Türkiye yıllarca tartışılacak ve henüz sonucu belli olmayan yeni bir sürece girdi. 1984’de Şemdinli ve Eruh’da patlayan silahlar 29 yıldır devam ediyor. Gelinen nokta da ne Türkiye Devleti terörü bitirebildi,ne de teröristler silahlı kalkışma ile bir ilçe veya beldeyi teslim alabildi. PKK, Suriye’NİN Bekaa vadisinde palazlanıp büyüdü ise de,Irak’ın Kandilinde asıl güçlü konumuna ulaştı. Irak ve Suriye’de, devletlerine karşı PKK terörü yoktu ama ABD sayesinde Kuzey Irak’ta özerk Kürt Bölgesi kuruldu,sırada Suriye var. Suriye’den sonra sıranın İran’a geleceğine dair de ciddi kuşkular var. Türkiye’de ise uzun yıllardır silahlı mücadeleye rağmen özerk bölge oluşturulamadı. 1990 yıllarda Sovyet Bloğunun dağılmasıyla,doğu Avrupa’da ve Balkanlarda irili ufaklı bir çok ülke kuran ABD ve Avrupa,Türkiye’de başarısız mı oldu? Yoksa böyle bir planlarımı yoktu? Bunlar siyasetçilerin partilerinin menfaatine demeçleri ile cevap bulacak konular değildir. Ama tartışmasızdır ki; 2000 lı yılların başında ABD ve AB, Rusya’nın burnunun dibindeki Ukrayna ve Gürcistan’da siyasi etkinlik sağlar iken,Türkiye’de böyle bir gelişmenin olmaması,o dönemde ABD ve AB’nin Türkiye’yi bölme planları olmadığını göstermektedir. Bugün var mı dır.İşte asıl tartışılması gereken budur. Kürt sorunun çözümünde gelinen nokta da,iktidar ve muhalefetin geçmişte görüşmeyi ret etmesine rağmen,geçmişte de,bugünde İmralı ile zaman zaman görüşmeler yapıldığı açıktır. Bugün artık bu konuyu pek tartışmak isteyende yok gibi. Her ne kadar MHP bu konuda ciddi restler ve kuşkular ortaya koysa da, Terörün bitmesini isteyen,soruna duygusal bakan özellikle anneler bu süreci iyimser,erkekler ise “olur mu acaba” kuşkusu ile karşılamaktadır. Ben bu sürecin sadece Türkiye-İmralı görüşmesi ile olduğuna inanmıyorum. Sürecin bir diğer tarafının,Kuzey Irak Kürt Yönetimi dolayısıyla ABD olduğunu düşünüyorum. Bence Barzani ve ABD istediği için PKK Kuzey Irak’ı da terke zorlanacak ve Suriye’ye yerleşecektir. Dolayısıyla süreç böyle biterse “Doğu ve Güneydoğumuz bölünüyor mu?” kuşkusundan daha tehlikelidir. Şayet PKK Suriye’ye yerleşirse,terör bu günlük durmuş demektir. Terör şimdilik  ya da ebediyen dursa da Türkiye’nin geleceği çok iyi planlaması gerekir. Bunda hiç kuşku yok ki,muhalefete de görevler düşmektedir. MHP’nin “Türk Milliyetçiliği” duruşunu kınamadan,”Kürt Milliyetçiliğine” karşı denge olarak kabul etmeliyiz. CHP ise sorunu AK Parti çözerse bundan pirim alır düşüncesine kapılmadan,doğru adımların yanında olmalı ve yeni Anayasa hazırlanmasında mutlaka yardımcı olmalıdır. BDP ise,”Türkler Anadolu’ya gelmeden biz vardık” söylemine dayalı,Anayasa’da “T.C. Türk ve Kürtlerden oluşur” inadından vazgeçmelidir. Çünkü Türkler Anadolu’ya geldiğinde,Anadolu’da özellikle de bugün Kürdistan diye adlandırılmaya çalışılan bölge de Ermenilerde vardı. Kürtler,habire Kürdistan haritasını ortaya koyacağına,Ermenilerin “Büyük Ermenistan” hayallerinin ürünü haritalarına da baksalar iyi olur. Birkaç kişi ceketi yırtmaya kalkarsa,ceket bir bütün olarak isteyenin elinde kalmaz. Ermeniler bugün,Osmanlı döneminde Doğu Anadolu’dan  gönderilen Ermenilerin yollarda katledildiğini iddia ediyorsa,o dönemlerde o topraklarda Kürtlerinde olduğu unutmamalıdırlar. Nitekim Ermeniler şu günlerde imalı demeçlerle,o dönemlerde bu bölgede yaşayan ve katliamlara karışanların kimler olduğunu söylemeye başladılar bile. Hayat böyle bir şeydir. Büyük aile mensubu isen,seni koruyan ve kucaklayan çok olur. Ama soyadını değiştirirsen,düşmanların senin büyük aile mensup olmadığını anlarsa kolay lokma olursun. Türkiye’nin yeni sürecine,30 yıldır susmayan silahları susturmak için girilirse, tavizdir ve yanlış sonuç verir. Türkiye’nin gerçeklerine uygun uzlaşma ve huzur ortamı yaratmak ise, doğru sonuç verir.
Editör: TE Bilisim