Tayyip Erdoğan'ın İstanbul Gençlik Kolları'nda yıldızı parladığında ve akabinde İstanbul İl Başkanı olduğunda da; Milli Görüş içerisinde Erbakan Hoca'ya yakın olan kemik bir kitlenin, aslında olmaması gerektiği hâlde bu yükselişten son derece rahatsızlık duyduğunu biliyoruz.

Neden; olmaması gerektiği hâlde

Cevabını da büyük üstad Victor Hugo'dan alalım o zaman. Ne diyor üstad ?

Kendi ışığına güvenen; başkasının parlamasından rahatsızlık duymaz..Duymamalıdır da...!!!

Çünkü devletin bekası, idaresi ve menfaati her türlü ilişkiden ötededir.

Duruma bir de Milli Görüş ağzıyla; din, inanç ve hakikat tarafından bakarak, uhrevi bir yorumla konuyu tam anlamıyla netleştirelim o vakit.

"Kul plân yapar; Yaradan bir köşeden, Kader de bir diğer köşeden gülermiş!!!

Yani tabiatın, yaradılışın ve varoluşun önemli bir dengesinin olduğunu; en iyi Milli Görüş Akademisi'nde yetişen kardeşlerimizin bilmesi gerekir.

Zira din, inanç, namaz, Allah kelâmı hususlarında; her daim bilgileri ve söyleyecek sözleri daha çok olan Onlar...!

Çünkü nefsimize yenik düşerek plân yapmak, bu plânın olması için bütün yolları mübah saymak, hattâ 1 adım ileri gidecek olursak da; bu plânın gerçekleşmesi için bütün nifak tohumlarından çıkar sağlamak, fitne günahını işin içine çekmek; gaflet hatta delâlet için de bulunmanın ta kendisidir.

Milli Görüş meşrebinde ki insanlarda daha da irite durması gerektiği hâlde; Tayyip Erdoğan'ın Refah Partisi'nde sokulduğu durumun özeti tam da buydu.

Hattâ İl Başkanlığı görevinden sonra lider özelliklerine ve sağlam bir iradeye sahip olduğu tamamen anlaşılmış olacak ki; Tayyip Erdoğan'ın milletvekili olması, o zamanın Milli Görüş ağabeylerinden Oğuzhan Asiltürk tarafından engellenmişti.

Şimdi soru şu???

Dini değerlere ve inanç olgusuna sürekli atıfta bulunulan bir siyasi partide; bu tarz nefsi emmarelerin bulunması, müslüman olma şuuru ve bilinci ile bağdaşır mı ???

O zaman bunun adı kul hakkına girmek olmaz mı?? Ki bunu bir diğerine yapan; müslüman kardeşim diyen bir şahıs...???

Kaldı ki o zaman; sadece kendilerini dindar, inançlı, imanlı ve Allah'tan korkan zatlar olarak ilân edip, diğerlerini dinsizlikle, inançsızlıkla ve itikatsizlikle suçlamak son derece komik, basit ve hiç de inandırıcı gelmiyor açıkçası.

Üstüne üstlük Tayyip Erdoğan'ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığının önünde ki engel; her daim Erbakan Hoca'nın etrafında olan bu güruhtu.

Ve bu yolculuk en nihayetinde son bulacak; bir sonra ki eğitim, gözden geçirme ve Ak Parti'nin temellerini atma mekânı ise; Pınarhisar Cezaevi olacaktı...!!

Şimdi gel gelelim bu kadar kalem cambazlığı yapmamızın ana arteline

Başından bu denli ders niteliğinde ibretlik olaylar geçen; dindarlığı, inancı ve itikati sadece kendilerinde olan bir özellikmiş kıvamında algılayan ve diğer zümreye de dinsiz gözüyle bakan bu adı geçen Refah Partili kardeşlerimiz, (muhakkak ki sözümüz sadece takiyye yapan cenahadır, her cemiyette olduğu üzre; içlerinde çok ama çok değerli olanlar var çünkü) dillerinde sürekli Allah kelâmı olduğu halde ve günde 5 vakit Allah'ın huzuruna çıktıkları hâlde, nasıl olur da kul hakkına tecavüz etmek gibi en affedilmeyen bir günahı, Tayyip Erdoğan kardeşlerine reva görürler.

O zaman an itibariyle duamızdır...

Allah inşallah Tayyip Erdoğan'ın ferasetini, basiretini, dirayetini daim kılar da; yıllar önce Refah Partisi'nde defalarca önünün kesilmesi girişimlerini gözlerinin önüne getirir ve tıpkısının aynısının lacivertini İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya yapmaz...!!!

Zira Süleyman Soylu isminin tüm Türkiye'de karşılığı olduğunu görmemek için ya kör olmak gerekir, ya kötü niyetli olmak gerekir, ya da insanın basiretinin, dirayetinin ve ferasetinin bağlanmış olması gerekir.

Kaldı ki terörü bitirme noktasına getiren, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerini Türkiye ile bütünleştiren, bu bölgelerde huzur ve refah ortamının olmasını sağlayan, artı olarak uyuşturucu çetelerini çökerten ve üstüne üstlük sokak mafyasını ülkeden temizleyen; istikrarlı, başarılı, cesur ve yiğit bir vatan evlâdından bahsediyoruz.

Birilerinin üflemesiyle, itelemesiyle ve torpili ile bakanlık mecrasını meşgul eden; donanımsız, yetersiz ve kabiliyetsiz bir zat değil üstelik.

Evet bunu söylerken bazılarınız belki de bize kızacak ama gerçeği ve hakikati söylememek; kendimize, duruşumuza ve varoluşumuza yapacağımız en büyük saygısızlık ve ihanet olur ???

Süleyman Soylu isminin Ak Parti Genel Merkezinde ve delege bazında karşılığı olmayabilir. Zira Tayyip Erdoğan'ın da; Erbakan Hoca'ya ve genel merkeze rağmen haklı davasında sonuna kadar mücadele ettiğini, yıllarca beraber siyaset yaptığı yol arkadaşları ile ayrı düştüğünü, sürtüştüğünü, fikir ayrılığına düştüğünü, Milli Görüş kaçakları olmakla suçlandığını ve genel başkanı ile genel merkezin bütün engellemelerine rağmen; Allah'ın adaleti, nasibi ve istemesi neticesinde önce seçilme hakkını tekrar kazandığını, akabinde ise Başbakan ve T.C tarihinin ilk seçilmiş Cumhurbaşkanı olduğunu, bu realiteyi yok saymakta ısrar eden herkese itina ile hatırlatırız...!!!

O yüzden; illâ Tayyip Erdoğan'dan sonra gelecek kişi şu kişi olmalı, şu zümreden gelmeli, hattâ daha açık söylemek gerekirse muhakkak Milli Görüş tandanslı olmalı gibi plânlar, projeler yapmak ve bütün hazırlıklarını da bu oluşuma adamak demek; haşaa Allah'ın sözünü, nasibini, iradesini ve hikmetini yok saymak demek olacaktır...!!!

O yüzden lütfen akışına bırakın ve her zaman olduğu gibi son sözün milletin takdiri ile Allahü Tealâ'nın iradesinde olduğunu, akıbetin ve olacağın zaten şimdiden belli olduğunu, her türlü direniş ve çırpınmaların dahi bu sonucu değiştiremeyeceğini artık anlayın...!!!

İsteseniz de istemeseniz de; bunu yapmaya mecbursunuz...!

Tayyip Erdoğan'dan sonra gelecek ismin illâ Milli Görüş tandanslı olması için harcayacağınız enerjiyi ve ettiğiniz duaları; "Allah, Devlete kim daha çok fayda sağlayıp katma değer verecekse ve bayrağı kim daha da yukarı taşıyacaksa O olsun’ diye dua ediniz ve bu şiarda saf tutunuz.

Zira 1 tek Türkiye var...!!!

Ve Devlet ebed müddet devam etmek zorunda...

Haliyle; devletin akıbeti, her türlü ve en özel yakın ilişkilerimizden, önemli ve de öndedir...

Bilmem anlatabiliyor muyuz.

Selâmlar & Sevgiler & Hürmetle