Kulakları çınlasın; sevgili babama ömür boyu şiar edinmemiz için verdiğimiz ant geldi aklımıza...

Birgün büyüyeceksiniz, kendi ayaklarınızın üzerinde duracaksınız ve nerede olursanız olun; birilerinden bayrağı devralacaksınız derdi babam.

İşte o zaman geldiğinde; şu 3 şeye dikkat etmeli ve hiçbiri ile asla anılmamalısınız diye devam ederdi.

Nedir bu geri dönüşü olmayan ölümcül 3 hata peki???

Biri MASA; diğeri KASA; öbürü ise NİSA...!

MASA demek; yani bir göreve geldiğimizde ve sorumluluk üstlendiğimizde; vebalimiz otomatik olarak daha çok olacak. Dolayısıyla ayaklarımız yerden asla kesilmeyecek, değişmeyeceğiz, bu makamı şahsi menfaatlerimiz için kullanmayıp, koltuk delisi olmayacağız. Bu 1...

KASA ise bu görev süresince para ile alâkalı hiçbir konuda nefsimize yenilip; ismimiz para ile anılmayacak. Rüşvet, para ile iş yapma, haksız kazanç, lükse tamah, ihale takibi, iş insanlarına para karşılığı iyilik vb. bütün konulara, kapılarımızı sonuna kadar kapatacağız.

NİSA da insanın isminin kadınlarla anılması; günümüzde çokça şahit olduğumuz gibi, ağzından Allah kelâmı düşmeyip, gösteriş olsun diye ibadet yapıp, insanlara dini bütün gözüküp; perdenin arkasında şehvet günahına bulananlardan sıtkımız sıyrılmış vaziyette.

Bir insanın kalitesini; hiçbirşeyi olmadığı zaman ki SABRI ve herşeyi olduğu zaman ki TAVRI ele verir.

Bilinç dışında bastırdığı bu duyguları; bir makama gelince ve eline azıcık yetki geçince, adeta infilâk eden volkan gibi patlayıp, kendini darı ambarında sanma ölümcül günahı...

Allahım duamızdır...

Üçünden de bizi muhafaza eyle...

Üçünü de kapımızdan ırak eyle...

Bizleri şaşırtma...

Şaşırıp Onlar gibi olacaksak da; hiçbir şey olmamıza müsade etme...Amin...!

Neden yazdık bunları şimdi buna gelelim...

AK Parti'nin kuruluş felsefesinde ki yoksulluk ve yolsuzluk ile mücadele ve o 4 eğilimi unutup; güç zehirlenmesine tutulanlar, fakirleri unutup altın sofralarda caka satanlar, zevk ve aleme dalıp halktan gün be gün uzaklaşanlar, isimleri rantla ve ihale ile anılanlar, makamını kendi ve çevresi için menfaat ve adam kayırma havuzuna döndürenler, 2001 de hiçbirşeyi yokken şimdi parasını koyacak yer bulamayanlar, ağzından Allah kelâmı düşmeyip yemediği halt kalmayanlar ve bütün bunlar münasebetiyle Tayyip Erdoğan'ı da zor durumda bırakıp en büyük zararı da yine Tayyip Bey'e verip; artık bize yeni Ömerler lâzım demeye mecbur bırakanlara ithafen..NOKTA .

Son bombamız da elimizde patlamış da haberimiz yok...

Babasının rektör olduğu üniversitede doktorasını da tamamlayan arkadaş; ilk önce büyükşehir belediyesinde müdür olarak göreve başlıyor.

Daha sonra aynı büyükşehir belediyesinde özel kalem müdürlüğüne atanıyor.

Buraya kadar da TAMAM değil aslında ama hadi buraya kadar TAMAM diyelim..??

1 gün özel kalem müdürü olarak görev yapan bu arkadaş; bu 24 saate demek ki 5-10 yıllık işi ve başarıyı sığdırıp, ya atomu yeniden parçalayacak yeni bir formül buluyor veya insanlık alemini refaha çıkaracak o denli önemli bir buluşa imza atıyor olacak ki; bu 1 günlük özel kalem müdürlüğü ile memuriyet hakkı kazanıyor.

Veee dahi zekâsına sahip, beyninin belki de en az %70'ini kullanabilecek kadar farklı özellikleri olan, sakalları dahi tam çıkmayan bu ulvi şahıs; Kamu Diplomasi Kurumuna geçiş yapıyor.

Şimdiiiii???

Olmasaydı hiçbir makama dahi gelemeyeceğiniz, ömrünüzün sonuna kadar vefa borcunuzu dahi ödemeye vaktinizin yetmeyeceği, sayesinde milyonların ekmek sahibi olduğu; derdi, tasası ve herşeyi Türkiye Cumhuriyeti'ni muasır medeniyetler seviyesinin de üstüne çıkarmak olan, fakir sofralarını asla terketmeyen, nerden geldiğini bir an olsun unutmayıp, sürekli halkın içinde olan, birçoklarının O'nun sayesinde adam yerine koyulduğu, gerçek bir lider olduğu tartışma konusu dahi olamayacak Tayyip Erdoğan'a reva mıdır bu???

İnsan hiç mi düşünmez bunları???

Hiç mi korkmaz Allah'tan; utanmaz kuldan...

Bütün yükü Tayyip Erdoğan'ın sırtına yükleyip; O'nun varoluşu, emekleri ve ömürlük mücadelesi sayesinde makam sahibi olanlar...

Bunun; hesap günü önlerine çıkacağını bilmezler mi???

Bu kadarı da olur mu???

Siz kim oluyorsunuz da 20 yıldır gemisinin dümeninde istikrarlı, dirayetli ve başarılı bir şekilde duran kaptanınızın gemisinin su almasına sebebiyet veriyorsunuz.

Bunun adı gayrı şımarıklıktır...

Utanmazlıktır...

Yüzsüzlüktür...

Arsızlıktır...

Sizin gibilerin bu DAVA'ya verdiği zararı kimse vermemiştir vallahi de billâhi...

DAVA sizin umrunuzda mı acaba???

DAVA kim; siz kim???

Allahım önce beni...

Sonra hepimizi ıslah etsin inşallah...!

Selâm ve muhabbetle sevgiler & saygılar