Dünyayı zorlayan Pandemi sebebiyle ekonomimizde de sıkışmalar oldu.

Üretim ve ihracaat düştü. İçerdeki turizm gelirleri 3’te birin altına indi.

Sadece Trabzon’a gelen yıllık 500 bin körfez ülkesi turisti gelmez oldu.

Devletin Maliye ve Hazinesine giren vergi gelişleri azaldı.

Böye bir dönemde bir de yabancı sermaye çekilmek için borsada ciddi satış yaptı.

Maksak Türkiye’ye darbe, Hükümete darbe.

Haliyle Dolar, Avro yukarılarda gezmeye başladı.

Türk iş insanları Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çağrısından önce tam 6.1 milyar dolar bozdurdu.

Güzel bir dayanışma gördük.

İddiaya göre, Bankalarda Vatandaşların ve Şirketlerin toplam yabancı mevduatı 260 milyar doların üzerinde.

Dedik ya, son 10 yılda Devlet fakirleşti, vatandaş zenginleşti.

Tabi ki o zenginleşen vatandaş  çalışan ve emekli kesimin dışındakiler.

Devletle iş yapanlar,

Devletin ihaleleri ve taşeronlukları alan firmalar.

Onların arasında kendi fabrikasında üretim yapan ve dışarıya satış yapan özel sektör de yok değil.

Ama genelde uç zenginleşme devletin sırtından oldu.

Yine de böyle bir dönemde 6.1 milyar dolarlık döviz bozdurulması iyi niyetli bir adım olarak değerlendiriyorum.

Türkiye’nin farkı, Mutluluk ve üzüntülerini paylaşabilmesidir.

Bütünleşmesidir.

Bundan sonra yapılması gereken kenetlenmektir.

Diğeri, Tasarruftur.

Maalesf bu yapılamıyor.

Devletin güzelim binaları varken Bakanlıklara, Genel Müdürlüklere son 15 yılda öylesine devasa binalar yapıldı ki,

Öylesine binalar kiralandı ki,

İnsanın aklı kaçar!

Yine Araç filoları alındı.

Bir yerden başlamak ve gerçek bir tasarrufa girmek lazım.

Yeni kabinenin yapması gereken ağırlıklı iş üretimi teşvik ve tasarruftur.

Ve liyakattır. Hamza Yerlikaya’nın Vakıfbank Yönetim Kurulundan ayrılması.

yine Abdulkadir Aksu’nun dışardan bağımsız üye yapılarak Yönetim Kurulu başkanlığını bırakması liyakat adına önemli bir adımlardır.

KAYA VE KÖPRÜ

Dün Trabzon CHP Milletvekili Ahmet Kaya’yı görünce ta 1986 yılının 23 Nisan Tarihine gittim.

22 Nisan günü idi. Değrimendere Deliklitaş ile Bostancı  ve Sanayi mahallesini birbirine bağlayan asma bir köprü vardı. Her gün o köprüden geçen Çocuklar Atatürk ilkokulan gelir ve akşam dağıldıklarında da geri döner büyük korku yaşarlardı..

Onların yıkıldı yıkılacak denilen köprünün üzerinden yürüyüşlerini haber yapmış ve 23 nisan gazetsinin manşetine ‘Onlara bayram yok!’ diye atmışmış. Sonra o bölgeye iki ayrı köprü yapıldı.

Dün de Ahmet Kaya da İncesu köyündeki köprüyü dile getirdi ve tehlikeye vurgu yaptı.

Bir milletvkilinin yapıcı ve toplumsal muhalefeti önemlidir ve görülmeye değerdir. Ahmet Kaya da bunu yapmaya çalışıyor.

Trabzon Büyükşehir Belediyesi ve Ortahisar Belediyeleri en kısa sürede çözüm bulacaktır.