Bu yılki LGS ve YKS’ de sınavın zorluğu gündeme oturdu. Sınavın zor olması bir sıralama sınavı olan bu çeşit sınavlar için önemli değildir. Ancak öğrencilerin motivasyonu için çok çok önemlidir.

Bu yıl pandemi şartlarında okullu olmaya çalışan bu öğrencilerin motivasyonlarının düşük olması için o kadar çok neden vardı ki… Buna rağmen yetkililer, geçen yıl daha kolay şartlarda öğrencilere tanınan ayrıcalıkları tanımadılar.

Bir sıralama sınavı olan bu ulusal sınavların ortalamasının önemi yok. Ne var ki bütün bir yıl boyunca bu kadar zor şartlar altında hazırlanan bu gençlerin böylesi olumsuz bir sınavla karşılaşması, haklı olarak, onların morallerini yerle bir etmiştir. Açıklanan LGS puanları, geçen yılın neredeyse 50 puan gerisinde. Bunda öğrencilerin bir kaybı yok belki ama onların çabalarının sonucunu görmemeleri, gençlerin aklına türlü olumsuz düşünceler getirmektedir. Gençler bu duruma bakarak biz yetişkinlerin onları değersiz kabul ettiğimizi, önemsemediğimizi sanmaya başlıyorlar. Haksız değiller.

Matematik zaten zor bir ders olarak bilinir. Bu nedenle okula başlayan gençler, matematiğe karşı olumsuz bir algı ile başlıyorlar. Böyle bir algı, matematiği yapabilecek kapasitesi olan gençleri bile matematikten soğutuyor. Bu yılki sınavlar da “matematikten korkulması gerekir” yargısını ispat emek için bir fırsat sayıldı sanki. Gençlerin matematikten korkmaları, onların girişimciliklerini köreltir, onları eğitimden soğutur. Böylesi bir tutumun hiçbir pedagojik açıklaması yoktur. Bu yılki sınavlarda matematiği zor yapalım diye düşünen ve bunu uygulayanların neyi amaçladığını anlamak mümkün değildir. Geçen yıl ikinci dönem derslerinden hiç soru sorulmazken bu yıl hepsinden soru sorulmasının da bir açıklaması olamaz. Hele de bu soruların pandemi şartlarını hiç düşünmeden hazırlanmasının, gençlerin eğitim sistemine düşman olmalarından başka bir sonucu olamaz. Başarı anlamında belki bir şey değişmeyecek ama gençlerin sisteme, öğretmenlere, yöneticilere, hükümete ve özellikle milli eğitim bakanına, olumsuz bir tutum geliştirecekleri kesindir.

Soruların yeni nesil sorular olduğunu ileri sürebilirsiniz ama öğretim yöntemleri ile öğretmenlerin yeni nesil olmadığı bir sistemde, yeni nesil soruların ne anlamı var? Bırakın yeni nesil öğretim yöntemleri ile ders yapmak, uzaktan eğitim marifetiyle olduğu kadar öğrencilere bilgi aktarılmış, o kadar… Pandemi dönemi klasik eğitim sınıflarını bile bulamadığımız bir dönem olmuşken, siz olimpiyat sorusu sorarak sınav yaparsanız, kendi kendinizle çelişirsiniz.

Bu yılki ulusal sınavların matematiği zorlaştıran, sevimsizleştiren bir işlev gördüğünü rahatlıkla söylemek mümkündür. Böyle soruların hazırlanmasından maksat neydi? Bilmiyorum. Ama bildiğim bir şey var o da bu tür soruların matematiği daha da sevimsiz hale getirmesidir. Bir dersi korkulan ve sevimsiz bir ders olarak tanıtır ve öğretirseniz başarı şansınız düşürürsünüz. Bu yol gençliğimizin kendine olan güvenini saracak bir yoldur. Bir yıl boyunca hazırlanan gençlerin sonuç alamaması onların özgüven eksikliği yaşamasını doğurur. Oysa eğitimin en önemli görevlerinden biri de gençlerin özgüvenlerini yükseltmektir.

Matematiği zorlaştırarak gençlerin özgüvenini yıkmadan da öğrencilerin başarı sıralamasını gerçekleştirmek mümkün olabilirdi.

Bu yılki sınavlar, gençlerin hayatlarında önemli bir olumsuz hatıra olarak yer alacaktır. Başarsalar bile bu yılki sınavlardan başarı duygusunu yaşayamayacak gençlerin biz yetişkinlere bakışı daha da olumsuz hale gelecektir.