Osmanlı ve Selçuklu Mimarisini günümüze kadar taşıyan o mihenk taşlarıdır. Sırpların, Balkanlar’da Boşnak katliamı yaptığı 1995’li yıllardı. Tarihi Saraybosna Köprüsü ki, şimdi yeniden aynı mimarı ile yapıldı. Ancak mihenk taşına ateş edip yıkabildiler!

Derler ya, futbolda takımların mihent taşları vardır diye.

Mihenk taşları çok önemlidir.

Ekibi birbirine bağlayan kişi.

Osmanlı ve Selçuklu mimarisini günümüze kadar taşıyan da o mihenk taşlarıdır.

Sırpların Balkanlar’da Boşnak katliamı yaptığı 1995’li yıllar.

Tarihi Saraybosta Köprüsü ki, şimdi yeniden aynı mimarı ile yapıldı. Sırpların ısrarla yıkmak istedikleri UNESCO kültür mirası.

O eserin sağına soluna top mermileri attılar ama köprüyü yıkamadılar.

Sonra ortasındaki mihenk taşına ateş açtılar ve köprü sulara gömüldü.

TRT’de devam den Abdülhamit dizisi var. O dizi sıradan bir dizi değildir,

Bakın izleyin Abdulhamit’in attığı her adımın önünü kesmeye çalışan, tren yolunu yaptırmak istemeyen posta hatlarını çektirmemeye çalışan İngilizler var, Ruslar var ve Yahudiler var.

Okların tamamı kime?Mihenk taşı olan Abdülhamit’e!

Önce öldürmek istiyorlar. Sonra da Selanik’e sürgün ediliyor.

Abdülhamit Han’ın sürgününe uğraşanlar. Onu  devrimek isteyenler binlerce kez pişman oluyorlar. Ama faydasız, iş işten geçti ve sonra kendileri de idam sehpalarını boyluyorlar!

Selanik’te Abdulhamit han’ın oğluna bir Yunan çocuk geliyor, demir parmaklılakların arkasından ‘Yenik Osmanlı’ diyor.

Sevgili okurlar,

Asla ama asla siyasi bakmıyorum.

Bugün Türkiye’ye yönelik yapılmak istenen bu.

Eğer  tüm yabancı güçler bir olmuş, Aynı noktaya ateş ediyorlarsa, aynı noktaya vuruyorsa mihenk taşıdır hedef. O mihenk taşını yıkarsak  Türkiye’nin her yerini yıkarız.

Yeniden yabancı ajanlar Genelkurmayın koridorlarında cirit atar,

Yeniden mahkemeler onların istediği kararları verir.

Yeniden Türkeye’nin milli silah fabriklarını kapattırırlar.

Yeniden partileri kapattırabilirler.

Mihenk taşına, yani Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a açılan her ateş aslında ona değil Türk Milletinde bir yara açmak demektir.

Demokrasilerde seçimler vardır. Yarışlar vardır. Her zaman olacaktır.

Tayyip Erdoğan’da bir gün yenilecektir.

Ama 2023 beklenmeden saldırmak, yıkmak, dışardan destek istemek!

İşbirliği yapmak doğru değildir.

Dün Can Ataklı’nın söyledikleri nedir öyle. Gazeteciliğe, insanlığa sığar mı?

‘Darbe yapılamayacak gibi, Erdoğan doğal afetlerle gönderilir’

Sonra da basın özgürlüğü yok ha!

En son Kömürhan Köprüsünün hizmete açılışını izledik. O nehirlerde onlarca insan sallarda boğuldu. Baraj göllerinde kayboldu.

Şimdi dünyanın en modern köprüsünü yaptı o bölgeye. Her adımda hizmet var.

Ama çıkıp, ‘hayır bir şey yapmadı, yapsa da biz yapmadı sayıyoruz’ dersen o zaman kime hizmet edersin.

Bende zaman, zaman keşke şu şu kurumları özelleştirmeseydi diyorum.

Fındığı 25’den sattık bu yıl. 3.5 dolar. 2 dolar bile etmediği zamanlar oldu.

Devletin hazinesi sıkıntıda ise bunun sebebi desteklemelerdir. Bunu sebebi dul ve yetimin köyünde garip kalmamasıdır. Pandemide karşılıksız dağıtılan paralardır.

Onun için siyaset yapalım. Rekabeti yapalım ama asla Türkiyeye hizmet etmek için gecesini gündüzünü birbire katan bir kişiyi dışardan da destek alıp düşmanlık yapmaya çalışmayalım.

Sonra Abdülhamit’e kumpas kuranlara yardıml eden Osmanlılar gibi oturur kara, kara düşünürsünüz!

O zaman Ülkeniz de olmaz, bayrağımz da olmaz.

Not: (Değerlendirmemde sayın İskender Önal’ın paylaştığı bir videodaki konuşmadan yararlanılmıştır.)