Ustam! Aklım firarda/ Gözbebeklerimde müebbet hüzün/ Dilimde Ay kesiği bir yara/ Düşüm kırık dökük/ Umudumun boynu bükük/ Bir öksüzün omuzlarında sükut/ Yüreğim sana emanet sıkı tut/ Tut ki; kancık pusulara düşmesin/ Bir hain kurşunu gelip deşmesin. *** 375247_2616320120142_463462728_nTrabzon’da gazetecilik/yazarlık yapıp Ömer Amca ile anısı olmayan yoktur. Bende öyle. Bende öyle ama bende, daha önemli bir yeri vardır. O benim ustamdır, dostumdur, ağabeyim, amcamdır. Ömer Amca rahmetli babamında en kadim arkadaşlarındandı. Babam Türk Hava Kurumu Trabzon Şube Başkanı, Ömer Amca’da aynı kurumda Muhasip idi. (her iki görevinde fahri yapıldığını belirtmek isterim) Lise 2. Sınıfta, futbol yüzünden, devamsızlıktan kaldığımda babam kulağımdan tuttuğu gibi beni onun yanına vermişti ‘eti senin kemiği benim’ diyerek. Ömer Amca’nın da o vakitler (1976-1977) on parmağında yüz marifet. Toprak ve İskân Müdürlüğü görevinden yeni emekli olmuş, Cumhuriyet ve Milliyet Gazeteleri Bölge Temsilcisi ve Sonhaber Gazetesi Yazı İşleri Müdürü. Pekçok Sivil Toplum Kuruluşununda bizzat içinde, yönetiminde. Tabir caiz ise 7/24 çalışıyor. Bende kenarından köşesinden kendisine yardım ediyorum, haftalığımı da alıyorum. Ustam benim Ömer Amca. *** 10 Haziran 2013 Pazartesi, Ustamın ölümünün 4. Yıldönümü idi. Mezarlığa gidemedim. Sanatevi’ndeki ‘Ömer Güner Anma Günü’ne de biraz geç gittim. Bilerek geç gittim aslında. Bundan önceki üç yılda yapılan anma gününde Ahmet Özer’in sunumları vardı. Geçen sene Zorlu Otel’de yapılan sunumda diğer senelerle aynı olduğunu görüp sıkılmıştım. Bu senede, bu arkadaşın sunum yapacağını öğrendiğimde hakikaten üzüldüm. Çünkü, yaptığı sunum Ömer Güner ile ilgili değil, kendi kendini sunması, kendi kendini anlatması idi! Her ne hikmetse her resimde, her olayda kendini anlatıyor hazret. Anma gününe bunun için geç gittim. Girmemle çıkmam bir oldu. Topu topu 20 dakika dinleyebildim, 17 dakikasında hazret kendini anlattı. *** Yanında çalıştığım günlerde Ömer Amca bana Trabzonspor maçlarına girebilmek için Beden Terbiyesi Müdürlüğünden “serbest giriş kartı” almıştı. Bu kartla portatif tribün kapısından girip tel örgüler girişinden stad içine, çimlere kadar gidebiliyorduk. Boynumuzda da fotoğraf makinası ve görevli olduğumuzu belirten o lahana yaprağı gibi kart. Zeyyad Nemli ile de aralarında naif bir çekişme de var o zamanlar. Zeyyad Bey sağ cenabdan, bizimkisi sol cenabdan... Zeyyad Beyin gazetesinde (sanırım Hizmet) şöyle bir yazı çıktı benim hakkımda: “Son günlerde mantar gibi gazeteciler türedi... Birde başımıza şimdi Gürsel Hanım çıktı” (beni bayan zannediyordu herhalde) *** “Yorgunum Ustam; Ne katıksız somun isterim senden/ Ne bir tas su/ Ne taş yastıkta bir gece uykusu/ Var gücünle asıl sükunetime/ Çığlığım kopsun/ Uzat ellerini güneşe dokun/ Uyandır uykusundan/ Tut yüreğimden ustam tut/ Tut beni, sür güne...(Serkan Uçar) *** 1994’de Ayhan Kıyak abimizin Türksesi Gazetesi yazı ailesine katılmam ve o değerli kalemler; Özgün Baran, Refik Karaağaçlı’nın bana desteklerinin yanında Ustam Ömer Amcamında bana desteğini unutamam. 1996 sonrası Karadeniz Gazetesinde Ömer Amca ile birlikte yanyana olduk. Onun şimdi bile benim yanımda olduğunu hissediyorum. 2009’da kaybettiğimiz bu eşsiz hoşgörü ve tevazu insanını saygı ile anıyorum. Gelecek senelere, ‘ömer güner-AHMET ÖZER’ anma günleri olmaması, sadece ‘ÖMER GÜNER’i Anma Günü’ düzenlenmesi dileğimi ailesine iletiyorum. Bıktık artık aynı sözleri dinlemekten. Trabzon’da Ömer emice hakkında konuşacak yüzlerce kişi var. Ustam’a rahmetle... Çapulcu Ayarı Türk Dil Kurumu “Çapulcu” kelimesinin anlamına ayar çekmiş! Türk_Dil_Kurumu_logoÖnce “Başkasının malını alan, talan eden kimse, talancı, yağmacı, plaçkacı” iken Başbakanımızın “Birkaç Çapulcu” dillendirmesi ile aynı kelimeyi “Düzene aykırı davranışlarda bulunan, düzeni bozan, plaçkacı” şeklinde değiştirmiş! TDK bunun savunmasını da şu şekilde yapmış. Kelimenin daha önceki anlamı Sait Faik Abasıyanık’ın, ‘Bütün çapulcu alayı başka kasabalara gittiler’ cümlesi içindeki anlamı taşıdığını, Şu an ise Necip Fazıl Kısakürek imzalı, ‘Çapulcuların teklifine boyun eğilmesini asla kabul etmem’ cümlesinde kullanıldığı anlamı taşıdığını savunmuşlar. Haklılar. Başbakana göre düzelttik diyecek halleri yok ya! Mısır’a 150 Çöp Arabası copSağlık ve ilaç filan anlarım, Giyeceği anlarım, Yiyecek içecek yardımı yapılsa yine anlarım, Ama abi Mısır’a çöp arabası yardımı da nedir? Kimin malını kime peşkeş çekiyorsunuz arkadaş? Türkiye’de çöp arabası olmayan, olanlarında eski ve bakımsız olduğundan havayı kirletip çok yakıt harcayan onlarca, yüzlerce belediyen var. Hatta bir çöp arabası alabilmek için İller Bankası’ndan kredi çekip 10 yıl borç ödemeye çalışan il, ilçe belediyelerin var, sen gidip başka bir devlete çöp arabası hibe ediyorsun! Ulan onlar bizim ülkeden zengin, neyin hibesidir bu ben gerçekten anlamıyorum. Hayır, tamam kendi cebinizden vermiyorsunuz ama, Önce kendi ülken, Kendi vatandaşına hizmet götür ondan sonra dış ülkelere bakarsın. Mısır savunma harcamalarında dünyada zirveye oynayıp 150 çöp kamyonu alamayacak durumda ise bunun ikamesini Türkiye’mi yapmak zorunda? Manyak mısınız siz ya? Bir Trabzon Vekilinin Görevi millet_vekili.jpg_447806522Bir vekil şöyle bir açıklama yapmış: “Benim nasıl bir milletvekili olduğumu 2019’da anlayacaksınız”!!!. Benim gibi anlamayanlara ise işte şu bomba açıklamayı yapmış: “Bu şahsi bir söylem değildir. Ben milletvekili olarak aday gösterildiğimde herkes ‘bu kimin adamı’, ‘nereden geldi’ dedi. Birşey bulamadılar. Ama biri var (!) bizi biri işaret etti. Bunu herkesin bilmesine gerek yok. Biz buraya sadece mecliste milletvekilliği yapmaya gelmedik. Bir sistem oluşuyor, bir düzen değişiyor. Biz bu sistemi değiştirmekle, bu yeni düzeni sağlamakla görevliyiz. Yani 2019’a kadar çok şey değişecek. Çok güzel şeylere imza atılacak. İşte biz bunun için görevlendirildik” AKP Trabzon Milletvekili Aydın Bıyıklıoğlu’nun bu bomba açıklamasını hiç bir yorum yapmadan sizlere aktarıyorum. Görün seçtiğiniz milletvekilinin görevini... Dünya U 20’ye Hazır, Ya Biz! fifa-u20-dunya-kupasi-na-nazar-boncuklu-logo-3733611_300Arada siz değerli okurlardan önemli mesajlar alırız. Bunlardan birini de sevgili ‘süttozu’ kardeşim Rıza Selçuk Erdem’dir. Sosyal paylaşım sitesindeki sayfasına “U 20 Dünya Kupasına Trabzon Hazır mı?” diye bir soru koymuş, cevabını da kendi vermiş. Buyurun bakın Trabzon ne halde: “FİFA U 20 Dünya Futbol Şampiyonası 21 Haziran’da başlıyor. Trabzon’umuzda da Türk Milli Takımımızın da yer aldığı gurup maçları yapılacak. Peki şehrimize gelecek misafirlere hazırmıyız? Bırakın şehrimizi maçların oynanacağı Avni Aker Stadyumuna giden yollarda durum ne? İsterseniz biraz bahsedelim. Hasan Saka Caddesi kuzey bölümü trafiğe kapalı, çöken yol birkaç aydır bir türlü yapılamadı, bitirilmesi de zor. Ayasofya Kavşağının ortasında koca çukur! Tanjanttan gelen yol bitirilemedi. İnönü Mahallesinin ara sokakları deseniz kepazelik. İtfaiyenin önü ayrı bir sorun. Eski Sahil Yolundan kaldırım asfaltlanarak yol verilmiş, düzenleme çalışmaları dolayısı ile tek şerit halde. Yine Ayasofya eski Adıgüzel Fuar alanı ve kavşak moloz yığını dolu. Üstüne üstelik Ayasofya’ya çıkan Zübeyde Hanım Caddesinin kenarına çingene çadırlarını 2 günde kondurduk! Gelen misafirlere iyi bir Ayasofya hatırası sunmak üzereyiz. Daha çok yazacak alaturkalık var. Kısaca rezil olacağız. Güzel şehrim adına utanıyorum. Bunları gelecek misafirlere göstermek zorunda mıydık? İnşallah 10 günde yetiştirirlerde ben utanırım.” Hepsine katılıyorum... Bu arada anjiyo geçiren ‘süttozu’ kardeşim R. Selçuk Erdem’e geçmiş olsun diyorum. La Temel Pazulari Anutkabir’i de yıkaruz diymişler! Tamam, pen kovayi pezi vereyum. Merduvenlerden paşlasunlar yikamaya. İyi temuzlayun ula! Özlü Sözler Kaptanı usta olmayan gemiye, her rüzgâr kötüdür. Herbert
Editör: TE Bilisim