulanmalı ve değerlendirilmelidir.  Anayasa, detay değil çerçeve düzenlemeler içermelidir. Detay unsurlar hukuk tekniği gereğince kanunlara ve kanunlar hiyerarşisini takip eden diğer normlara bırakılmalıdır. Kuşkusuz ki, detayı olmayan anayasayı “az madde içeren”, “kısa” ve “öz” bir metin olarak algılamak doğru değildir. Anayasanın az madde içermesi veya kısa olması, anayasanın içinde bulunmasına gerek olmayan, doğrudan kanunla düzenlenebilecek hususların anayasa metnine dâhil edilmemesi anlamındadır. Anayasa içinde yer alacak konular devletin kuruluş esasları, çağdaş demokratik yaklaşımlar ve yaşanan olumsuz deneyimler gözönünde tutularak; devletin organları ile kişilerin temel hak ve özgürlük alanlarını ve buna bağlı olarak siyasal, ekonomik ve sosyal haklar gibi alanları düzenlemelidir. 1982 Anayasasıyla, işçilerin örgütlü yapıları olan sendikaların hareket alanları daraltılmıştır. İşçilerin hak ve özgürlükleri, anayasadan başlayarak, anayasanın temel mantığını esas alan yasakçı bir çerçeveye sığdırılan kanunlarla kısıtlanmıştır. İşçilerin çalışma hakkının bir yansıması olarak sendikalara üye olması ve toplu iş sözleşmesi hakkına erişmesi ve özellikle grev hakkının kullanımı noktasında sorunlar bulunmaktadır. 1982 Anayasası ile “grev hakkı”; “menfaat grevine” indirgenerek “hak grevi” yasaklanmıştır. Sendikal hakların kullanımı bir bütün olup, hak grevinin olmadığı bir sistem eksik ve sakattır.
Editör: TE Bilisim