Trabzonspor’da para ve insan yönetimi konusu açılınca önüme vahim tablolar döküldü. Çoğuna inanmak istemedim. Ancak kafamı kurcalayan bana göre ciddi meseleleri de göz ardı edemedim. Biz daha evvel ki yazılarımızda temel bir tespit yapmıştık. Kulüplerimizi profesyonelce ve uluslararası standartlara uygun yönetmeliyiz demiştim. Buradan hareketle bakarsak, sorumlular kara kara böyle bir yönetim sistemine nasıl geçeceklerini düşünüyorlar. Aldığım emin haberlere göre taslak çalışmalar devam ediyormuş. Kulüpler Birliğinin önerileri bekleniyormuş. İnşallah ŞİKE yasasında olduğu gibi daha sonra pişman olmayız. Yasa gündeme geldiğinde bu konuya değineceğiz. Size problemin kökenine inerek bir örnek vereyim. İstanbul Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odasının spor bölümüyle ilgili raporundan şu çarpıcı rakamları çıkardım. Örtbas Federasyonu bütçesinden amatör bir futbolcuya eğitim amacıyla sadece 122 TL ayırıyor. Bu amatör futbolcu kardeşimiz 122 TL ile eğitim alacak. Kendini geliştirecek önemli adımlar atacak ve de kendisini profesyoneller sınıfına hazırlamış olacak. Bu çok büyük katkı ile belki de genç kardeş kendisini ithal ettiğimiz futbolculardan daha eğitimli görebilir. Ne diyeyim ağlanacak halimize kargalar bile güler. Ayni Örtbas Federasyonu profesyonel olmuş bir futbolcuya 12.000 TL kaynak ayırıyor. Amatör genç için ayrılan paranın aşağı yukarı yüz katı. ALLAH aşkına aklı eren biri bana diyebilir mi ki bu sistem doğrudur. Halbuki profesyonel bir futbolcudan çok daha fazla amatör futbolcunun bu paraya ihtiyacı var. Ne diyeyim ALLAH akıl fikir versin. Bu günlerde her şeyin yerli üretimini yapmak için kolları sıvamışız. Ancak futbolda hala en büyük ithalatçı durumundayız. Şimdi birlikte kendi insanımıza verdiğimiz eğitim değerlerine baktık. Beraberce futbolda  rakamları karşılaştıralım. Neyin rakamlarını. Aldığımız futbolcu yani ithalatını yaptığımızla yurt dışına gönderdiğimiz yani ihracatını yapığımız futbolcular arsına ki farklar nelerdir. Şöyle bir geri yaslanalım gerçeklerle yüzleşelim bakalım ki örtbasçılar nasıl böyle bir başarı öyküsünü başarmışlar. İhracatımızın ithalatımızı karşılama oranı yüzde biri bulmuyor. Demek ki futbolda yıllardır dış ticaret açığı veriyoruz. Şunu anlarım kaliteli petrol bu topraklarda çıkmıyor. Anadolu  insanının mayasında mı futbolculuk yok? Anadolu insanı bu işten anlamıyor mu? Asla kabul etmiyorum böyle bir cümle kurduğum için de fevkalade üzgünüm. Ancak bu işlerden ve işlemlerden dolayı birleri utanmalılar. Bu can ülkemin kaynaklarını hovardaca harcayanlar bilmeli ki KUL hakkı hakların en önemlisidir. Yetmişbeş milyon insanın hakkını vermelisiniz. Hepimizin eli yakanızda olacak. Ben şahsen hakkımı peşin söyleyeyim helal etmiyorum. Sevgili futbol severler. Futbol kulüplerini borçlandırıp sonra da kendisini  kahraman ilan ettirmek hevesinde olan uyanıkların düzeni bozulmalıdır. Futbol sevgi psikolojisiyle ayakta durduğu unutulmamalıdır. Şimdi birlikte mütala ederek yol almaya çalışalım. Trabzonspor 2007-2008 yıllarında ki temettü paylarını dağıtmamak için her yola başvurmuş. İşi de bu günlere kadar getirmiş. Kimse  şurasını acaba hiç hesap etmemiş mi? Bu yatırımcıların çoğu Trabzonspor taraftarı ve uyguladığın menfaatçi politikalar yüzünden bu insanların nefretini kazanıyorsun. Kaldı ki taraftar olsun veya olmasın Trabzonspor hakkında olumsuz bir algıya sahip oluyorlar. Parayı yöneteyim derken insanı kaybediyorsun. Yeri gelmişken sizinle şu kesin kanaatimi paylaşmak istiyorum. PARANIN YERİNE İNSANI Koymadığınız sürece şampiyonluk gelmez. Kulüp yönetiminde para ve futbolcu ilişkisine değinmişken şu iki konuyu da irdeleyelim. Birincisi Selçuk İnan hadisesi. Bu futbolcu Galatasaray’a gitmeden başlayan ancak Galatasaray’a gittiğinden bu yana Trabzonspor futbolcularını yalan yanlış yönlendirmekle meşgul. Trabzonspor’dan nasıl futbolcu koparırım düşüncesiyle hareket ediyor. Sevgili Selçuk yanlış yol seçme, vefasızlık  insani olarak davranışların en kötüsüdür. Fare olup çuvalın ağzı dururken dibini delme. Gün olur harman olur. Ekmek yediğin yeri unutma. Genelinde spor camiası özelinde Trabzonspor vefasızları unutmaz. Nereden nereye geldiğini bilmek bile bir erdemdir. Ancak bu çoluk çocuğa karşı değerlerimizi  elimizde tutacak insan yönetimini de beceremeyenlerin ısrarını da anlamak mümkün değil. Ne yazık ki yeni satışlar duyuyorum. Bazılarını elimizde tutamıyoruz. Kimse ne yapalım bu şehirde durmuyorlar. Gelirlerken şehir başka şimdi başka mı? Buradan şu çıkar Trabzonspor oyuncularını elinde tutacak stratejileri geliştirememiştir. Diyebilir miyiz ki aldığımız yabancı futbolculardan hangisini aldığımız fiyattan daha fazlasına satabildik. Her gün yeni bir sürprizle karşı karşıyayız. İkinci konu, zaman zaman futbol kulüplerinde türeyen ekipçilikler kulüplerin insan yönetimi olarak dikkatli takip edilmesi gerektiğini tartışmasız ortaya koymaktadır. Elbette her takımın sevdiği birden fazla lider oyuncular vardır. Ancak bu liderlikler ekipçiliğe dönüşürse takıma zarar verir. Futbolcuları yönetemezsiniz. Hele hele yetenekleri hiç mi hiç yetiştiremezsiniz. Önce hocanın iradesi düşer sonra yönetimin. Futbolcuların birbirini kıskanmalarını önleyemezsiniz. İşte futbolcuları derken bu incelikleri kastediyorum. Yıllardır görevde olmalarına rağmen hala kulübü küçük düşürücü hareketlere şahit oluyoruz. AİHM’nin ret kararını görür görmez usul yönünden reddedildiğini benim gibi çok kimse de anlamıştır. Fakat yetkili ağızlardan biri olan belki de birincisi olan Ankara menşeyli Avukat Sayın Haluk PEKŞEN son noktayı net olarak koydu. Bu dava usul yönünden reddedilmiştir. Sayın başkan şayet ilgili davaya bakan avukata ödeme yaptıysanız geri alınız dedi. Bu şu demektir. Sen ve ilgililer bu işlerden anlamıyorsunuz bizi de rezil ettiniz. Madem yol yordam bilmezsin neden kalkışırsın böyle boyundan büyük işlere. Derdimiz büyük ey HAK DERMAN YOK MU? Kulüp yönetimindeki para ve insan yönetimine devam edeceğiz. Sağlıcakla kalınız. NOT: Akhisar galibiyetinden sonra Orduspor karşısında alınan galibiyetle hem takımımız hem de camiamız moral buldu. Bundan sonraki süreçte de alınacak galibiyetlere ihtiyacımız olduğu muhakkak.

Editör: TE Bilisim