Okullarda serbest kıyafete geçilmesine ilişkin değişiklik tartışmaları uzun süre tartışıldıktan sonra tek tip elbiseden vazgeçilmiş görünüyor. Bu yazı da bu tartışmalardan biri olmayı amaçlıyor.

“Tek tip elbise, tek tip düşünceyi getirir mi?” sorusu tartışılmaktadır. Görünen o ki, tek tip elbise, tek tip düşünceye sebep olmaktadır. Ne var ki tek tip elbiseden vazgeçilerek okullarda çok çeşitli düşüncelerin hayata geçirildiği söylenemez. Çünkü bu eğitim sisteminden geçenlerin çoğunluğu, aynı düşünceye sahip; serbest kıyafet, okullarda disiplinsizliği ve sosyoekonomik dengesizliği gün yüzüne çıkaracaktır(!) Nitekim bir sendikanın bu konu ile ilgili yaptığı araştırma sonuçları, tam da bu yazının başlığına “evet” dedirtecek türden sonuçlardır. Eğer bir yeniliğe hep aynı gerekçelerle karşı çıkılıyorsa, burada herkesin aynı şekilde düşündüğüne hükmedebilirsiniz. Bu hüküm de eğitim sisteminin görevini iyi yaptığı anlamına geliyor.

Konu ile ilgili tartışmalardan biri de, serbest kıyafete geçilirken halka sorulmadığı hususudur. Doğru, sorulmadı. Ama tek tip kıyafete geçilirken de kimseye sorulmadı ki!.. Zaten halka sorulma işi eskiden yoktu; yeni çıktı. Bu da yenileşmenin bir boyutu olarak değerlendirilebilir. Ama her şeyi de halka sormak ne kadar doğru? Serbest kıyafet, bir disiplin aracı olarak kullanılageldi, ama okullardaki disiplin durumunu bilenler bilir! Bugün sınıflarda öyle şeyler oluyor ki, onları buraya yazmama terbiyem müsaade etmez. Hani tek tip kıyafet okulları disipline ediyordu? Tek tip kıyafet, bir disiplin aracı olarak kullanılamaz, kullanılmamalı!

Ama serbest kıyafet de okulları disiplinsizliğe götürmemelidir. Burada öncelikle okul müdürlerine büyük görevler düşmektedir. Okul müdürü, liderliğini kullanarak okulda karşılıklı sevgi ve saygı içerisinde bir otoriteyi tesis etmek zorundadır. Aynı şekilde öğretmenler de serbest kıyafeti, öz disiplini tesis edecek bir biçimde kullanabilme becerisi göstermelidirler. Serbest kıyafet, çocuk ve gençlerin nerede ne giyeceklerine ilişkin bir bilinç kazanmaları için önemli bir fırsat olarak değerlendirilmelidir. Eğitim ilkelerinden biri olan “özgürlük” kapsamında düşünülebilecek serbest kıyafet, yine bir eğitim ilkesi olan “otorite” ilkesi ile birlikte işe koşulmalı ve böylece bir taraftan özgürlük varken, bir taraftan da disiplin tesis edilmelidir. Tek tip kıyafet belki sadece otoriteyi görünüşte sağlayabilir, ama özgürlüğü asla sağlayamaz. Sağlanan otoritenin de “otoriterliğe” dönmesi işten değildir. Nitekim de öyle olmuştur. Otoriter öğretmenleri hayır ile yâd eden kimse var mı? O halde neden öğretmenlerin otoriter olmaları için çabalıyoruz? Otoriter öğretmen, daha çok görünüşe takılan, en küçük bir görüntü yanlışlığına tahammül edemeyen, sınıfta “tek adam” olduğuna inanan bir öğretmen tipidir. Böyle bir öğretmenin sınıfında herkes tek tip elbise giydiği gibi, herkes de aynı şekilde düşünmek zorundadır! Mesela bir matematik problemini kendisi nasıl çözmüşse herkes öyle çözecektir; problemin başka bir çözüm yolunu deneyen öğrenci yanmıştır! Bu durum, herkesin “tek tip düşünmesi” gerektiğini zorunlu kılmaktadır. Demek ki, görünen o ki, “tek tip kıyafet”, “tek tip düşünen” insanların yetişmesine sebep olur!

Okullardaki bugünkü durumun bir disiplinsizlik göstergesi olarak ortaya çıktığını itiraf etmek gerçeği teslim etmek olacaktır. Okul disiplini her türlü aşırılıkla “disiplinsizliğin” açıkça görüldüğü bir durum haline gelmiştir. Anlaşılan o ki, biz “orta yolu” bilmiyoruz. Oysa bizim kültürümüzde her türlü aşırılık kötü, orta yol iyidir. Disiplini salt “elbise” ile şekillendirmek de doğru bir yaklaşım değildir. Ne var ki okullardaki bu elbise karmaşası okulların disiplinine olumsuz bir şekil vermektedir.