İşte Çakıroğlu’nun açıklamaları:  ‘HDP 4’üncü Olağan Kongresi'nde Pervin Buldan ve Mithat Sancar HDP Eş Genel Başkanları seçildi. Eş başkanlığı bugün bırakan Sezai Temelli "Sizler sayesinde heval Sezai oldum" derken, Eşbaşkan Pervin Buldan "İdlib'den çıkışın yolu Dolmabahçe" ifadesini kullanarak, çözüm sürecine işaret etti. Mithat Sancar ise "Barışı, adaleti inşa etmek için zaman gelmiştir. Yeni yaşamı, özgür yaşamı, demokratik zamanı inşa edin. HDP şimdi inşa yolundadır" mesajını verdi. Yani. Hdp yeni değişikliklerle ve farklı söylemlerle artık demokrasinin bir parçası olarak görülmek istediğini belirtti. Ama biz onların süslü sözlerine bakmıyoruz çünkü biz onların çiğerlerini biliyoruz.. Bundan sonra gayri resmi değil resmi seçim ittifakları yapacaklarını,özellikle Chp'nin kendileriyle işbirliği yapma konusunda daha cesaretli olması gerektiğini vurguladılar.

Özellikle çözüm süreçinde söylenen kardeşlik türkülerini, dökülen gözyaşlarını ve ayaklar altına alınan devlet itibarını zannedersem hatırlatmaya, derinlemesine anlatmaya gerek yok.

Fakat bu süreç sonunda, sebebiyle verilen bine yakın Şehitin acısı hala yüreğimizde ve bu acı hep  yüreğimizde olacaktır. Bütün Şehitlerimizin acıları , hergün yeni acılarla birleşerek.

Onun için ikidebir eldiven takarak ellerindeki kanı gizleyenler bu ülkenin kolay aldananları üzerinden yeni bir algı operasyonuna başlamışlardır.. Anayasaya ve Ceza Kanununa aykırı olmasına rağmen iki toplumlu sistemlerde geçerli olan eş başkanlık sistemini akıllarınca işleterek ve ikidebir eş başkan değiştirerek "ha Ali Veli ha Veli

Ali” misali iyi çocukculuk oynamaktadırlar.. Ve ülkenin taşıyıcı partilerinin kazanmak için her yolu mubah görebilecekleri yönündeki baskın kanaatleri var. Siyaset seçim kazanmak için her yola sapabileceği ve herkesle resmi gayri resmi ittifak yapabileceği yönündeki güçlü yansımayı,güçlü yanılmayı yoketmelidir. Herkes millilik noktasında  kararlı ve dik durmalıdır. Aksi yönde gidilen yol, bırakılan iz ve yarım ağızla söylenenler ülkenin    geleceğini yok etmektir. Bu bağlamda son günlerde  gündem olan Ozan Ceyhun'un Viyana Büyükelçisi atanması konusunu da vurgulamak isterim. Biz yargıç değiliz ve muhakkak ki kesin yargı kararı olmadan kişiyi katil veya Ermenici olarak adlandıramayız. Ancak millilik konusunda hassasiyet gerekli derken esasen bunlara da değinmek gerek. Ozan Ceyhun Almanya’dan tanıdığım bildiğim ve bütün gayri milli unsurlarla, yapılarla ,örgütlerle yakın ve ilişkili bir kişi olarak bilnmektedir. Milliyetçi olan birilerinin bu kişiye sahip çıkması , milliyetçilik çizgisine girmeye çalışan birilerinin de bu kişinin atamasını yapması hayretlik, ibretlik bir durumdur.’
 

Editör: TE Bilisim