İşte o diyalog:

- Ahmet Kaya: “Nasılsın iyi misin?”

- Emekli Vatandaş: “Sağol hoş geldiniz.” 

- Ahmet Kaya: “Nasıl halin?”

- Vatandaş: “Böyle bir sıcakta Trabzon’da ne işiniz var? Gidin yaylalara.”

- Ahmet Kaya: “Emeklinin durumu nasıl?”

- Vatandaş: “Ya samimiyetimle bir şey desem inanır mısın? Vallahi de billahi de. Ben televizyona meraklıyım, hep bakıyorum. Duygulanacaksın belki dediğime. Belgeselde o aslanların maslanların ceylanları yiyor ediyor, onların yediği ete imrenmeye başladım inanır mısın?
Üç çocuğum var ölüsünü öpeyim yalan söylüyorsam.
Dün evde salata yaptım, hanım köyde. Salatayı yerken gözlerim doldu ağlamam geldi. Niye? Allah şahidimdir. Dedim Allah’ım ben bu salatayla doyuyorum, acaba benim çiftçi kardeşim bunu bana zararına mı verdi de benim karnım doyuyor? Vebale kalıyor muyum diye düşünmediysem Allah zarar etsin beni.”

- Ahmet Kaya: “O senin temiz yüreğinden abi.”

- Vatandaş: “Ama aslanlara imrendim, o ceylanları yiyor ya bize nasip olmuyor o etleri yemek.”

- Ahmet Kaya: “Et alamıyoruz yani artık.”

- Vatandaş: “İmrendim onların yediği ete. Doğru mu diyorum bilmiyorum?”

- Ahmet Kaya: “Of! Maalesef o hale geldik.”
 

Editör: TE Bilisim