Dünyada futbol, toplumsal eşitsizliğin ve ona eşlik eden ideolojilerin yeniden üretildiği bir alanı oluşturur. Yani hangi ideolojiye hangi etnik yapıya ve hangi ekonomik düzeye sahip olursan ol futbol takımı taraftarlığı normalde sosyolojik olarak aynı yerde bulunması mümkün olmayan insanları birleştirir.

Taraftarı oldukları futbol takımından başka bir şey olduğunda hayatın hiçbir alanında bir araya gelemeyecek bu insanlar, futbol karşılaşmalarında can ciğer kuzu sarması olurlar. Hepsi aynı dükkandan alınmış formaları giyerler. Kendisine yarattığı bu konforlu alan üzerinde bir üst kimlik olarak gördüğü taraftarlığı diğer takımlarla rekabet içerisinde sürekli bir mücadele içinde bulunurak takıma bağlanırlar. Aslında endüstriyelleşen futbolun öznesi haline geldiklerini anlamazlar bile. Artık futbol, futbolcu ve oynanan oyun bir ürün taraftar da bu ürünü satın alan müşteridir.

Fakat Trabzonspor ve taraftarı için sanırım bunun çok çok ötesinde bir sosyolojik gerçeklik var. Trabzonspor taraftarlığı Taşradan gelip İstanbul'un semt takımlarının başarıları ile avunarak kendisine kimlik arayanların değil bizzat kendi kimliğiyle yarışan mücadele eden ve bu yarışı defalarca kazanıp Türk futbolunda ihtilal yapan bir şehir takımıdır. Bu yüzden  sahipleniş şekli sadece başarıya endeksli değildir. Kulüple taraftar arasında faklı bir aidiyet ve bağ vardır. Bu bağ sosyolojik olarak ötekilenen hor görülen insanların müesses nizamın kendisine biçtiği rolü kabul etmeyip ayağa kalkıp mücadele edecek tüm gücünü aktarabildiği alandır. Kendi başaramadıklarını başaran bir kahramana dönüştüren de o motivasyondur. Kazım Koyuncu'nun deyişiyle ”Trabzonspor’u tutmak sadece o yörenin çocuğu olmakla açıklanabilecek milliyetçi bir davranış değildir. Benim için Trabzonspor, en güçlülere karşı koyan ve herkesi yenen hayali kahramandı. Öyle bir kahramandı ki statükoyu bile devirmişti.” Kulübün arkasında binlerce yıllık medeniyet birikimi ve kültürü var. Birde buna rakipleri ile arasındaki mücadele kültüründeki farklıkta eklenince taraftarın takımı sahiplenişininde henüz adı konmamış ideolojik bir temel olduğunu da görebiliyoruz.

Son iki asırda parayı, gücü kontrol eden memlekete taş yağsa umurunda olmayan bir kesim var bunlar Boğaz ve çevresinde otururlar. Anadolu vergi versin askerlik yapsın ama onun dışında esamesi okunmasın derler. Trabzonspor taraftarlığının arka planında oluşturduğu sosyoloji Trabzonspor'un  Mücadelesi ve başardıkları ile Dünyanın her yerinde milyonlarca taraftar kazanmasına sebep olmuş, Anadolu’nun direniş kahramanları Kuvva-i Milliyeye benzetilme sebebi ile aynıdır.  İstanbul’a sahip olan yerleşik düzenin, bürokratik oligarşinin ve uluslararası sermaye düzeninin Anadolu halkı üzerindeki büyük psikolojik tahribatı karşısında Şampiyonlukların üç takım arasında pay edildiği, herşeyin süt liman gittiği, hiyerarşinin zerrece sarsılmadığı zamanlarda ortaya çıkıp tüm yerleşik hüküm kuralları bozan, başarı, mutluluk ve övüncün İstanbul dışına çıkmasını sağlayan, Anadolu insanının da bir şeyler başarabileceğini defalarca kanıtlayan bir  takım olması Trabzonspor'un sahiplenişin en büyük sebebi olsa gerek.

Aslında içinde olduğumuz ve yaşadığımız için anlamıyoruz ama Trabzonspor'un şampiyonluğu çok büyük bir olay başardığı ise bir devrim niteliğinde. Hemde bunu ilk Şampiyonluğundan farklı olarak futbolun endüstriyelleştiği zamanda başarmanın çok zor olduğu bir dönemde başarmak çok daha görkemli. Çünkü Bir çok yönden diğer camialarla kıyaslanmayacak kadar geride olan Trabzonspor'un camia büyüklüğü, lobi gücü, sponsor gücü gibi dramatik farkların yanında Federasyon ve MHK deki negatif ayrımcılık yüzünden hiç bir şekilde adil olmayan bu yarışta daha önce bir çok kez bu övüncü kazanmayı hak etmiş olduğu halde Türk futbolundaki kirli düzen buna müsade etmemişti. Cumhuriyetimizin kurucu lideri Gazi  Mustafa Kemal Atatürk'ün dediği gibi "Artık İstanbul, Anadolu'ya hâkim değil, tabi olmak mecburiyetindedir". O yüzden bu görkemli Şampiyonluk bence tarihi değiştiren büyük bir devrim niteliğinde.

Her zaman söylediğim gibi, Türkiye'de şampiyon olmak için 10 kriter varsa Trabzonspor bu kriterlerin 11 ini de yerine getirmek zorunda. Üç İstanbul takımı için bu kriterlerin beşi altısı yetiyorken Trabzonspor bu kriterlerin 9'u ile bile duvara toslayıp müesses nizam tarafından Şampiyon olmasına müsade edilmedi.

Bu yıl çok ciddi hazırlık yapıldı. Önceki hatalarından ders çıkaran ve sürekli gelişim içerisinde olan Başkan Ahmet Ağaoğlu, Sezon öncesinde Abdullah Avcı tarafından gerekli rapor dahilinde bir kadro mühendisliği yaptı. Bu önemli bir riskti bugüne kadar hiç bir hoca böyle bir insiyatif alamamıştı. Abdullah Avcı su istedi başkan Ahmet Ağaoğlu çeşme yaptı. Bu planlama ve kenetlenme sayesinde bu büyük başarının temelleri aslında sezon başında atılmıştı.

Teknik direktör Abdullah Avcı  Trabzonspor'un ve benim Türk futbolundan alacağı var söylemi ile Trabzonspor'u ne kadar içsellestirdiğini gördük. Abdullah Avcı, Futbolu motivasyon dan öteye geçiremeyen hocalardan farklı olarak belli bir zaman ve süreç gerektiren bir sistem, felsefe ve kültür vaadettiğini gördük. Birkaç farklı oyun sistemini aynı maç üzerinde oynatıp çalışan, sabırlı, oyunu kilitleyen topun sahibi olan pas oyununu ve kadronun eksikleri ve özellikleri ile hareket ederek taktik varyasyonlarla, oyunun felsefesi ve mentalitesini oluşturarak, oyun içinde fizik ve teknik yetersizliği, ürkekliği, gayesizliği ortadan kaldırabilecek bir sistem, felsefe geliştirerek bunu başardı.

Trabzonspor’un şampiyonluk kutlamalarının görüntüleri, hayranlıktan bütün dünyanın ağzını açık bıraktı. Görüntüler paylaşım rekorlarları kırdı ve kırmaya da devam ediyor. Fatih'in fethettiği, Yavuz Sultan Selim'in yönettiği, Kanuni'nin doğduğu, 4000 yıllık medeniyet şehri Trabzon'dakilerin sadece kemençe ve horon oynayan İnsanlardan oluştuğunu sananların yanıldığını görmesi için Trabzonspor'un Şampiyon olması lazımmış.

Yıllardır çalınan övüncünü büyük bir özlemle karşılayan, Trabzonspor taraftarı Şampiyonluğu tüm dünyada gövde gösterisine dönüşecek büyük bir asaletle kutladı. Artık hep sen Şampiyon ol Trabzonspor. Senin ne kadar hakkettiğini ve bunu ne güzel kutladığını tüm dünya gördü.

Evet Trabzonspor görkemli bir şampiyonluk yaşıyor. Trabzonspor sevdalıları için yaşanan bu an çok büyük bir özlem en büyük rüya. Bu Şampiyonluk daha önce mutluluğu defalarca çalınmış Takımın peşinde deplasman deplasman gezmiş ve yaşadığı kısa hayatta bu mutluluğu görememiş kardeşim Şenol Ünal ve bize emanet bıraktığı 3 erkek evladı için

Trabzonspor'u çok sevdiği için üniversiteyi Trabzon'da okuyan ve daha sonra hiç bir maçını kaçırmamak ve sevdasına yakın olmak için Trabzon'da öğretmenlik yapan Malatyalı edebiyat öğretmeni Muzaffer İçli için,

Abileri Fenerbahçe'li olduğu halde okulundaki tek Trabzonsporlu olmayı seçen Aydın'lı Hasan Kayaküçük için,

Evinin önünden Trabzonspor otobüsü geçecek diye saatlerce bekleyen soğuktan elleri donan Gümüşhane'li Numan Kaya için,

Bütün öğrencilerini Trabzonspor'lu yapan ve onlara forma aldıran Elazığlı öğretmen Bünyamin Kılıç için,

Hiç görmediği takımına kavuştuğunda hüngür hüngür ağlayan Karslı Belediye işçisi Mehmet Gürbüz için,

Bütün torunlarını ve çocuklarını Trabzonspor'lu yapan Iğdır'lı Fedai Koçer için,

Abilerinden dayak yediği halde takımından vazgeçmeyen inatla Trabzonspor'lu olan Ankaralı Kaan Yıldız için,

Konya'daki hiç bir Trabzonspor maçını kaçırmayan En büyük hayaline bu yıl Trabzon'da Konyaspor maçını izleyerek ulaşan Konyalı Enisa Ecem Aksu için,

Ebediyete uğurladığımız Mehmet Dalman, Avni Küçük, Nazmiye Nine, Mustafa Çelik, Eyüp Yusuf,  Samet Türkmen, Mümin Aydın, Hüsnü Civelek,  Sait Uçar,  Kazım Koyuncu, Melih Aksoy, Kemal Onur Sevinç, Alaattin Hatayoglu, Özkan Sümer, Dozer Cemil Usta, Kadir Özcan, Gökhan Kılıç, Şeref Vanlioglu, Sefer Köşe, Ahmet Yetim, Neşat Akyazı, Kürşat Akyazı, İsmail Akyazı Yusuf Sevgi, Hasan Sevgi, Ziya Kara, Alaattin Aygün, Gökmen Karakullukçu, Bülent Dönmez ve Faruk Genç ve adını unuttuklarım için

Trabzonspor' gönül vermiş milyonlarca Taraftar için kutlu olsun.