Başkanlar, 2 gün boyunca İBB tesislerini gezdi, iştirak şirketlerinden sunum aldı ve şantiyelerde incelemelerde bulundu. Florya’daki İstanbul Planlama Ajansı (İPA) Yerleşkesi’nde gerçekleşen toplantıda, İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu da hazır bulundu. Başkanlara hitaben konuşan İmamoğlu, sözlerine, İPA’nın kuruluş amacını aktararak başladı. “Bir kentin bugününü tespit edememişseniz, ‘Ne durumdayız? Hangi koşullardayız’ diyemezseniz, geleceğinizi de tasarlama veya planlama şansına sahip olamazsanız” diyen İmamoğlu, şöyle konuştu:  “İstanbul’un, ‘Bugün neredeyiz’ diyen bir envanteri yok. Ne yazık ki yok. İstanbul, son 15-20 yıl içinde o kadar başlı bir sisteme dönüşmüş ki; kimin, nerede, ne yaptığı, nasıl çekiştirdiği belli değil. İstanbul’da İBB’den habersiz, hiç bilgi vermeden planlama yetkisine sahip 9 ya da 10 kurum var; İller Bankası, TOKİ, Şehircilik Bakanlığı, Özelleştirme Daire Başkanlığı gibi. Bir Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle bilmediğimiz usullerle de bu mümkün olabiliyor. Akşamdan sabaha bir kalkıyorsunuz, geçmişten bugüne bir kültürel tesis alanı veya sosyal donatı alanı olan bir bölümde 20-30 katlı binaları görebiliyorsunuz; bir anda. Bu değişim ve dönüşüm, elbette ki İstanbul’a yapılan en önemli ihanet biçimiydi. Bu pervasızlığın, bu koordinasyonsuzluğun İstanbul’a yarattığı travmanın, belki bugün bir kısmını hissediyoruz ama ilerleyen yıllarda daha da acısını yaşayacağız. Bunu engellememiz lazım.”

“TARİHİ BİR MİSYONUMUZ VAR”

Yaşanan zor günlerde görev alan insanlar olarak tarihi bir misyonları olduğunun altını çizen İmamoğlu, “Bu zor koşullarda mücadele edip, başarmak da hepimizin sorumluluğu” dedi. Yerel yönetimlerin 21’nci yüz yılda öne çıktığı noktasında inanç birliği bulunduğunu sözlerine ekleyen İmamoğlu, dünya nüfusunun yüzde 80’i aşan bir bölümünün şehirlerde yaşadığı bilgisini paylaştı. Bu kapsamda kendilerine yeni görevler düştüğünü kaydeden İmamoğlu, dünyanın farklı kentlerinin yerel yöneticileri ile yaptığı görüşmelerden örnekler verdi. Bu sürecin “yeni nesil belediyecilik” kavramını beraberinde getirdiğini aktaran İmamoğlu, “Bu kavramın içinde, kesinlikle insan odaklı bir süreç var. Kesinlikle çevreye, doğaya duyarlılık… İklim değişikliği, dünyanın en büyük tehdidi. Hepiniz, kendi yörelerinizde yaşanan iklim değişikliklerinin şahidisiniz. Her konuya muhatap, her konuya çözüm arayışı olan, katılımcı, insanları içine katan karar alma mekanizmalarını hayata geçiren bir yerel yönetim anlayışı olmalı” diye konuştu.

Editör: TE Bilisim